Erdoğan'ın tahammül sınırı kalmadı
Abone olK. Irak'tan personel ve silah desteği alan terör örgütü PKK'ya karşı her an sınır ötesi operasyon olabilir. Sıcak takip sinyalini Başbakan Erdoğan Moğolistan dönüşü verdi.
Hürriyet'in Ankara temsilcisi Nur Batur Başbakan Erdoğan ile
Moğolistan dönüşü uçakta konuştu. Gündemde terör saldırıları vardı.
Erdoğan sınır ötesi operasyonlar konusunda son kez muhataplarını
uyardı. Şunu net ve açık bir defa daha söyleyeyim. Caferi’ye de,
Bush’a da söyledim. Şu anda belli bir tahammül çizgisindeyiz.
Dayanışma bekliyoruz. Çok daha fazla taşıyamayız. PKK sorununu
aşmak zorundayız. İstişare ederiz ya da etmeyiz. Sıcak takip
hakkını kullanırız. SOÇİ’den havalandık. Erdoğan bu kez de uçağına
davet ettiği yazarlarla ayrı ayrı görüşme maratonuna başladı. Ve
tam 3.5 saat sürdü. Ben de uçağın ön tarafındaki salon bölümüne
geçtiğim zaman, yanda, küçük bölümdeki koltukta, Emine Hanım
uyumaya başlamıştı bile. Erdoğan sanki Putin’le saatlerce
görüşmemiş gibiydi. Konuşmaya başladık. Belli ki 7 ayda dördüncü
kez görüştüğü Putin’den etkilenmiş. ‘Karizmatik ve kararlı bir
lider. Öyle olmasa yüzde 70 oy alamazsınız’ dedi. Biraz Putin’le
görüşmesinden söz ettik. Ama benim kafamda esasen, yeniden gündemin
ilk sırasına oturan terör var. Yeniden hortlayan PKK terörünü nasıl
durduracaksınız? Kandil Dağı’ndaki PKK kampını bombalayacak mıyız?
Türk ordusunun Kuzey Irak’a girme şansı hálá var mı? Orgeneral
İlker Başbuğ’un Genelkurmay’da bir grup gazeteciye terör brifingi
vermesine birkaç saat kala Erdoğan kararlı. ‘Sözümün arkasındayım’
diyor ve ekliyor: ‘Caferi’ye de, Bush’a da söyledim. Şu anda belli
bir tahammül çizgisindeyiz. Çok daha fazla taşıyamayız. PKK
sorununu aşmak zorundayız. İstişare ederiz ya da etmeyiz. Sıcak
takip hakkını kullanırız.’ Geçen gün ‘PKK terörüne karşı gerekirse
sınırı geçeriz’ dediniz. Hangi aşamada geçeriz ve bunu gerçekten
mümkün görüyor musunuz? AÇIKÇA SÖYLÜYORUM Şunu net ve açık bir defa
daha söyleyeyim. Türkiye eğer sınır tehdidi altındaysa ve terör
grupları böyle bir tehdidi oluşturuyorsa, bu zaten uluslararası
hukukun her ülkeye verdiği en tabii haktır. Buna, biliyorsunuz
sıcak takip denir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda, gerekli an
geldiğinde, bu görev güvenlik güçleri tarafından yapılır. Bunu
söyledik ve yine arkasındayız. Benim vatandaşım, benim halkım böyle
bir tehdidin altında yaşıyorsa, bunun için şüphesiz, bu ‘timing’i
(zamanlamayı) güvenlik güçlerimizle yeri geldiği zaman müzakeresini
yaparız. Belirleriz ve atılması gereken adımı da muhataplarımızla
görüşerek veya görüşmeyerek atarız. Yani Amerika’yla istişare
ederiz diyorsunuz. Şu anda Amerika bununla ilgili açıklamasını
yaptı. Artık orada, Irak’ta resmi hükümet vardır. Bu hükümetle
görüşmek suretiyle bu adımlar atılır. ‘Biz PKK terörü konusunda
kendilerini haklı görüyoruz’ diyorlar. Geçmişte istişareler
yapılmıştı. Irak hükümeti, Kuzey Irak’ı kontrol edemiyor diye
askerimiz sınırı geçmişti. Saddam dönemini mi söylüyorsunuz? Evet.
Eğer şimdi de yeni Irak hükümetiyle istişareler yapılır ve yine
PKK’yı kontrol edemezlerse ne olacak? Sayın Caferi, Türkiye’ye
geldiğinde kendisine söyledim. Bizim bu konuda sıkıntımız var. Bir
an önce aşmak durumundayız. Amerika seyahatimde Sayın Bush’a da
bunu söyledim. Bu konuda biz bir dayanışma bekliyoruz. Bunu aşmak
zorundayız. Çünkü artık bu iş tahammül sınırlarını zorluyor, dedik.
Ve son gelişmeleri görüyorsunuz. Şu anda bizler belli bir tahammül
çizgisindeyiz. Çok daha fazla taşıyamayız. PKK’ya lanet etmiyor
çünkü nema kaynağı Bölgede yine faili meçhul cinayetler başladı.
PKK’ya karşı çıkanların öldürüldüğü görüşü var. Kürt aydınları
samimi olarak gayretlerini sürdürmeli. Acaba samimi gayretlerini
nereye kadar sürdürüyorlar ya da sürdürecekler. Bu çok önemli.
Alınan neticeye bakıyorsun, ortada bir şey yok. Gazete ilanları
vermek güzel de... Ama netice olarak ortada ne var? Orada ismi
geçenlere özel görüşmelerde ‘Bunları lanetliyorum der misiniz’ diye
sorduğunuz zaman ‘Lanetleyemem’ diyor. Yani ortaya çıkmıyorlar.
Çıkmıyorlar. Demek ki bu onlar için bir nemalanma kaynağı.
Korkuyorlar mı acaba? Korkuyla bunun alakası yok ki. Korkunun da
ecele faydası yok. Barış için bunu yapmak zorundayız. Eğer terör
grupları bu ülkede samimi olarak, Kürt vatandaşlarımızın, (bunu
diyorlarsa ki ben buna inanmıyorum) huzurunu, mutluluğunu
istiyorlarsa şu anda Türkiye’de etnik ayrımcılığı, bölgesel
ayrımcılığı, dinsel ayrımcılığı reddeden bir iktidar işbaşında.
Anadilde yayın, kurs... Bunlar yapılıyor mu? Şarkılar türküler
meydanlarda açık açık söylenmiyor mu? Afişlerinizi asabiliyor
musunuz? Mani var mı? Yok... Demek ki samimi değiller. Bölgeye
görülmemiş yatırım yapıyoruz. Ama sen kalkıyorsun, hiç savunmasız
7’den 70’e öldürüyorsun. Operasyon durmaz af olmaz Operasyonlar
dursun diyorlar. Güvenlik dört dörtlük sağlanmadıkça, huzur bölgeye
gelmedikçe operasyonlar durmaz. Genel af isteyenler de var. Böyle
bir hak devlette yok. Öldüren insanı affedemeyiz. Böyle bir
yetkimiz yok. Yargı bununla ilgili kararını verdi. Bundan sonrası
bizimle ilgili değil. Kandil’i bombalayabilir miyiz?
Genelkurmayımızla, emniyetimizle gereken istişareleri yaparız.
Ondan sonra atılması gereken adımları atarız. Bir kez daha karşı
tarafa da beklentilerimizi hatırlatırız. Ondan sonra biz adımımızı
atarız. Bu benim inancımdır, anlayışımdır. Haber: Nur Batur Kaynak:
www.hurriyetim.com.tr