Ergenekonda o fırçanın hikayesi
Abone olErgenekon davasına bakan hakimin sanık Oktay Yıldırım'a fırça attığı doğru mu? İşin aslını hakim Şengün yanıtladı.
"Ergenekon" davasına bakan mahkeme heyeti, Danıştay'a
saldırı dava dosyasının birleştirilme talebiyle gönderildiğini ve
bu yöndeki kararın gelecek oturumda açıklanacağını
bildirdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın talepler bölümünde
söz alan tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak, "Ergenekon"
soruşturması kapsamında tutuklanan avukat Levent Göktaş'tan ele
geçtiği iddia edilen ve çeşitli yargı mensuplarına ait kişisel
bilgi ile görüntülerin bulunduğu öne sürülen DVD'nin mahkemece
istenmesini talep etti.
Bu DVD'nin, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin "Ergenekon" davası
ile Danıştay'a saldırı davasının birleştirilmesine ilişkin kararını
açıklamasından önce kamuoyuna yansıdığını ifade eden Akalın,
DVD'nin heyetçe tetkik edilmesini istedi. Akalın, sonucun olumlu
çıkması halinde de Danıştay'a saldırı davası ile "Ergenekon"
davasının birleştirilmesi kararın ın yazılı emir yoluyla
bozulmasının değerlendirilmesi için Adalet Bakanlığına müzekkere
yazılmasını talep etti.
"Mikrofon için görevliye kapat sesi dedim"
Tolga Akalın'ın konuşmasının ardından yeni bir talep almadan önce
tutuklu sanık Oktay Yıldırım'a bir konuyu açıklığa kavuşturmak
istediğini söyleyen Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, geçen
hafta Yıldırım'ın talebini aktarması sırasında kendisinin, "kapa
çeneni" dediği yönünde bazı yanlış haberlerin aksettirildiğini
vurguladı. Şengün, bu haberler üzerine duruşma sırasında yap ılan
kayıtları defalarca dinlediğini ve böyle bir şey söylemediğini
tespit ettiğini belirterek, "Kapat çeneni' değil, ses tesisatında
bir sorun vardı, görevliye, 'kapat sesi' dedim. Böyle bir konuşma
zaten benim tarzım değildir" şeklinde konuştu. Oktay Yıldırım da
Şengün'e, "Biliyorum efendim, biliyorum" diye yanıt verdi.
Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün kızı ve avukat ı
Zeynep Küçük de "Ergenekon" davasının 100'üncü duruşmasına
gelinmesine ilişkin basında pek çok yorum haberlerin yer aldığını
belirterek, kendisinin de bu konuda yorumda bulunmak istediğini
söyledi. 100 duruşma yapılmasına rağmen sanıkların atılı
suçlamaları gerçekleştirdiklerine dair tek bir somut kanıt
bulunmadığını, buna rağmen bazı basın organlarının "pek çok gerçek
ortaya çıktı" şeklinde haberler yaptığını ifade eden Zeynep Küçük,
şöyle konuştu:
"100 duruşma sonra elde hala herhangi bir belge ve bulgu olmamasına
rağmen varmış gibi bunları söyleyebiliyorlarsa, bu haberleri yapma
cesaretini bu mahkemeden alıyorlar. Savcılar üçüncü, dördüncü
dalgaları yapma cesaretini de bu mahkemeden alıyorlar. Dördüncü,
beşinci iddianameyi de yapacaklar ve siz bunları kabul edeceksiniz.
'Ben neden buradayım?' diye sanıklar da sanık yakınları da soruyor.
Çok iyi biliyorum ki bunu siz de soruyorsunuz. 'Bu kararların
altına neden ben imza atmak zorunda kalacağım?' ya da 'bu yükü
nasıl taşıyacağım?' diyorsunuz.
Ben ömrüm boyunca tehdit altında yaşamış bir insanım. İ lkokulda bu
tehditler yüzünden ben sınıftayken kapıda koruma beklerdi.
Teneffüslere çıkamazdım, bu tehditler yüzünden yasaktı. Öğrenim
hayatım boyunca Türkiye'nin en ücra yerlerindeki okullarda okudum.
Yaşıtlarım yataklarında uyurken, ben masaların altında geçirdim
gecelerimi, tepemizden geçen kurşunlar nedeniyle. Biz bedel ödedik.
Artık lütfen ortaya çıkan gerçekleri değerlendirin. Bir bedel
ödenecekse, lütfen safınızı belli edin, hepimiz elimizi taşın
altına koyalı m ve yine bedel ödemek gerekiyorsa, hukukun üstünlüğü
için bu gerekiyorsa, bedeli birlikte ödeyelim."
Taleplerin ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, dava
dosyasına gelen evrakları okudu.
Tutuklu sanık Nusret Senem'in talebi doğrultusunda Başbakanlık
Teftiş Kurulu Başkanlığından istenen Susurluk Raporu'nun eksik
kısımlarının dosyaya gönderildiği, yine de birkaç sayfanın eksik
olduğu belirtildi.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Danıştay'a saldırı davası
dosyasını birleştirilme talebiyle mahkemeye gönderdiği
kaydedildi.
Talepleri değerlendirmek üzere verilen 4.5 saatlik aranın ardından
Başkan Şengün, heyetçe alınan ara kararları okudu.
