Erdoğanlı fotoğrafı hakkında konuştu

Abone ol

CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey, politikaya devam etmeyi düşünmediğini açıkladı. Pavey yıllar önce Erdoğan'la çekilen fotoğrafı hakkında da konuştu

CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey, dün Abbas Güçlü ile Genç Bakış programına konuk oldu. Başkent Üniversitesi öğrencilerinin sorularını yanıtladı.

Meclis'e türbanlı vekillerin geldiği gün yaptığı konuşmayla Türkiye'nin gündemine oturan Pavey'in açıklamaları şöyle:

BAŞBAKAN BENİ ZİYARET ETTİ DİYE DÜNYA GÖRÜŞÜM MÜ DEĞİŞECEK

Sayın Başbakan kazadan sonra zarafet örneği gösterip beni hastanede ziyaret etmişti. Tekrar teşekkür ediyorum bunun için. Ama insani ilişkilerin siyasi rekabete malzeme yapılıp medet umulmasını anlamış değilim. Bir hasta ziyareti karşılığında dünya görüşümü değiştirmem mi gerekiyor? Bunu anlamış değilim. Başbakan'ın şimdi de aynı zarafet örneğini gösterip Berkin Elvan'ı da hastanede ziyaret etmesini umut ediyorum.

O KONUŞMAYI DİĞER VEKİLLERLE BİRLİKTE HAZIRLADIK

Meclis'te yaptığım konuşma Aykut Erdoğdu, Veli Ağbaba, Müslüm Sarı, Hüseyin Aygün ve eşleri ile oturulup sabaha kadar konuşularak hazırlandı. Hepsine teşekkür ediyorum. Özgürlükler mağdurunun hangi partiye oy verdiği ile ilgili değildir. Özgürlükler herkes için, her koşulda savunulmalıdır. Sosyal özgürlüklerin paha biçilmez olduğunu ancak kaybettiğimizde anlarız. Ben de adım adım kazandığımız bu sosyal özgürlükleri hatırlatmak istedim.

BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNDAKİ UZLAŞMADAN MUTLUYUM

Başörtüsü konusunda bu toplumsal uzlaşıyı sağladığımız için de çok mutlu hissediyorum kendimi. Ben bir kez daha fikirlerime katılmadığı halde insani zarafet sınırları içinde kalarak beni eleştirenlere teşekkür ederim. Başka yollarla kendini anlatmaya çalışanlara da teşekkür ederim. Ayrıca AKP'nin özenli seçmeninden de büyük destek ve tebrik aldım.

AKP ADANA MİLLETVEKİLİNİ KUTLUYORUM

AKP'li Adana Milletvekili'nin kızlı-erkekli tartışması ve 'kavas' olayı karşısında sergilediği duruşu ve tavrını belli etmesini kutluyorum.

ÇOĞUNLUK İSTİYOR DİYE TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDEN VAZGEÇİLMEZ

Devlet asla ahlaka karışmamalı. Hukuk devletleri böyle olmalıdır. Çoğunluk istedi diye bir ahlak tanımlaması yapmaya çalışıyoruz. Köleler çoğunluk değildi ama dünyaya müthiş bir özgürlük hediyesi verdiler. Mesela çoğunluk istiyor diye Afganistan'da kız çocukları evlendiriliyor, Çeçenistan'da çocuk askerler alınıp satılıyor. Çoğunluk bunu kabul ediyor, peki bizim vicdanlarımız bunu kabul edebilir mi? Çoğunluğun hatırı için temel hak ve özgürlüklerden asla vazgeçilemez. Özgürlüklerin çıtası evrensel olarak yükselir.

AKP SÖYLEYECEĞİNİN NEREYE GİDECEĞİNİ BİLİYOR, TİTİZLİKLE KONUŞMALI

Bazı öğrenci evlerinin basılmasından çok rahatsız oldum. Yasa olmadan rahatlıkla söylenen bazı sözler, zaten bunu kendine vazife edinmek, buna çeşni olmak isteyenleri daha da güçlendiriyor. kamu otoritesine sahip kişilerin çıkıp, bu konuda biz hemen harekete geçeriz diye AKP'den verilen mesajlara kendi kendilerine vazife edinip cevap vermiş olmaları bile çok tehlikeli birşeyi gösteriyor bize.

