Ergenekona darbe gibi karar!
Abone olYargıtay'ın başka bir davada verdiği 'telefon dinleme'ye ilişkin karar Ergenekon'u da etkileyecek gibi gözüküyor...
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, "içeriği maddi bulgularla
desteklenemeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtlarını"
delil kabul etmedi. Daire, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin altı
sanık hakkında "silah ticareti yapma" suçundan verilen hapis
cezasının temyiz istemini görüştü. Daire, sanıklar hakkında verilen
hapis cezasını oy çokluğuyla bozdu.
Bilindiği gibi Ergenekon Davası'nın tutuklu sanıklarının
çoğu telefon görüşmelerine dayanılarak cezaevinde tutuluyor.
Yargıtay'ın verdiği bu kararla Ergenekon Davası'nın seyri merak
ediliyor.
Daire'nin gerekçesinde, sanıkların topluluk oluşturacak boyutta
ortaklık ve birlikteliğin bulunduğuna dair "iletişim tutanakları
dışında delil bulunmadığı" vurgulandı. Gerekçede, "sanıklarda elde
edilen suça konu silah ve mermileri kişisel ihtiyaçları için
bulundurduklarına ilişkin savunmalarının
aksine, satmak amacıyla edindikleri veya bu amaçla
bulundurduklarına dair mahkumiyetlerine yeterli kesin ve inandırıcı
kanıt olmadığı" belirtildi.
TELEFON DİNLEME
Daire, diğer sanıklar Yaşar A. ve Faruk B. hakkında toplu silah
ticareti yapmak suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarını
da inceledi.
Gerekçede, bu sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair,
savunmalarının aksine, "içeriği maddi bulgularla
desteklenemeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları
dışında cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı delil elde
edilemediği, sanıkların üzerlerinde ve evlerinde yapılan aramalarda
herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gözetilmeden atılı suçtan
beraatları yerine ceza tayin edilmesinin bozmayı
gerektirdiği" belirtildi.
Diğer sanık Cuma A'nın "silah ticareti yaptığına yönelik şüpheden
uzak, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediği gözetilmeden
beraatı yerine
mahkumiyetine hükmedilmesi" bozma nedeni sayıldı. Daire, bu
nedenlerle sanıklar Yaşar A, Faruk B. ve Cuma A'nın atılı suçlardan
beraatlarına, Mehmet B, Hüseyin K. ve Mehmet E. hakkındaki hükmün
bozulmasına oy çokluğuyla karar verdi. Daire, bozma nedenine göre
tutuklu sanıklar Yaşar A, Cuma A, Faruk B, Hüseyin K. ve Mehmet
E'nin oy birliğiyle tahliyesine hükmetti.
KISMEN KARŞI DÜŞÜNCELER
Çoğunluğun görüşüne kısmen katılmayan Daire Başkanı Zeki Aslan,
sanıklar Yaşar A. ve Faruk B'nin, silah ticaretiyle uğraştıklarını
bazen açık bazen kapalı şekilde söyleyip tarif ettikleri ve
kendilerini arayan hiç kimseye "ben bu işlerle uğraşmam"
demediklerinin, "usule uygun yapılan telefon dinlemelerinden
anlaşıldığını" belirtti. Aslan, silah ticareti suçunda, silahların
mutlaka ele geçmesi ve çalışır olması koşulunun aranmadığını
savunarak, bu kişiler hakkındaki mahkumiyet kararının onanması
gerektiğini ileri sürdü.
Üye Halil Akdağ ise sanıklar Yaşar A, Cuma A. ve Faruk B hakkında,
çözümlemesi yapılmış, yasal yollardan elde edilmiş iletişim
kayıtlarının silah
ticareti yaptıkları hususunda duraksamaya yer vermeyecek ölçüde
açık olduğunu öne sürdü. Telefon görüşmelerinden, bu işi toplu
olarak değil münferiden yaptıklarının anlaşıldığını ifade eden
Akdağ, yapılan arama sırasında bu üç sanıkta silah ele
geçirilememiş olmasının suçun oluşmasına engel olmadığı görüşünü
savundu. Akdağ, görüşünde, "Günümüzde teknolojinin sağladığı
olanaklarla suç takibi kolaylaşmış, suçluların izlenmesi, suç
teşkil eden eylemlerinin saptanması mümkün hale gelmiştir. Yasal
koşulları yerine getirmek suretiyle iletişimin izlenmesi, suç
işlenmesi sürecini deşifre etmesi anlamında dikkate alınmak
durumundadır. Söz konusu olan sadece kanunun uygulanması değil,
toplumda yaşayan insanların yaşam haklarının hukuken korunmasıdır"
ifadelerine yer verdi.