Erdoğan'la Arınç'ın konut tartışması
Abone olMilletvekillerine TOKİ aracılığı ile konut yaptırma projesi, Başbakan Erdoğan ile TBMM Başkanı Arınç'ın arasını açtı. Erdoğan, Arınç'a üstü kapalı mesaj gönderdi.
Milletvekillerine TOKİ aracılığı ile konut yaptırma projesi,
Başbakan Tayyip Erdoğan ile TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın arasını
açtı. Erdoğan bugün Fransa'ya hareketinden önce yaptığı açıklamada
medyayı suçladıktan sonra 'Bu ülkede yürütmeden sorumlu olan kişi
şahsım ve kabinemdir' diyerek Arınç'a üstü kapalı mesaj gönderdi.
Konutların yapılmasından yana olan Arınç ise AK Parti grubunun
verdiği yemeğe katıldı ve gazetecilere yaptığı açıklama ile "konut"
gerilimini tırmandırdı. CHP ise gerilimde TBMM Başkanı Bülent
Arınç'ın yanında yeralıyor. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, bugün
düzenlediği basın toplantısında 'Milletvekilleri parasını ödeyerek
kooperatif tarzında konut edinme yoluna gidiyor. Burada ahlak dışı,
tartışılacak hiçbir şey yok' dedi. İşte devletin zirvesinde yaşanan
"konut krizi"ni bugün alevlendiren açıklamalar... ERDOĞAN ÖFKELİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin milletvekilleriyle ilgili
lojman yaptırmak gibi bir gayreti bulunmadığını belirterek, ''Bu
konuda atılan başlık, siyasete, siyasetçiye yine çamur
bulaştırmaktan başka birşey değildir'' dedi. Başbakan Erdoğan, 3
günlük resmi ziyarette bulunmak üzere Fransa'ya hareketinden önce
Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilere açıklamalar yaptı ve
sorularını yanıtladı. Erdoğan, bir gazetecinin, ''2 yıl önce
seçimlerden sonra milletvekillerinden lojmanlardan oturmamalarını
istediniz ve bu ayakta alkışlandı. Şimdi ise Toplu Konut
İdaresi'nin (TOKİ) milletvekillerine site yapma çalışmaları var.
Siz bunu bir çelişki olarak görmüyor musunuz'' sorusu üzerine, ''Bu
söylediğiniz ifadeler yalandır'' dedi. Bir broşürün yayınlanmasının
kendisini ilgilendirmediğini ifade eden Erdoğan, bu ülkede
yürütmeden sorumlu olan kişinin şahsı ve kabinesi olduğunu söyledi.
Erdoğan, ''Şu anda TOKİ ile TBMM arasında yapılmış bir protokol var
mı, bunu ilgili taraflara sordunuz mu?'' diye sordu. Erdoğan, şöyle
konuştu: ''Sormadınız... Sadece mensubu olduğunuz gazeteniz bol bol
sürmanşet atıyor. At, tutarsa... Bırakın artık bu işleri. Dürüst
olun. Dürüst olmaya mecbursunuz. Ben altına imza koyduğum bir
protokolün hesabını veririm milletime. Altına imza koymadığım
protokolün hesabını vermem. Şu anda milletvekillerimiz ile ilgili
hükümetimizin lojman yaptırmak gibi bir gayreti yoktur. Atılan
başlık siyasete, siyasetçiye yine çamur bulaştırmaktan başka birşey
değildir. TBMM'nin veya milletvekillerinin kooperatif kurmak
suretiyle şu şekilde veya bu şekilde yapacağı şeyler olabilir, ama
TOKİ bu tür şeylerin içerisinde değildir. TOKİ'nin şu anda
imzaladığı herhangi bir protokol yoktur. Kaldı ki bundan benim
haberimin olması gerekir. Benim böyle bir şeyden kesinlikle haberim
yoktur. Ben, size şahsımla ve TOKİ ile olanı anlatıyorum. TOKİ ile
görüşülmüş olabilir. Bu görüşmenin yapılması hiçbir zaman böyle
birşeyin yapıldığı anlamına gelmez. Nitekim TOKİ'nin ne arsa
tahsisi, ne böyle bir inşaatı başlatması ne de böyle birşeye imza
atması söz konusudur. Ben bunu şu anda tüm basının huzurunda
milletime tekrar duyuruyorum. Lütfen dürüst olalım, dürüst hareket
