Erman Toroğlu Şenol Güneş'e saydırdı! 'O futbolcuyu sattın yuh sana Şenol'
Abone olA Milli Takım'ın EURO 2020'ye erken vedasından sonra Şenol Güneş'e tepkiler durulmuyor. Spor yazarı Erman Toroğlu da tecrübeli hocayı istifaya çağıran isimler arasına dahil oldu. Şenol Güneş'le ilgili yazı kaleme alan Toroğlu, demediğini bırakmadı.
A Milli Takımımız büyük umutlarla katıldığı EURO
2020'ye İtalya, Galler ve İsviçre yenilgilerinin
ardından 0 çekerek Türkiye'ye döndü. SABAH
Spor yazarı Erman Toroğlu, teknik direktör Şenol
Güneş için çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Güneş'i istifaya
çağıran usta isim, tecrübeli teknik adamın milli futbolcuyu
'sattığını' da ifade etti. İşte Toroğlu'nun Şenol Güneş
yazısı...
"Çekirdeği kabuğuyla birlikte yedin"
Bak Şenol; Fransa'yı, Hollanda'yı yenen Milli Takım o rezil futbolu
oynuyorsa bunun sorumlusu sensin. Demek ki bu takımda belli bir
çekirdek var. O çekirdeği millete göstereceğine kabuğuyla birlikte
yedin yuttun. Üç maçta iğrenç futbol, rezil futbol… Bunun mimarı ve
kahramanı Şenol Güneş. Utanmadan, sıkılmadan basın
toplantısında diyor ki gazetecilere "Ben size hesap vermem." Şenol,
o basın olmasaydı sen oralarda olur muydun? Önce kendini inkâr
ediyorsun zaten.
"95 milyon Türk'ün sinirlerini oynattın"
Sahada futbolcularını inkâr ettiğin gibi. Çok iyi bir para
kazanıyorsun bu işten. Bana sorsan bir vatandaş olarak helal eder
miyim? Sonuna kadar hayır. Helal olmasın sana. Çıkıyorsun,
"Sorumluluk bende" diyorsun. Sorumluluk sendeyse istifa et. Bak
Şenol! Kore-Japonya, Dünya Kupası'nda gri elbise giydin uğurlu
geliyor diye, şimdi yine gri giydin, sonuç hüsran oldu. Demek ki
takım elbise ile olmuyor. Mustafa Sandal'a şarkı yaptırdın uğurlu
geliyor diye, o da para etmedi! Hani benim eski bir yönetmenim
vardı ya "Oynatalım Uğur", sana onu gönderseydim, senden daha iyi
oynatırdı takımı. Sen 85 milyonun sinirlerini oynattın, beyinlerini
oynattın. 85 milyon bizim, 10 milyon da Azeriler. 95 milyon Türk'ün
sinirlerini oynattın.
"Seninki biraz eskide kalmış"
Bak Şenol! Bu Milli Takım'a kadar takımın başında yerli hoca olsun
istedim. Hatta 2 yıl önce Yusuf Namoğlu TFF'ye çağırdığında Lucescu
teknik direktördü. Kamera çekim yaparken Lucescu'yu işaret ederek,
"Bunu gönderelim ve senin resmini göstererek bunu getirelim" dedim.
Bu Milli Takım kadrosundaki oyuncuların çoğu Avrupa'da oynuyor.
Onların hocalarının kafa yapıları, oyun görüşleri çok farklı.
Seninki biraz eskide kalmış. Şu Milli Takım'ı yalnız sen değil
herhangi bir Türk hoca çalıştıramaz. Yabancı lazım. Bizim Milli
Takım'da iyi bir kumaş var. Ama sen bu kumaşı perişan ettin. Yırtık
pırtık bir kumaşla Türk futbolunu dünyaya rezil ettin. Fransa'da
şampiyon olan takımda oyuncularımız var, Juventus'ta, Milan'da,
İngiltere'de var ama sen yoksun Güneş.
Eee Şenol öğretmen...
Biz biraz fazla tarihimizle yaşıyoruz. Kore'de dünya 3.'sü olduk.
Ama kimse şunu düşünmedi; o takımın iskeleti Galatasaray'dı.
