Erdoğan'ın ne dediğini anlayacak kadar zekaları yok
Abone olAkşam gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, kendisine tepki gösteren Ermeni cemaatinin üyelerine sert sözlerle yüklendi.
İNTERNETHABER.COM
AK Parti'yi destekleyen yazılarıyla bilinen Akşam gazetesi yazarı
Etyen Mahçupyan, bugün köşesinden adeta isyan etti.
Ermeni cemaatinde pespayeleğin yaygın olduğunu söyleyen Mahçupyan,
Erdoğan'ın "Affedersiniz Ermeni" sözlerine tepki göstermesi
yönündeki çağrılar için, "Amaç benim nasıl da Erdoğan’ın yanında
saf tuttuğumun, ‘satılmış’ olduğumun kanıtlanması ve yürek
yağlarının erimesiydi" dedi.
ERDOĞAN NE DEDİĞİNİ ANLAMAK İÇİN ZEKAYA
GEREK YOK
Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde "Benim
için çıktı bir tanesi Gürcüdür dedi; hatta çıktı bir tanesi
afedersiniz çok daha çirkin şeylerle Ermeni dedi, ben Türk'üm"
sözlerinin çapıtıldığını savunan Etyen Mahçupyan, "Oysa Erdoğan’ın
ne için ‘affedersiniz’ dediğini görmek için zekaya ihtiyaç yoktu"
dedi.
ERDOĞAN ERMENİLER İÇİN NE DEMİŞTİ?
(TIKLA-OKU)
ERDOĞAN NEFRETİNİ
TAZELİYORLAR
Etyen Mahçupyan'ın, azınlıkların çoğunun, Yahudi cemaatinin ise
tümünün Sözcü gazetesi okuduğunu yazması bazı kesimlerde tepkiye
neden olmuştu. Mahçupyan, 3 Ağustos Pazar günü yayımlanan
'Azınlıkların en hakiki sorusu' başlıklı yazısından "Bugün
azınlıkların büyük çoğunluğu, ama Yahudi cemaatinin neredeyse tümü
Sözcü okuyor. Erdoğan’a hakaretleri ezberleyerek ve aralarında
paylaşarak biriktirdikleri öfke ve nefret duygusunu günlük olarak
tazeliyorlar" ifadelerine yer vermişti.
SATILMIŞ OLDUĞUMU KANITLAMAYA
ÇALIŞTILAR
Etyen Mahçupyan'ın 'Palyaçonun
cehennemi' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
Aydın hayatımızın en belirgin özelliği birey olamamakla
bireyselliğe tahammül edememek arasındaki bağa tutunarak yaşayan
parazitlerin çokluğu. Azınlıklarla ilgili yazım sonrasında
Erdoğan’ın ‘affedersiniz’ ile başlayan cümlesi geldiğinde, bu
kendine has sol/liberal ama özünde sadece laik olabilecek kadar
derinleşebilmiş cemaat mensupları ille de benim bir karşı söz
söylememi talep ettiler. Oysa Erdoğan’ın ne için ‘affedersiniz’
dediğini görmek için zekaya ihtiyaç yoktu. Amaç benim nasıl da
Erdoğan’ın yanında saf tuttuğumun, ‘satılmış’ olduğumun
kanıtlanması ve yürek yağlarının erimesiydi.
İLLE ERMENİ OLMAM
İSTENDİ
Ne var ki benden cevap istenmesinin Türkiye’deki Yahudilere İsrail
devletinin yaptıklarının sorulmasından bir farkı yok. Nasıl onlar
ille de Yahudi gibi davranmaya zorlandılarsa, benim de ille Ermeni
olmam, öyle davranmam istendi. Bunun apaçık ırkçılık olduğunu
göremeyecek kadar zavallı insanlar benim ‘ırkımı’ bile sattığımı
söyleyecek kadar kendilerini gülünçleştirdiler.
MÜSLÜMANLARI AŞAĞILADIKLARIYLA YÜZLEŞMEK
İŞLERİNE GELMEDİ
Öte yandan ‘Azınlıkların en hakiki sorusu’ başlıklı yazıyla
ilgili olarak da kimse ‘bu ne saçmalık’ diyemedi. Azınlıkların
kendi zihinlerinde ve küçük dünyalarında Müslümanları aşağıladığı
gerçeğiyle yüzleşmek işlerine gelmedi. Onun yerine benim ‘hain’
olduğumu, kendi cemaatime ihanet ettiğimi öne sürdüler. Gerçeklerin
‘ötekilere’ söylenmemesi gerekiyordu. Gerçekler ‘öteki’ ile olan
mücadelede kullanılacak mühimmattan başka bir şey değildi… Gerçeği
kendi kimliğinin ve siyasi davasının aracı kılmanın pespayeliğini
kavramaktan ise uzaktılar.