edelim. Siyasete ve siyasetçiye çamur bulaştırma gayreti içerisine
girmeyelim. Bu tür şeylerden de yazılı medyadan - maalesef şu anda
bir kısım demek zorunda kalacağım - beklentiler içerisine
girmesinler. Çünkü şahsım ve hükümetim bu tür beklentilere cevap
vermeyecektir.'' ARINÇ DA KONUŞTU TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclis
ve TOKİ'nin işbirliği ile milletvekillerine konut edindirilmesi
projesiyle ilgili olarak, ''Milletvekilinin cebinde parası ne
kadarsa onun karşılığında bir daire almak istiyorsa ve bunun için
karşısına bir resmi kurumu muhatap olarak almışsa, bunda gocunacak,
bunu ilginç bulacak birşeye ihtiyaç olabilir mi?'' diye sordu. AK
Parti Grubu'nun TBMM'deki komisyon başkanları, personel ve
parlamento muhabirlerine verdiği yemekte konuşan Bülent Arınç,
milletvekillerine Toplu Konut İdaresi (TOKİ) işbirliğiyle konut
yapılması konusuna da açıklık getirdi. Bülent Arınç, konuşmasında
günlerdir kamuoyunda tartışılan milletvekillerine TOKİ işbirliği
ile konut yapılması konusuna da değindi. Bu milletvekillerinin 20
yıldan bu yana hiç bir dönem yapılamayan bir işi başardıığını,
lojmanlarından çıkarak burayı Hazine'ye devrettiğini kaydeden
Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bütün milletvekili
arkadaşlarımızla yıllık 10.5 trilyon liralık lojman için harcanan
parayı bu fakir milletin hazinesine (al bu parayı millete döndür
diye sana bunu veriyoruz) dedik. Şimdi lojmandan çıkan
milletvekillerinin üçte biri kiradadır, yüzde 20'si kendisine bir
daire almıştır, yüzde 40'a yakını da hala misafirhanelerde
oturuyor. Bir milletvekili bir daire başkanı, bir genel müdür gibi
hatta dışarda herhangi bir vatandaş gibi cebinde parası varken,
kendisine bir daire almak isterse buna kim hayır diyebilir, bir
müteahhide gidip de (Temelden gireceğim, şartların nedir) derse kim
ne diyebilir? Eğer Toplu Konut diye bir kurum varsa ve o kurum OYAK
vasıtasıyla 1660 silahlı kuvvetler mensubuna, Milli Eğitim
Bakanlığı vasıtasıyla 2 bin 700 öğretmene, İçişleri Bakanlığı
vasıtasıyla 2 bin civarında personeline konut yapmış da bu konutu
şu şartlarla satıyorum demiş de onlar da son kuruşuna kadar
parasını verip bunları satın almışsa ey araştırmacı gazeteciler
niye hep Meclis'in içindesiniz? Kurumların isimlerini veriyorum,
niye gidip onlara sormuyorsunuz. Milletvekilinin oksijenini mi
keseceksiniz? Milletvekillerinin su içmesine, yemek yemesine engel
mi olacaksınız? Milletvekilinin cebinde parası ne kadarsa onun
karşılığında bir daire almak istiyorsa ve bunun için karşısına bir
resmi kurumu muhatap olarak almışsa, bunda gocunacak, bunu ilginç
bulacak birşeye ihtiyaç olabilir mi? Yeni dönemde meclisin başkanı
kim olursa olsun başkanvekili kim olursa olsun. Eminim ki bu
çalışmaları sonuna kadar götürecektir.'' MİLLETVEKİLLERİNİ YIPRATMA
TBMM Başkanı Arınç, Türkiye kamuoyunda geçmişten bu yana kısmen
milletvekilleri ve partilerinin de katkısıyla ama çoğunlukla
onların dışındaki bazı sebeplerle milletvekilleri üzerinde yoğun
yıpratma kampanyaları olduğunu ifade etti. Dokunulmazlık, lojman,
maaş konularında milletvekillerinin hep yıpratılmayı haketmiş
insanlar olarak görüldüğünü kaydeden Arınç, şöyle konuştu:
''Bunların bir kısmına kendi çabalarımızla katkıda bulunmuş
olabiliriz. Kendimizi sütten çıkmış ak kaşık olarak görmeyelim.