Buna göre mahkeme heyeti, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'na
yazı yazılarak, Susurluk Raporu'nun eksik 12 sayfasının mahkemeye
gönderilmesini, bu rapora dayanak yapılan 13 adet ek belgenin de
istenilmesini kararlaştırdı.
Nusret Senem'in talebini kabul eden mahkeme heyeti, MİT
Müsteşarlığı'na yazı yazılarak, mahkemeye 6 adet CD ile birlikte
gönderilen ihbar mektubunun aslının iade edilmek üzere
istenilmesine hükmetti.
Yine MİT Müsteşarlığı'na yazı yazılmasını kararlaştıran mahkeme
heyeti, mahkemeye gönderilen yazıda, şema hazırlanırken Tuncay
Güney'in ifadelerinden de yararlanıldığının belirtildiğini dikkate
alarak, MİT'in gönderdiği 6 adet CD içerisinde Tuncay Güney'e ait
görüntüsüz ses kaydı dışında mülakat şeklinde alı nan herhangi bir
beyanını içeren bir kaydın olup olmadığının sorulmasını
kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, Ankara ve İstanbul'daki Ulusal Kanal, İşçi Partisi
ve Aydınlık Dergisi'nin bulunduğu binalarda, Hayati Özcan'ın
İzmir'deki evinde ve iş yerinde, Doğu Perinçek'in evinde yapılan
aramalarda ele geçen bilgisayar, CD ve diğer eşyaların tamamının,
bir kısmının iade edilip edilmediğinin, bunlar üzerinde inceleme
yapılıp yapılmadığının, özellikle CD'ler üzerinde parmak izi
incelemesi yapılıp yapılmadığının sorulması için Ankara, İstanbul
ve İzmir emniyet müdürlüklerine yazı yazılmasını kararlaştırdı.
Akdeniz Üniversitesi'ne yazı yazılmasına hükmeden mahkeme heyeti,
2006 veya 2007 yılında TCK'nın 301. maddesiyle ilgili olarak bu
üniversitede yapılan ve Vural Savaş, Kemal Kerinçsiz, Oral Çalışlar
ile Hrant Dink'in katıldığı toplantıyla ilgili olarak tutanak
düzenlenip düzenlenmediğinin, düzenlenmişse ilgili evrakın celbini
kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, Kurmay Yüzbaşı Ceyhan Karagöz tarafından 12 Aralık
1999'da yazılan, "gizli" ibareli olan, PKK terör örgütünün
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 27 Kasım 1978'de kurulduğuna ilişkin
ders notunun tespiti, hangi kaynaklara dayanılarak hazırlandığı,
ders notunun hangi tarihler arasında okutulduğu, kimlere ders
verildiği ve adı geçen subayın halen sağ olup olmadığı, ders notuna
ilişkin bilgi, belge ve bu notun istenmesi için Genelkurmay
Başkanlığı'na yazı yazılmasını kararlaştırdı.
12 Mart 1997'de göreve getirilen tanık Bülent Orakoğlu hakkında,
"devletin gizli belgelerini ele geçirmek"ten dolayı Genelkurmay
Başkanlığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Ankara Askeri Mahkemesi'nin
27 Şubat 1998 tarihli dosyasının "görevsizlik"le gönderildiğini
belirten mahkeme heyeti, dosyanın ekleri ve delilleriyle birlikte
celbi için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına karar
verdi.
Tuncay Güney'in 2001 yılında alınan beyanında, Ayşe Önal, İbrahim
Akbaba, Behiç Özerden ve Bayram Yurtçiçek ile birlikte BMW marka
bir araçla Irak'ın kuzeyine gittiğini belirttiğini ifade eden
mahkeme heyeti, söz konusu kişilerin 1999, 2000 ve 2001 yıllarında
Irak'ın kuzeyine girip girmediklerinin, ne şekilde
girip-çıktıklarının ve tarihlerinin Habur Gümrük Müdürlüğünden
sorulmasını kararlaştırdı.
Ümraniye'de ele geçtiği iddia olunan el bombaları üzerinde 28 adet
parmak izi tespit edildiğini kaydeden mahkeme heyeti, bu izlerin,
tüm sanıkların parmak izleriyle karşılaştırılıp
karşılaştırılmadığının, karşılaştırma yapılmışsa buna ilişkin
raporların celbi için İstanbul İl ve Ümraniye ilçe emniyet müd
ürlüklerine yazı yazılmasına, aksi durumda gerekli karşılaştırmanın
yapılmasına karar verdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılarak, Susurluk
dosyasının bütün ekleriyle birlikte celbine karar veren mahkeme
heyeti, tüm sanıkların 2000-2008 yılları arasında üyesi, kurucusu
ve başkanı oldukları vakıfların, derneklerin isimlerinin ve üyelik
tarihlerinin sorulması için İçişleri Bakanlığına yazı yazılmasına
hükmetti.
Mahkeme heyeti, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Danıştay'a
saldırı dava dosyasının "Ergenekon" davasıyla birleştirilmesi
yönünde muvafakat verilmesiyle ilgili talebi konusunda da gelecek
oturumda karar verilmesini hükme bağladı.