Ergenekon savcılarından muhtıra
Abone olErgenekon'da tüm eleştirilere kulak tıkayan savcıların kafası attı! Savcılar öyle bir açıklama yaptı ki tarihte ilk!
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya ifadesi
alınacak tutuksuz sanıklar katılmadığı için, mahkeme heyetine
başkanlık yapan Hasan Hüseyin Özese talepleri aldı.
Duruşmada taleplerin ardından görüşünü açıklaması için söz verilen
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, bazı sanık ve avukatların,
''Ergenekon'' davasına bakan ve soruşturmayı
yürüten savcılara yönelik eleştirilerini yanıtladı.
Pekgüzel, terör örgütünün yargılanma sürecinde propaganda
unsuru olarak kullanıldığını belirtti.
''YEŞİL YARGI'' ELEŞTİRİSİ
Pekgüzel, yine savunmalar sırasında ''yeşil yargı'' şeklindeki
eleştirilere ilişkin olarak şöyle konuştu: ''Küresel
çetenin üyesi yeşil yargı darbesinin, biat ve tarikat kültürünün
savcısı denildi. Amacımızın orduyu yıpratmak olduğu gibi
suçlamaların savunma hakkı kapsamında yapıldığı söylenmektedir.
Kanaatimizce, bu soruşturmayı biz değil her kim yapsa bu ithamlara
hedef olacaktı. Cumhuriyet Savcılarının avukatlar gibi dava
seçme hakkı yoktur. İş bölümüne göre görevlendirilirler.
Kendileri davadan çekilemez. Hiçbir sanığa karşı kin gütmemiz
mümkün değildir. Buna benzer ithamlarla ilk defa karşılaşmıyoruz.
Bizler birinci sınıf olmuş Cumhuriyet savcılarıyız. Şekli değişik
olsa da bu ithamlarla ilk kez karşılaşmıyoruz.''
SAVCI PEKGÜZEL'İN CEVABI
HABERİN DEVAMINDA...''OSMAN'IM DEMEDİK''
Cumhuriyet savcılarının, Danıştay'a saldırı davasının
sanığı Osman Yıldırım'a ''Osman'ım'' dediğinin iddia edildiğini
belirten Pekgüzel, şöyle devam etti: ''Sürekli 'Osman'ım' denildiği
öne sürülerek, bu konu istismar edilmektedir. Cumhuriyet Savcıları
bu kişiye asla bu şekilde hitap etmemiştir. İddia makamı da bu
sözlerden asla etkilenmeyecektir. 'Osman'ım' dendiğini
nereden çıkarıyorlar? Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için bu
anlatımlar kamerayla kayıt altına alınmıştır. Türk yargısı
aşağılanmaktadır. Bu nedenle yapılan ve yapılacak olan iftira ve
hakaretlerle ilgili suç duyurusunda bulunacağız. Kanuni işlem
yapılacaktır.''
''Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz ve bir kısım sanıklar,
TSK'ya ve Atatürkçülere terörist diyen savcılar olarak
tarihe geçeceğimizi iddia ettiler'' diyen Pekgüzel,
iddianamenin ortada olduğunu söyledi.
TSK YIPRATILMAZ
Pekgüzel, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Her kurum içerisinde
olduğu gibi TSK'nın içinde de suça karışan kişiler olabilir. Bu
durum TSK'nın itibarını zedelemeyeceği gibi, aksine
itibarını artıracaktır. Bu, ilk kez bu iddianamede yer
almıştır. Ergenekon belgelerinde, örgütün TSK içinde faaliyet
gösterdiği açıkça yazılıdır. TSK içinde faaliyet gösterdiğini kendi
belgelerinde açıkça yazan örgütün faaliyetlerinden bahsederken
'sözde TSK' demekten daha doğal ne olabilir?
Örgütle TSK'yı özdeşleştirmemek için de 'sözde' kelimesini
kullanıyoruz. Türk ordusunu korumak amacı, TSK'yı istismar edenlere
mi kalmıştır? Kaldı ki, Yüksek Askeri Şura'da bu gibi kişilerin
durumları incelenip gerekli işlem yapılmaktadır.''
Tutuklu sanık Oktay Yıldırım'ın, 27 adet el bombasıyla ilgili
Ümraniye Asayiş Bürosu'nda çekilen CD'yi duruşma salonunda
izlettirdiğini hatırlatan Pekgüzel, orijinalinde olmamasına rağmen
CD'nin duruşma salonunda alt yazı eklenmiş olarak izletildiğini
kaydetti.
Pekgüzel, bunun CD'ye bir işlem yapıldığını gösterdiğini
belirterek, ''Biz, CD'de arka planda geçen küfürlü sözleri ve
Ergenekon kelimesini duyamadık. Avukat Mehmet Cengiz tarafından,
bombaların ele geçirilme tarihi olarak '27 Haziran' dendiği iddia
ediliyor. Oysa biz bu kelimeyi '27 bomba' diye duyduk. Bu hususu da
mahkemenin dikkatine sunuyoruz. Şüphesiz bu CD, Adli Tıp Kurumu
tarafından incelenerek, çözümü mahkemeye iletilecektir. Gerçek de o
zaman ortaya çıkacaktır'' şeklinde konuştu.
Başkan Özese, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara
verdi.