Yabancıların yerine en iyi 3-4 Türk oyuncuyu monte ettik ve 3'üncü
olduk. Ammaaaa bir tane Avrupa takımıyla oynamadan 3. olduk. İşte
görüyoruz Almanya'yı, İtalya'yı, Fransa'yı, boş
verelim. Galler'e İsviçre'ye ne diyeceksin Şenol? Yahu
arkadaşlar, İtalya Milli Takımı'nın hocası, bazı futbolcular,
Galler'in hocası ve futbolcuları hakeza İsviçreliler, "Türkiye'nin
zaaflarını biliyorduk, ona göre oynadık, kazandık" diyorlar. Yani
onlar derslerine çalışmışlar. Bizim zayıf taraflarımıza sahada
çalışıp duman ettiler. Bizim Şenol dersine hiç çalışmamış. Bırakın
önlem almayı, onların zaaflarına karşı etkili olabilecek bir plan
da yapmamış. Eee Şenol Güneş öğretmen... Öğretmenler,
öğrencilerine ders çalıştırırken sosyal yönden de ders vermeliler.
Onları hayata çok yönle hazırlamalılar.
Bir gün TFF'den birini gördüm pandemi başlayalı epey olmuştu. "Şenol Güneş hiç gözükmüyor" dedim. "Evden çıkmıyor" dediler. Doğru korunacaksın Şenol ama pandemiden de bu kadar korkup hayatla biraz iç içe olmazsan futboldan da korkarsın, rakipten de korkarsın. İnanılmaz korunan çok arkadaşım virüse yakalandı. Korkunun ecele faydası yok Şenol Güneş. Maçlardan sonra öyle cümleler kurdun ki anlamak mümkün değil. Bu Milli Takım finallere giderken bayağı bir prim almış. Duyduğuma göre yanda tabela kaldıranlara bile prim verilmiş. Alacaksınız. Kazandıkça alacaksınız. Hakkınız.
Ama kaybettiğiniz zaman da bedelini ödeyeceksiniz. O da bizim hakkımız Şenol. Başarı detayda gizlidir. Bu bir gerçek. İtalyan'dan önce düşünürsen, İtalyan'dan önce hareket edersen o zaman dünya futbolunda bir yere varırız. Çünkü İtalyanlar modada da bizden önce düşünüyorlar. Çok şey de bizden önce düşünüyorlar. Ama bizim de iki kulağımız, iki gözümüz var. Biz niye düşünmeyelim?
"O futbolcuyu sattın"
Bu kadro çok daha iyi işler yapar. Bu futbolcular bu rezil futbolu
oynamazlar. Oyuncuları rekabete sokup haklarını verirsen, onlar da
senin hakkını verirler. Sen bu rekabeti sağlayamazsan hakkını
vermezler. Bir topu çıkarmak için cansiperane uğraşan oyuncuyu sen
2. maçta ilk 11 çıkarmadın ki o Juventus'un oyuncusu. Çok üzüldüğü
yüzünden de belliydi. Ama sen bir sonraki maç ilk 11 çıkarmayarak
onu sattın. Sen onu satarsan, o ve diğerleri seni satarlar. Bu işin
kuralı budur. Sen bütün suçu o çocuğa attın. Uyanıksın ya! İkinci
maçta 45'te oyuna aldın. Bir yaptığın bir yaptığını tutmuyor. İrfan
Can'ı oyundan alacaktın. Tabelada gözüktü. 35'te bir vurdu,
vazgeçtin. Teknik adam eğer doğru iş yapıyorsa, kendine inanıyorsa
yine değiştirir. Ama 'Gol attı, değiştirirsem millet üzerime gelir'
diye düşünürsen "Yuh sana Şenol" dedirtirsin seyircilere. Ne oldu
peki, 5 dakika sonra İrfan'ı oyundan gene aldın. Kararsız adamdan
Milli Takım teknik direktörü olmaz Şenol.
Üç maçı da seyrederken rakip hocalara baktım; kıyafetleriyle hareketleriyle oyunun içindelerdi. "Biz buradayız" diyorlardı. Bir de sana baktım Şenol. Enteresan işler yapıyordun kenarda. Kamera sana bir zoom yaptı. Elinde bir dosya, not tutuyorsun. Üniversite giriş sınavına mı hazırlanıyordun? Takımın sahada perişan oluyor. Sahaya baksan belki bir şey yakalardın.