Siyaset kurumu zaten yıpranmışsa, milletvekilleri, partileri itibar
kaybetmişse mümkündür ki milletvekili de partileri de zaman zaman
olumsuz katkılarda böyle bir imaja destek olmuş olabilirler. Ama
maalesef Türkiye'de başka kurumlar, başka kurumların mensupları,
başka iş yapanlar önde gelenler, arkada gelenler bir kenara,
onların kusurları ve kabahatları hiç görülmezken bu camia her zaman
kusurlu, kontrol edilmesi gerekli, serbest bırakılmaması, elinden
tutulması gerekli ve himayeye muhtaç kurum halinde düşünülmüştür.''
Bu imajı yıkacaklarını, doğru, haklı, yerinde işler yapacaklarını
anlatan Arınç, ''Milletvekillerimiz ve onların şahsında
parlamentonun itibarının güçlenmesine hepimiz gayret edeceğiz.
Umarım ki başka kurumlar da buna katkıda bulunsunlar'' görüşünü
dile getirdi. HESAP VEREN KURUM ''Bizden daha fazla hesap veren bir
kurum görmüyorum ben'' diyen Arınç, vatandaşların gecenin ikisinde
bile kendilerine ulaştığını ve doğrudan gelir desteğini kastederek,
''Tarla parası ne oldu?'' diye sorabildiğini bildirdi. Arınç,
sözlerini şöyle sürdürdü: ''O telefon açan vatandaşa sorun (niye
bunu kaymakama, valiye, il veya ilce tarım müdürüne sormuyorsun?)
diye. Alacağınız cevap (Milletvekiline ulaşmak daha kolay da onun
için) olacaktır. Milletvekillerinin dışındaki kamu kurum ve
kuruluşlarında görev yapan insanlara (en azından jandarma astsubayı
gibi kaymakam, tarım ilçe müdürü gibi) kapısını çalıp (bu iş ne
oldu?) diye soramıyor ve bunu sadece milletvekiline sorabiliyorsa
biz bundan sevinmeliyiz. Böylesine milletvekilleri halkla beraber
ve halkla iç içe doğrudan iletişim kurulabilecek bir kişiyken, onu
haksız yere yıpratmanın, küçültmenin ne kadar kötü birşey olduğunu
söylemek istiyorum.'' Meclis'te ne yapılıyorsa halkın önünde ve
içinde yapıldığını vurgulayan Arınç, ''Siz Meclis'ten başka 80
sayfalık bir raporla yaptıklarının hesabını veren bir kurum
görebiliyor musunuz? Meclis güvenilir kurumlar içerisinde 4 sene
evvel 9. sıradayken bugün 4. sıraya yükselmişse millet adına bundan
sevinmek icabeder. Bundan üzülen, (vay nasıl oldu) diye biraz da
kıskançlık gösterenlere biz millet adına tekrar çok güzel şeyler
yapacağımızı söylemek istiyoruz'' dedi. CHP DE ARINÇ'IN YANINDA
YERALIYOR... CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, milletvekileri için
yapılması planlanan konutlar nedeniyle TBMM Başkanı Bülent Arınç
ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan ''çelişki''nin
milletvekillerinin onurunu zedelediğini bildirdi. Koç,
milletvekillerinin parasını ödeyerek konut edinmesinde ahlak dışı
birşey olmadığını ifade ederek, ''Başbakan'ın ucuz popülizme devam
ettiği çok açık'' dedi. Başbakan Erdoğan'ın seçimlerden sonra
''Popülist bir söylemle'' milletvekillerinin lojmanları
kullanmayarak halkın içine karışacağını, halkla komşu olacağını
açıkladığını anımsatan Koç, bundan sonra lojmanların Milli Emlak
Müdürlüğü'ne devredildiğini ifade etti. Başbakan Erdoğan'ın da
''Kendi etrafına rica ederek satışa katkıda bulunduğunu'' savunan
Koç, sonuçta sadece 25 konutun satılabildiğini kaydetti. Başbakan
Erdoğan'ın bu sözlerine karşı TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın
kooperatif biçiminde bir örgütlenmeyle milletvekillerinin bedelini
