Ergenekon sanığından tuhaf talep!
Abone olErgenekon sanıklarından Kemal Aydın, mahkeme heyetinin etnik kimliklerinin kendisine bildirilmesini istedi
Birleştirilen Ergenekon davasının tutuklu sanığı Kemal Aydın,
Türklüğünün sorgulandığını öne sürerek, "Sayın Başbakan
Türkiye'de 36 etnik köken olduğunu söyledi. Ben de mahkeme
heyetinin hangi etnik kökenlere ait olduğunu öğrenmek
istiyorum." dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 'Birleştirilen
Ergenekon' davasının 48. oturumuna tutuklu sanıklardan Mehmet
Haberal, Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Muzaffer Öztürk katılmadı,
diğer tutuklu sanıklar duruşmada hazır bulundu.
Duruşmaya, sanık İbrahim Özcan'ın avukatı Yusuf Erikel'in yarım
kalan savunmasına devamıyla başlandı. Önceki oturumda mahkeme
heyetine "Burası mahkeme mi yoksa morg mu? Sizler ölü
yıkayıcısımısınız ?" diye soran Erikel, bu oturumda da
"Rica ediyorum, öncelikle müvekkillerimin tahliyesine karar
verilsin. Daha sonra da tutuksuz yargılanarak beraat etsinler."
dedi. Erikel, daha sonra da "Görelim bakalım inanmak istediğimiz
adalet var mı yok mu?" diye konuştu.
Dosyada müvekkilleri aleyhindeki belgelerden darbe çıkmak bir yana
hikaye bile çıkamayacağını savunan Erikel, "Ergenekon iddianamesi,
dünyanın en tirajı komik eseridir. Üstelik yazarları da ortada
yok." dedi. Avukat Erikel, "Müvekkilimin kızıldereli
katliamıyla ilgili gittiği konferans delil olarak dosyaya konulmuş.
Kızılderelileri bunlar mı katletti? Belki Roma'yı da bunlar
yakmıştır." şeklinde konuştu.
Mahkeme heyetine bir de fikir veren Erikel, "Ne olur
iddianameyi kabul kararınızdan dönünüz ve vicdanınızın sesini
dinleyiniz." diye konuştu. Müvekkili İbrahim Özcan'ın,
bazı kişilere paket, kitap ve afiş göndermesinin örgüt kapsamında
değerlendirildiğini belirten avukat Erikel, "Bu paketleri gönderen
suçlu da peki alanlar nerede?" dedi.
Avukat Erikel'in savunmasını tamamlamasının ardından tutuklu sanık
Kemal Aydın'ın savunmasına geçildi. Soruşturma aşamasında kendisine
tutuklanma gerekçesinin kendisine söylenmediğini belirten Aydın,
hakkındaki tutuklama müzekkeresinin okunmasını istedi. İddianamede
kendisi hakkında 75 sayfa ayrıldığını belirten Kemal Aydın, başka
sanıklarda benim hakkımda geçen bölümlerle toplam 90-100 sayfada
kendisiyle alakalı bilgiler verildiğini söyledi.
Mahkeme heyetine, redd-i hakim taleplerini neden reddettiklerini
soran Kemal Aydın, "Yoksa tehdit mi alıyorsunuz?" dedi. Aydın,
yargılamanın bilerek yavaş işletildiğini iddia eden Aydın, "Tavan
çöktü diye bahane ettiniz, duruşmayı ertelediniz. Yarın gökkubbe
çöktüğünde ne yapacaksınız?" diye sordu.
Davada Türklüklerinin sorgulandığını iddia eden Aydın, "Sayın
Başbakan, Türkiye'de 36 etnik köken olduğunu söyledi. Heyetin hangi
etnik kökenlere ait olduğunu öğrenmek istiyorum." dedi.
Yargılamanın yapıldığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden kuvvet
alarak sanıklara zulüm edildiğini iddia eden sanık Aydın, "Yüce
mahkemeniz de bize bunlar yapılsın diye yargılamayı geciktirmiştir.
Mahkemenin bahanesini bilmek istiyorum. Yüce mahkeme istese bu
saldırıya karşı bizi koruyamaz mıydı acaba?" sorusunu yöneltti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bölücübaşı Abdullah Öcalan'a
"Sayın" diye hitap ettiğini belirten Aydın, mahkeme heyetine
hitaben "Heyetinize bu nedenle sayın şeklinde hitapta
bulunmayacağım. Saygıdeğer heyetiniz diyeceğim. İddia makamında
bulunan savcılara ise sayın ifadesini kullanacağım." şeklinde
konuştu.
ÖZKAN VE BALBAY'IN KAMUOYU OLUŞTURMA GAYRETİ
Öte yandan, 8 Mart 2010 tarihinde basın mensuplarını, 16 Mart 2010
tarihinde de siyasi parti temsilcilerini duruşmayı izlemeleri için
Silivri'ye davet eden tutuklu sanıklardan Tuncay Özkan ve Mustafa
Balbay, bu duruşmada da toplumun duyarlı kesimlerini ve
temsilcilerini davet etti.
"Kamuoyuna açık mektup" başlığıyla basın mensuplarına iletilen
yazılı açıklamada "Ülkemizin içinde, dışında, üzerinde birleşilen
düşüncelerinden biri de Ergenekon davasının kamuoyunu böldüğüdür.
Bunun somut örneği sık sık yayınlanan anketlerdir. Bu anketlerde
insanlarımızın Ergenekon davasına inanıp inanmadığı sorulmaktadır.
Salt bu durum bile davanın kamuoyu kadında ne kadar hukuktan uzak
olduğunu göstermektedir." denildi.
Anketle hukukun aranmayacağı belirtilen açıklamada "Herkesin, her
kesimin bölündüğü, derin şüphelerin doğduğu bu ortamda çözüm, adil,
hızlı ve tutuksuz yargılamadır. Ancak bunun yerine kamuoyu katında
bir başka yargılama öne çıkmıştır.Dava kapsamındaki herkesi halkın
gözünde suçlu gösterme ve halk katında mahkum etme hedefine dönük
bu özel yargılamanın ters teptiğini görüyoruz." ifadesi
kullanıldı.
Duruşmaların Cuma günkü bölümlerinde sanıklar ve avukatların,
durumlarını, davaya ilişkin düşüncelerini mahkeme heyetine
anlattıkları hatırlatılan açıklamada, "Toplumun duyarlı kesimlerini
ve temsilcilerini cuma günleri duruşmaları izlemeye, sürece
tanıklık etmeye davet ediyoruz." ifadesine yer verildi.