Erdoğan'ı New York'ta bekleyen tehlikeler...
Abone olAslı Aydıntaşbaş 'Erdoğan'ı New York'ta bekleyen tehlike'leri sıraladı
Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş,
bugünkü yazısında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul
toplantılarına katılmak üzere New York'a giden Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ı bekleyen zorlukları ve tehlikeleri
sıraladı.
"Erdoğan'ı zor günler ve ayların beklediğini" ifade eden
Aydıntaşbaş, o tehlikeleri şöyle sıraladı:
KOALİSYONA KATIL BASKISI:
Öncelikle rehinelerin serbest kalması, Ankara üzerindeki ”IŞİD’e
karşı elini taşın altına sok” baskısını arttıracaktır. Aslında
Ankara’nın tavrı, çok net: Türkiye IŞİD’le savaşmayacak. Devletin
yüksek rakımlı yerlerinde yapılan hesapta, IŞİD’le savaşmanın
faturasının, savaşmamaktan daha büyük olacağı görüşü hakim.
İMAJ SORUNU: Bu durum,
yani Türkiye’nin IŞİD’e açıktan cephe almak istememesi, kaçınılmaz
olarak içeride ve dışarıda ”IŞİD’e müsamaha gösterdiği” yolundaki
haber ve yorumların da devam etmesi anlamına gelecektir.New York
Times’da IŞİD’in Türkiye üzerinden kaçak petrol sattığı haberinin
bile ufak çaplı bir siyasi krize neden olduğunu düşünürseniz,
kalanı tahmin edin artık...
TAMPON BÖLGE FANTAZİ:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York temaslarında Suriye sınırında
”tampon bölge” ya da ”uçuşa yasak bölge” konusunu gündeme
getireceğini söyledi. Fikir iyi ancak uygulanma ihtimali sıfır.
Çünkü her iki formül de IŞİD değil Esad rejimine karşı ”safehaven”
denilen güvenli bölgelerin yaratılmasını öngörüyor. Ancak artık
dünyanın derdi, Esad değil IŞİD. Bu yüzden ne BM, ne de Obama
yönetiminin böyle bir operasyona destek verme ihtimali yok.
Yaparsa, Türkiye kendi imkânlarıyla, TSK aracılığıyla yapar. Tabii
ağır bir ekonomik/askeri yığınak ve gerektiğinde o bölgeleri
korumak için savaşma iradesi koyarsa...
NEW YORK’TA ZOR SORULAR
GELİR: Cumhurbaşkanı’nı New York’ta bekleyen bir
başka zorluk, Gezi olaylarından beri Türkiye’nin yaşadığı imaj
sorunu. Erdoğan ilk kez bunu birinci elden görme fırsatı bulacak.
Medyayla temas ve kamuya açık toplantılarda ters sorular gelirse,
nasıl tepki verecek? Örneğin Abdullah Gül geçen yılki New York
gezisinde Council on Foreign Relations gibi serbest platformlarda,
çok sert sorularla karşı karşıya kalmıştı. Bu kez, Gezi süreci ve
otoriterleşme eleştirilerine ek olarak, Obama yönetiminin kapalı
kapılar ardında gündeme getirdiği ”anti-Semitizm” konusunda
eleştiriler gelebilir. Bu durumda iktidarın sık sık kullandığı
”algı operasyonu” lafının İngilizcede bir karşılığı yok; ”darbe
girişimi” ve ”paralel devlet” türünden açıklamalar ise,
Amerikalılar için fazla soyut kaçabilir...