Erdoğan'dan 'Omurgasız'a dava!
Abone olKemal Kılıçdaroğlu'nun geçen haftaki grup toplantısında, Erdoğan'a yönelik sözleri davalık oldu. Erdoğan, 'Omurgasız' sözü için dava açtı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup
toplantısında yaptığı konuşmada, "kişilik haklarına saldırıda
bulunduğu" iddiasıyla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
aleyhinde, 100 bin TL’lik manevi tazminat davası
açtı.
Erdoğan’ın avukatları Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından
açılan davanın dilekçesinde, Kılıçdaroğlu’nun, 26 Ekim 2010
tarihinde, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada,
"Başbakan Erdoğan’ın şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade
ağır hakaretlerde bulunduğu" ileri sürüldü.
"Kılıçdaroğlu’nun, yazılı ve görsel medya organlarında büyük
bir yankı uyandıran, gazete ve televizyonlarda geniş bir yer
bulan bu konuşma ve
sözlerinin, siyasi bir içerik ve siyasi bir eleştiri dışında,
tamamen Erdoğan’ı aşağılamaya ve toplum nezdinde yalancı biri
olarak tanıtmaya yönelik olduğu" savunulan dilekçede,
"Kılıçdaroğlu, bu konuşmasında, ’sert ve incitici siyasi eleştiri
yapıyor’ düşüncesinin arkasına sığınmak suretiyle açıkça hakarete
varan sözler ve değerlendirmelerde bulunmuştur" denildi.
"Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması incelendiğinde, topluma örnek
olması gereken siyasetçinin ve siyasi üslubun beklenenin aksine
bozulduğunun ve konuşmanın ağır hakaretlere varan ifadeler
içerdiğinin görüleceği" iddia edilen dilekçede, şunlar
kaydedildi:
"Örneğin, dava konusu konuşmada, müvekkilimin; ’iki yüzlü,
omurgasız, kıvıran, adam olmayan, onursuz, saygısız, ahlaksız,
utanmayan ve ayrıca bu tür kişileri bağrında besleyen ve barındıran
biri olduğu, hatta bu sıfatların ve niteliklerin zaten müvekkilimde
mevcut olduğu belirtilmek suretiyle genellemede bulunulduğu,
müvekkilimin dini değerlerine saldırılmak suretiyle aşağılandığı
görülmektedir.
Bu söz ve değerlendirmeler, bir siyasetçinin, diğer bir siyasetçi
için söyleyeceği sözler olarak kabul edilemez. Bu sözlerin eleştiri
olmadığı, düşünce açıklaması düzeyinde bulunmadığı, açıkça hakaret
ve aşağılama, küçük düşürme amacı taşıdığı görülmektedir. Bu dil,
siyasi eleştiri sınırını da aşacak düzeydedir. Eleştiri yanlışı
gündeme getirip, doğruyu önermektir. Doğru ve somut kanıtlara
dayanmaktadır. Eleştiride, topluma verilen pozitif mesajlar
olmalıdır.
Ancak bu ilkeler gözetilmeden, eleştiri görüntüsü verilerek, kendi
siyasi kimliğini ve müvekkilimin konumunu dayanak yapmak suretiyle,
nasıl olsa bu sözlerin, bir siyasinin diğer bir siyasiye söylediği
sözler olarak kabul edileceğinden hareketle, hakarete varan
değerlendirmelerde bulunulması ne eleştiri olarak ve ne de düşünce
açıklaması olarak nitelenemez. Zaten davalı da bunun bilincindedir.
Amacı, müvekkilime hakaret etmenin yanında, içinde bulunduğu siyasi
ortamdaki konumunu korumaktır."
Dava konusu konuşmada, kamu yararı bulunmadığı savunulan dilekçede,
"Böyle bir üslubun, toplumun yararına olmadığı, toplumu
yozlaştırdığı, düzeysizleştirdiği açıktır. Aslında bu üslup
müvekkilimin yanında, aynı zamanda topluma da bir hakarettir. Çünkü
toplum katında, bu denli desteklenen bir kişiye karşı haksız ve
yersiz bir değerlendirmenin topluma hakareti de içerdiği açıktır"
denildi.
Dilekçede, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, yasal faiziyle birlikte 100 bin
TL manevi tazminat talep edildi.