ERMENİ CEMAATİNDE PESPAYELİK
YAYGIN
Azınlıklar içinde ve özellikle Ermeni cemaatinde bu pespayelik son
derece yaygın… Ermeni ‘aydınları’ diye ortalıkta dolaşanların büyük
kısmı utanç verici bir yüzeysellik ve kabalık sergiliyor.
Kendilerini seyre gelmiş sol/liberal ‘aydın aristokrasisinin’
alkışını almak için, burunlarına kırmızı toplar yapıştırmış, yeri
geldiğinde taklalar atan palyaçolar gibiler. Seyircilerin ön
sıralarında malum cinayetten bu yana cemaate kapılanmış, onu
şefkatli kolları arasına alarak emmeye çalışan parazitler oturuyor.
Localarda ise bu pespayelik bataklığında çimlenirken, aşağıdakileri
takdir etme ‘büyüklüğünü’ gösteren, entelektüelliği bir şarlatanlık
pratiği haline getirmiş laik/sol literati…
ZAVALLILIK ERMENİ CEMAATİNİ
KUŞATTI
Sunulan ve birlikte yaşanan gösterinin hakkını arsızlık veya
densizlik kelimeleriyle ödemek mümkün değil. Ortak bir psikolojik
boşalma yaşanıyor. Ne var ki benim gibilerin karşı cephede yer
almasının toplu dışlama ritüellerine vesile edilmesi ancak geçici
rahatlama sağlıyor. İhtiyaç duyulan doz artarken, söz konusu
düzeysizlik sosyal medya ve yazılı basın üzerinden her yere
bulaştırılıyor. Ağzından çıkanı kulağı duymayan, sözünü söylediği
yerde terk ederek bir sonraki aklınca zeki kelimenin peşinde düşen
ve etrafındaki alkış sayesinde ‘aydınlaşma’ mertebesine ulaştığını
sanan bu zavallılık bugün Ermeni cemaatini kuşatmış durumda.
Kişilik eksikliği artık sirkin büyülü ortamında gideriliyor. O
nedenle de gösteri hiç bitmesin, seyirci hiç gitmesin, gösteriyi
ayakta tutan ‘malzeme’ hiç tükenmesin isteniyor.
ZAMANI GELİNCE HERKES
ANLAYACAK
Mesele çoktandır gerçeklik değil… ‘Bizim’ gerçek olarak görmek
istediğimizi engelleyen her şeyin mahkum edilmesine yönelik ortak
hezeyanın bir seferberlik coşkusuyla taşınması. Parazitlerin çok
seçme şansı yok çünkü fazlasıyla derinlere giden bu yozlaşmayı
kişilik kılmış durumdalar. Onlar kavganın ve heyecanın artmasını,
şapkaların havaya fırlatılmasını, herkesin birbirine sarılıp dans
edeceği fırsatların çoğalmasını, emdikleri ile bütünleşmeyi
arzuluyorlar. Şarlatanlar ise içi geçmiş ideolojik hikmetlerini
yazıp sakladıkları küçük kağıtları ceplerinde aramakla meşguller.
Zaman gelecek ve ne kadar haklı olduklarını herkes anlayacak…
PALYAÇOLARIN UFAK DA OLSA ŞANSI
VAR
O zamana kadar tarihsel maceranın jürisi olduklarını düşünüyorlar,
ama devrim yanlarından bütün gürültüsüyle geçerken bile tarihe
sağırlıkları nedeniyle idrak yoksunluğu çekiyorlar. Bu yaşlıların
da artık ne değişecek ne de kendilerine samimiyetle bakacak gücü
var. Ama palyaçoların ufak da olsa bir şansı var. Sirki ayakta
tutanlar onlar. Gösteri sürerken alkış almak hoş… Ama her palyaço
kalbinin derinliğinde o alkışların aslında kendisini aşağıladığını
ve son kertede yalnızlaştırdığını bilir. Çünkü hiçbir zaman locaya
çıkamayacak, eteğine yapışıp kendisini baygın gözlerle pohpohlayan
parazitlerden kurtulamayacaktır.
BU SİRK SİZLERİN
CEHENNEMİ
Oysa gerçek hayat sahnenin arkasında onu bekliyor… Sorumluluk
almak,sahiplenmek, vatandaş olmak mümkün… Yabancılaşmayı siyasi
kimlik haline getirmek, gösteriye dönüştürmek kendi kimliğinizin de
iflasıdır. Bu sirk sizlerin cehennemidir…