Erdoğan'ın 550 yerli vekil çıkışı ne anlama geliyor?
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Akif Beki, '550 yerli vekil'in ne anlama geldiğini yazdı...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "1 Kasım’da 550
tane yerli, milli, bedeni ve kalbiyle bu ülke için çalışacak
milletvekili göndermenizi istiyorum" sözleri ne anlama geliyor?
Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Hürriyet
yazarı Akif Beki, "Milli ve yerli 550" başlıklı bugünkü yazısında,
Erdoğan'ın, Pazar günü gerçekleştirilen "Milyonlarca Nefes
Teröre Karşı Tek Ses" mitinginde sarfettiğ bu sözleri
irdeledi.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerli ve milli tanımına kimler giriyor,
kimler girmiyor?" diye sorarak, "AK Parti'den aday olan Kürt'ün,
Zaza'nın veya Ermeni'nin yerli ve milli olduğuna hükmedilecek
de..." diyen Beki, "CHP ya da HDP'den aday olursa
aksi bir hüküm mü verilecek? Hayır, Cumhurbaşkanı'nın kastı bu da
olamaz. Çünkü kendisi de partisi de vaktiyle milli ve yerli olmama
suçlamasından yeterince çekti" ifadelerini
kullandı.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Erdoğan, 1 Kasım'da Meclis'e yerli ve milli 550 milletvekili
gönderilmesini istiyor.
Mesela Kürtler o kapsama dahil mi?
Pazar günü Yenikapı'daki 'Teröre Karşı Tek Ses' mitinginde dile
getirmişti bu isteğini.
HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken de Twitter'dan sıcağı sıcağına
sormuştu; "Kürt bir vekil olarak yerli ve milli sayılıyor muyuz? Ya
da olabiliyor muyuz? Bilen var mı acaba" diye.
* * *
Erdoğan'ın ifade biçiminden bir defa şunu
çıkarabiliriz, gönderenlerin değil gönderilenlerin
yerliliği ve milliliği ile ilgili bir tartışma bu.
Yani en azından milletin AK Parti'ye ya da Erdoğan'a oy vermeyen
bir kısmı için 'gayri milli' iması içermiyor. Siyasi tercihini CHP,
MHP ya da HDP'den yana kullanan millet unsurları tehlikeye
girmekten kurtuldu. Millilikleri ve yerlilikleri zan altında
değil.
"ÇÜNKÜ BU BİR GAVUR KOMPLOSUYMUŞ..."
AK Parti dışındaki partilerin iktidara gelmesi istenemezmiş, milli
ve yerli duruşa aykırıymış, demokrasiye tersmiş, çünkü bu bir gavur
komplosuymuş, dünyayı parmağında oynatan kimi lobilerin
projesiymiş, arkasında dahili ve harici Türkiye düşmanlarının gizli
planları varmış gibi cayırtılar koparan trol taifesi bilhassa
dikkat kesilsin. Seçmenin bir kısmını millilik ve yerlilikten
dışlamıyor Erdoğan'ın sözleri. Seçilecek siyasetçilerin yerli ve
milli olup olmadıklarını tartışmaya açıyor.
"TAVSİYEM, DERHAL TROLLERİN ŞERRİNDEN ALLAH'A
SIĞININ"
Olur da 'gayri milli birine oy atan bir millet ferdinin yerliliği
elden gider mi, milliliğine halel gelir mi' kabilinden vesveselere
kapılırsanız... Tavsiyem, derhal tövbe istiğfar ile trollerin
şerrinden Allah'a sığının. Ve bilin ki milletin bir kısmına
tercihlerinden dolayı gayri milli diyenin ya aklından ya da
niyetinden şüphe edilir.
* * *
İdris Baluken'in sorusuna dönersek...
Kürt seçmenin yerliliğine de milliliğine de laf edeni
Aristo mantığı çarpar, orasını anladık.
Fakat Kürtlerden seçilenler ne olacak?
Hangi partiden aday olduklarına mı bağlı akıbetleri? Mesela AK
Parti'den aday olan Kürt'ün, Zaza'nın veya Ermeni'nin yerli ve
milli olduğuna hükmedilecek de... CHP ya da HDP'den aday olursa
aksi bir hüküm mü verilecek?
Hayır, Cumhurbaşkanı'nın kastı bu da olamaz.
Çünkü kendisi de partisi de vaktiyle milli ve yerli olmama
suçlamasından yeterince çekti.
"BANU AVAR TİPİ ULUSALCILAR..."
Banu Avar tipi ulusalcılar, Erdoğan'ın BOP eşbaşkanlığı meselesini
dillerine az dolamadı.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bir Amerikan projesi olduğuna göre,
eşbaşkanı Erdoğan'la AK Parti de birer Amerikan projesiydi. Ver
Allah karaladılar, ver Allah saldırdılar, ver Allah hedefe
koydular...
Erdoğan'a karşı millilik ve yerlilik silahını kullananlar, iyice
azıtıp gayri millilik karalamalarını gayri Türklük uydurmalarına
kadar bile vardırdılar. Milliliği Türk ırkçılığıyla bir tutup soy
sop tezviratına dahi çevirdiler.
"İÇE KAPANMACI ARKADAŞLAR..."
Sonra da gün geldi aynı 'içe kapanmacı' ve 'tam bağımsızlıkçı'
arkadaşlar, Erdoğan'ı bağımsız bir dış politika izlemekle,
Türkiye'yi dünyadan koparmakla, içe kapalı bir demirperde ülkesine
dönüştürmekle, gücünün üstünde siyaset yaparak Amerika'yla ters
düşmekle, dünyayı karşısına almakla, maceraperestlikle vesair
suçlamaya başladılar.
Yerlilik ve millilik hücumuna uğradığı zaman, açık toplum ve
dünyaya açık bir ekonomi siyasetini savunuyordu Erdoğan. Karşılıklı
bağımlılık çağında yaşadığımızı söylüyordu, küresel ekonomiye
entegrasyon taraftarıydı.
Milli ihracatımız, 30 milyar dolarlardan 150 milyar dolarlara bu
sayede çıktı.
Kişi başına milli gelirimiz, bu sayede 3'e, 4'e katladı.
Tabii o zamanlar milli kavramı, dışlayıcı değildi. İçe
kapanmacılığı ve tam bağımsızlıkçılığı karşılamıyordu.
"BU ÜLKECİ OLMAK..."
Milli ekonomi denince, Çin ve Amerikan merkez bankalarının faiz
kararlarından, Euro bölgesindeki dalgalanmalardan filan 'tam
bağımsız', uçuk kaçık bir ekonomi ütopyası anlaşılmıyordu.
Yerli de izolasyonist, dünyadan tecritçi ve yalnızlaşmacı, bu çağda
hâlâ yerli malı haftasına talim eden geri kafalı kimse anlamına
gelmiyordu.
Cemil Meriç'in 'Bu Ülkesi'ndeki gibi, 'bu ülkeci' olmaktı mesela
yerlilik ve millilik. Mabede bezirgân sokmayan örfüyle, irfanıyla
bu ülkeci...
Bağlıyorum; sanırım 'milli irade'yi piyonlar, uşaklar, hainler gibi
cüzlere bölerek ecnebileştiren kötüye kullanımların önüne geçecek
şey, Cumhurbaşkanı'nın milli ve yerli tanımından muradını tam
açmasıdır.
YAZININ TAMMAINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