ödeyerek konut sahibi olabilmelerini sağlayacak çalışmalar
yürüttüklerini açıkladığını belirten Koç, şunları söyledi: ''Sayın
Arınç'ın, milletvekillerinin son iki yıldır yaşadığı güçlüğü göz
önüne aldığına inanıyoruz. Sayın Arınç'ın hazırlayıp dağıttığı bir
broşür de var. İşin ilginç yönü Sayın Başbakan'ın hiç bu
gelişmelerden habersiz, tatilini geçirdiği işadamının villasının
bulunduğu adada kendisine soru yönelten gazetecilere yaptığı
açıklama. Ki bu işadamı Başbakan'ın çocuklarının eğitim giderlerini
karşılayan işadamı, Başbakan bundan gocunmuyor, bu işadamının
villasında tatil yapmaktan gocunmuyor. İfadeleri şu: (Bakın
arkadaşlar dürüst haber yapın, yalan yanlış haber yapmayın.) Oysa
broşür daha bir hafta önce milletvekillerine dağıtılıyor, TBMM ile
TOKİ arasında protokol hazırlandığı belirtiliyor. Başbakan diyor ki
(Maalesef medyamızın bir kısmı böyle yalan haber üretmekte, siyaset
ve siyaset adamına gölge düşürmenin gayreti içindedir...) Bu
sözleri ile Başbakan'ın gölgesi siyasetin üzerine düşmüştür. Ortada
yaman bir çelişki var.'' MİLLETVEKİLLERİNİN SAYGINLIĞI Koç,
Parlamento ve milletvekillerinin saygınlığının Arınç ile Erdoğan
arasında yaşanan çelişkilerle zedelendiğini söyledi.
Milletvekillerinin konut sıkıntısı yaşadıklarını bildiren Haluk
Koç, ''Milletvekilleri ne yapıyor? Hırsızlık mı yapıyor?
Milletvekilleri parasını ödeyerek kooperatif tarzında konut edinme
yoluna gidiyor. Burada ahlak dışı, tartışılacak hiçbir şey yok.
Milletvekilleri de bir vatandaştır. Bir kıyak olmadan, bir avantaj
olmadan bunu sağlamalılar. Burada, Başbakan'ın ucuz popülizme devam
ettiği çok açık'' dedi. ''Milletvekillerinin halka komşu olması
için lojmanların satıldığını'' anımsatan Koç, ancak şimdi bu
noktada akıllara ''AKP Milletvekilleri halka komşu olmaktan
bunaldılar mı, sıkıldılar mı veya halkla içiçe olmak icraatlarının
tepkisi nedeniyle onları rahatsız mı ediyor?'' sorusunun geldiğini
söyledi. Bu tartışmalar yaşanırken TBMM Başkanı Arınç'ın yerinde
olmayı hiç istemediğini bildiren Koç, ''Başbakan'ın konut ihtiyacı
olmadığı çok açık. Keçiören'de bir arkadaşının verdiği evde
oturuyor, yaz tatilini bir başka arkadaşının evinde geçiriyor.
Yılda bir kez yapılan 7 bin kişilik debdebeli düğünlerde takılan
takılarla geçimini sürdürüyor. Zaten şirketleri çalışıyor. Bunlara
ihtiyacı yok, sırça köşkte Türkiye'yi değerlendirmeye devam
ediyor'' dedi. ''HANGİSİ DOĞRU?'' Başbakan Erdoğan'ın ''Yalan
haber'' suçlamasını basın mensupları adına reddettiğini bildiren
Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hangisi doğru? Meclis Başkanı'nın
yaptığı girişim mi doğru, Sayın Başbakan'ın bunun karşısındaki
açıklamaları mı doğru? Ben bir milletvekili olarak soruyorum, benim
onurum ne oluyor, bu arada? Konuta ihtiyacı olan milletvekilleri
var. Parasını ödeyerek bir milletvekilinin konut edinmesi konusunda
Sayın Başbakan'la Sayın Meclis Başkanı arasında yaşanan çelişkiyi
açıklasınlar. Sayın Başbakan da Sayın Meclis Başkanı da
milletvekili onuru ile milletvekili kimliği ile oynamasınlar.
Milletvekillerinin üzerinden birisi doğru, birisi yanlış, birisi
yalan, birisi gerçek tarzı ifadelerle ucuz siyaset yapmasınlar.''
Kaynak: Milliyet