Erdoğan'ın hedefindeki BDP'li konuştu!
Abone olDokunulmazlıkları kaldırılacak BDP'li vekillerden Özdal Üçer, hakkındaki fezlekeler ve bundan sonra olacakları İnternethaber'e anlattı.
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER ANKARA- Özdal Üçer, BDP'li
Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının
hukuksuzluğuna dikkat çekerek, olanları ve olacakları anlattı.
BAŞBAKAN BİZİ TEHDİT EDİYOR
Hakkınızdaki meclise gelen fezleke sonrası dokunulmazlığınızın
kaldırılması gündemde, dokunulmazlığınız kalkar mı, kalkarsa ne
olur?
"Bütün partilerden fezlekesi olan milletvekilleri var. AKP'den de
var. Başbakanın söylemleri bir şantaj bir tehdit söylemidir. Zaten
biz BDP Milletvekilleri olarak hangi gün dokunulmaz olduk ki. Bizi
polis olduğunu iddi eden sivil güçler, üniformalı polisler darp
etti. Her türlü hakarette bulundular. Basın aracıyla hakaret
edenler oldu, mahkemeye verdik ama soruşturulmadı hatta bize edilen
küfürler düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirildi. Bizim
açıkladığımız düşünceler basın eliyle çarpıtılıp, makaslanıp bir
şekilde suç unsuruymuş gibi gündeme getirildi. Adil bir yargılanma
olursa, bizim için düzenlenen fezlekelerin hiçbirinde herhangi bir
suç unsuru olmadığı görülecektir. Başbakan eğer ki dokunulmazlık
zırhına bürünüp suç işleme olgusundan bahsediyorsa
dokunulmazlığımızı kaldırsın, biz asla dokunulmazlık zırhına
bürünüp suç işlemiş değiliz. Bizler bu konuda çok emin ve
müsterihiz. Çok iyi bilsinler ki biz dokunulmazlık zırhına bürünüp
bir faaliyet yürüten insanlar değiliz. Kaldırılıyorsa da
kaldırılsın. Başbakan bu ülkeyi nasıl yöneteceğinin hesaplarını
yapıyor. Kendisi için bir krallık sistemi, bir diktatörlük sistemi
oluşturma içinde bizleri dokunulmazlıklarımızı kaldırmakla tehdit
ediyor. Bizim zaten öyle bir korkumuz olsa yapmış olduğumuz
faaliyetlerin çoğunu yapmazdık. Bizim yaptığımızı bir AKP
Milletvekili veya diğer partilerin milletvekilleri yapamazlar.
Bunun için yürekli olmaları gerekir. Buna cesaretleri yoktur.
Bizim, hak ve özgürlük ve barış için yapmış olduğumuz
fedakarlıkları eğer diğer parti milletvekilleri de yapmış olsaydı
bugün ülkenin koşulları çok farklı olurdu."
KARANLIK İLİŞKİLER VAR
"Benimle ilgili olarak hazırlanmış fezlekeyi basın çarpıtarak
söylüyor. Hangi kanal, Star kanalı. Bu kanal Başbakanın damadının.
Bu kanalı nasıl, hangi kredilerle aldıklarını çok iyi biliyoruz.
Biz taziyede bulunurken kim olduğu belli olmayan insanlar ellerinde
uzun namlulu silahlarla çadırları bastılar ve tehdit ettiler. Ben
kendimi tanıttığım halde silahı bana doğrultarak hakaret ettiler.
Kamera görüntülerinin tamamını neden göstermiyorlar, bir kesitini
gösteriyorlar. Neden polisin çekmiş olduğu görüntüler savcılıktan
önce Star Televizyonunda yayınlanıyor. Karanlık ilişkiler değilse
nedir. O kamera polise mi ait yoksa Star'a mı? Basın kartı
göstermiyorlar, polis kimliği göstermiyorlar, kim olduğunu
bilmediğimiz insanların bize silah doğrultma hakkı var mıdır. Hiç
kimsenin bizi ölümle tehdit etme hakkı yoktur."
LANET OLSUN BÖYLE MEDYAYA
"Bana silah doğrultan insana en meşru hakkımdır aynı güçle cevap
vermek. Devlet ruhsatlı silahları neden dağıtıyor, insanların bir
saldırı anında kendisini eşit güçle koruması için değil mi? Biz
durup dururken silahlanın çağrısında bulunmadık. Burada bize hergün
hakaret eden, bize silah doğrultan, hergün darp eden, coplarla, gaz
bombalarıyla bizi öldürmeye teşebbüs edenlere karşı biz ne
yapacağız, bizim kendimizi savunma hakkımız, onurumuzu koruma
hakkımız yok mu? Kimsenin gücü bizim onurumuzu ezmeye
yetmeyecektir. Bunu Erdoğan da böyle bilsin haberleri çarpıtıp
veren medya da. Lanet olsun böyle basına. Kamera görüntülerinin
tamamını yayınlamıyorlar. O çadıra nasıl girilmiş bunları
göstermiyorlar. "
"Ben tüm bunların hesabını ne Star TV'ye veririm, ne Türkiye'de
hiçbirşey bilmeyen halka veriririm ne de Başbakan Erdoğan'a, ne
CHP'ye, ne MHP'ye veririm. Ben sadece temsil ettiğim halka hesap
verecek bir siyasetçiyim. Onun için de ölümüne kendi değerlerimizi
sahiplenecek yürekteyiz. Diğer partiler ne yapıyorsa yapsın, biz
mecliste birlik beraberliğin sağlanması için her türlü bedeli
ödemeye hazırız. Öleceksek onurlu öleceğiz."
BİZ DAĞIN YOLUNU BİLİYORUZ
"Bize dağın yolunu gösteren Erdoğan kendini sayasetçi mi sanıyor.
Biz dağın yolunu bilmiyor muyuz? Kürdistan halkının onurlu yaşam
hakkını herkes görecek. Nasıl biliyorlarsa öyle yapsınlar, meclisi
de alsınlar başlarına çalsınlar. Biz bu yola her türlü bedeli
ödemek için çıktık, ama onurumuzu yok saydırmayız. Biz demokrasi ve
insanlık onuru için bedel ödemeye hazırız. Bizi dokunulmazlıkla
tehdit etmesinler, bizim sinesine döneceğimiz bir halk vardır.
Erdoğan nasıl biliyorsa öyle yapsın, önce kendi yolsuzluklarının
hesabını versin, kendi yanlışlarının hesabını versin, sonucunu
merak ediyorlarsa izlesinler."
Bu işin sonucu ne olur?
"Bunu hep beraber göreceğiz, bizim onurlu duruşumuz bunun sonucunu
belirleyecek, zamanı gelince görceğiz.
Tehdit mi ediyorsunuz?
"Hayır tehdit değil, öngörüde bulunmak istemiyorum, sadece hep
beraber göreceğiz diyorum."
Bir tutuklamayla karşılaşırsanız tepkiniz ne
olacak?
"Asla bu tutuklamayı kabul etmeyeceğim. Buna hakları yok çünkü. Biz
halkın içine döneceğiz. Zamanı gelince görecekler, madem satranç
oynuyorla, biz de hamlemizi ona göre yapacağız. Bizim de kendimizi
koruma ve savunma hakkımız var. Zulme karşı kendimizi
savunacağız."