FAZIL SAY KARARI

Geçen yıl Fazıl Say'ın davasında kapanış konuşmasında savcı; Fazıl Say'ın dini reddeden davranışının aslında otizmle ilgili olabileceğini ima ederek otizmle ilgili olup olmadığının araştırılmasını istedi. Savcının bu sözlerinden sonra bir haftaya kalmadan Türkiye'nin çeşitli illerinde, otizmli çocukların okullarında müdürler bunu kendilerine vazife edinip; 'Evet otistik çocuklar Allah'ı bilmiyorlarsa biz onlara öğretmekle yükümlüyüz' gibi açıklamalar yaptılar. Demek ki bizim toplumumuzda düşünce önderliği yapanların ya da gelmiş geçmiş en kudretli hükümet olan AKP'nin çok daha titizlikle konuşması gerekir. Bu sözlerin nereye gideceğini biliyorlar.

AHLAK KADININ NAMUSU ÜZERİNDEN TANIMLANIYOR

Sürekli ahlak konuşuluyor ama kapalı toplumlarda olduğu gibi kadınların iffeti üzerinden tanımlıyoruz ahlakı. Halbuki ahlak konuşabilmek için önce yolsuzluk, işsizliğin çözülmesi, Uludere'deki, Afyon'daki ölümlerin açıklanması gerek.

BİR HAFTADIR DÜNYADAN KINAMA MEKTUPLARI GELİYOR

Geçen haftadan beri dünyanın çeşitli yerlerinden, üniversiteli federasyonlardan kınama mektupları geliyor özellikle kadın öğretim üyelerinden... Bizde böyle bir uygulama yok diye. Yurtlarda ayrım yok. Hollanda, İspanya, Japonya, İtalya, Norveç'te örneğin...

POLİTİKAYA DEVAM ETMEYECEĞİM

Ailem bana hep iyi bir insan ol, politikacı olma demişlerdi. Ben politikanın bir nöbet değişimi olduğunu düşünüyorum. Herhalde devam etmem.

MECLİS'TE PANTOLONU DEĞİL GENÇLERDE İŞSİZLİĞİ KONUŞALIM

Meclis'te pantolon giymeyi konuşacağımıza gençlerde işsizliği konuşmayı tercih ederim. İki yıllık siyaset hayatımda üç kez pantolon ve bacak konusunda basın toplantısı yapacağımı hiç düşünmemiştim. Her özgürlük mutluluktur. Buna vesile olduysam ne mutlu. Ama her yıl üniversiteden mezun olan gençlerimizin sadece yarısı iş bulabiliyor. Ayrıca her iş bulan 5 gencimizden 4'ü taşeron işlerde çalışıyor. Türkiye'nin gerçek problemi bu, bunu konuşmalıyız.
Unutturulan bir sürü konumuz var. İş güvenliği olmadığı için, taşeron işçilik olduğu için Çin'den sonra işçisini en çok kaybeden ülkeyiz iş kazalarında. Bu konuyu konuşamıyor olmamızdan utanç duyuyorum.

SARIGÜL'ÜN KATILIMI ÇOK POZİTİF

Her zaman daha çok olmak daha güçlü olmaktır. Sadece sayı olarak değil, bakış olarak farklılıklara açık olmak her zaman sizi güçlendirir. O yüzden Mustafa Sarıgül'ün partimize katılması çok pozitiftir.

ENGELLİLERE VERİLEN HAKLAR KURNAZ YÖNETMELİKLERLE GERİ ALINIYOR

Engelli hakları konusunda birçok kez Meclis araştırması açalım dedik. Her konuda açıldı ama engellileri araştırmak için açılmadı. Bunun için çok önerge verdim. Bakanla 4 kez görüştüm, söz aldım. Kanun var. Kanunda bütün haklar varmış gibi gözüküyor ama inanılmaz kurnaz yönetmeliklerle engellilere verilen bütün haklar kaşıkla verilip kepçeyle geri alınıyor. Türkiye'de 12.5 milyon insan engelli. Ve bir Meclis araştırması açılmasını başaramadık. Ben bu konuda sivil toplumun hükümeti çok daha fazla uyarması gerektiğini düşünüyorum.

Günün Önemli Haberleri