Erdoğan'la Ekrem Dumanlı görüşmesinin perde arkası

Teknik ayrıntıya dikkat çektik. Haber sunan bir spikerin düştüğü hataları tespit ettik. Aslında, bir babanın kızına yaptığı büyük kötülüğü bir kez daha gözler önüne serdik.

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

Oldum olası, iki bilemediniz üç kişi arasında geçen görüşme hakkında ahkam kesmekten nefret ederim. İki kişi arasındaki sohbetle ilgili, kimi arkadaşlarımız adeta destan döşeyebiliyor!

STV'nin tepe yöneticisi Hidayet Karaca ile konuştum. Erdoğan-Dumanlı görüşmesine o da katılmış.

1,5 saatlik görüşme!

Ne konuşuldu?

Hiç kuşku yok ki çok şey konuşulmuştur!

Cemaat-İktidar arasında olduğu iddia edilen kavganın da masaya yatırıldığından şüphem yok.

Ancak...

Anlatıldığı gibi, ne Başbakan Erdoğan misafirlerine nezaket dışı bir davranışta bulunuyor, ne de Ekrem Dumanlı'nın ayağa fırladığı gibi arkasını dönüp gidiyor.

Hidayet Bey, sohbetin çok samimi geçtiğini söylüyor!

İnanırım!

Ekrem Dumanlı'nın son zamanlardaki keskin çıkışları bu görüşmenin çok uzağında. Görüşme hem eski, hem de eksik anlatılıyor. Baransu'nun kulağına fısıldananlar da, kulaktan dolma bilgiler. Zira o da anlatılanların doğru olmadığını öğrenmiş!

Çok şaşırmamak gerek!

Nifak sokmak için, seçimlere kadar ne gerekiyorsa yapılacak!

Önemli olan, fite ve fasata kanmamak...

Kurulan tuzaktan uzak durmak...

Başbakan Erdoğan, "medya üzerinden yapılan açıklamalar doğru değil" sözleriyle her iki tarafı da kurulan tuzaktan uzaklaştırdı. Cemaat, zaruri olmasaydı o açıklamayı yapmazdı. 

 Cemaat, bundan böyle iktidar kanadından daha dikkatli olacak bana göre!

Yeter ki, incitici hareketler olmasın! 

Habertürk yandaş mı, Candaş mı?


Can Ataklı,
Vatan'dan gönderildi malumunuz. Bu ayrılığı iktidarın baskısına bağlayanlar var. Ataklı, süresiz izine çıktığı zaman, böyle bir baskı almadığını bana söyledi. Şimdilerde CHP'den siyaset yapmaya başladı.

Haliyle fikri değişti Can Ataklı'nın...

Habertürk televizyonunda Can Ataklı özgürce konuşabiliyor ama!

Show'un satışıyla birlikte, Ciner Grubu'nun topyekun iktidarın kontrolüne geçtiğini söyleyip durdular. Ama iktidarın kontrolündeki (!) Habertürk'te Can Ataklı eksik olmuyor hiç! Yalçın Akdoğan'ın Ciner'e gücü yetmiyor mu ki, Ataklı muhalefet partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olarak, iktidara dair sözünü esirgemiyor!

Memlekette, baskı altında bir tek Demirören Grubu mu var?

Kafam karıştı da...

Not düşmek istedim!

Kızına kötülük yapan bir baba!

Bana soruyorlar:

-Cengiz Özdemir'le bir meselen mi var?

Yok!

Vallahi yok!

Ben bir babanın kızına yaptığı kötülüğü yazdım! Genç bir kızın paraşütle ekran yüzü yapılmasına karşı çıktım. Zira, bunu o kızın refüze olmaması için yaptım. Gece bültenini başında olduğu televizyona emanet etmek, doğru bir hareket ise, varın hepiniz Cengiz Özdemir'e takık olduğumu düşünün!

Satışı yapılmış bir televizyon ve gazete. Bir tarafta kızı, öteki tarafta oğlu. Kendisi hem Medya Grup Başkanı, hem yazar, hem Genel Yayın Yönetmeni ve programcı. Bu adam hangi arada, iş yapıyor siz merak etmiyor musunuz?

Diyorlar ki:

-Spiker kızın haber sunuşunu haber yapmasaydınız.

Hedef o kız değil ki...

Teknik ayrıntıya dikkat çektik. Haber sunan bir spikerin düştüğü hataları tespit ettik. Aslında, bir babanın kızına yaptığı büyük kötülüğü bir kez daha gözler önüne serdik. 

Benim 4-5 tane şirketim var!

Nazlı kızımı o şirketlerden birinin başına getiremez miyim?

İş bilen onca insan varken, yeni mezun olan kızıma genel müdürlük makamını tahsis edersem, sonu hüsran olur. Bunu bildiğim için, Nazlı kızımı Kader ve Hande Abla'sının yanına verdim. O şimdi sıradan bir çalışan gibi, geleceğe hazırlanıyor.

Aklın yolu bir!

Cengiz Özdemir de, elalemin televizyonunu idare ederken, böyle davranabilseydi keşke.

Alkışlayan en başta ben olurdum!

Süleyman Özışık neden gitti?

Kardeşim yazarlık şapkasını giymeyi tercih edince, fitneciler hemen devreye girdi:

-Özışık kardeşler birbirine girdi!

Bir dakika birader...

Süleyman Özışık hem yazar olarak işinin başında. Aynı bahçede yaşıyoruz, günün 24 saati neredeyse birlikteyiz. Saygı ve sevgimizde Allah'a şükür, toplu iğnenin ucu kadar eksilme yok.

Olamaz da!

Olursa, anne ve babamızın duasından mahrum kalırız.

 O yüzden fitnecilere diyorum ki:

-Kardeşler bizden size ekmek yok, başka kapıyı çalın!