Erdoğan'dan Kobani'ye Gezi benzetmesi
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon'da Kobani gösterilerine sert çıktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı
olaylarıyla başlayan hükümete yönelik darbe girişimlerinin 17 ve 25
Aralık'ta devam ettiğini, aynı oyun bu kez Kobani bahane edilerek
bir kez daha uygulamaya konulduğunu iddia etti. İllegaliteye
müsaade edilmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin IŞİD'e silah
verdiği iddialarını ise sert bir dille eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon Büyükşehir Belediye
Başkanlığınca düzenlenen sivil toplum kuruluşlarıyla istişare
toplantısında yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı seçiminde
kendisine yönelik desteklerden dolayı tüm Trabzonlulara
şükranlarını sunduğunu ifade etti.
Erdoğan, cumhurbaşkanı sıfatıyla bugün ilk defa toplu açılış
törenine katıldığını, ilk defa sivil toplum kuruluşlarının
temsilcileriyle bir araya geldiğini, Karadeniz Teknik
Üniversitesinin akademik yıl açılış törenine katıldığını anlatarak,
yarın Rize'de, pazar günü Bayburt ve Gümüşhane'de benzer
programlara katılacağını, pazartesi günü de İstanbul'da bazı
programlara katılıp, mezun olduğu Marmara Üniversitesinin akademik
yıl açılış törenine katılacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"İçeride, dışarıda bu tür programları sorumluluğumuz gereği
gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Koşacağız, terleyeceğiz ve
milletimize hizmet üretmenin çabası içinde olacağız" diye
konuştu.
"İLLEGALİTEYE MÜSAADE
ETMEYECEĞİZ"
Türkiye için birlik zamanı olduğunu dile getiren Erdoğan,
parlamentonun içinde grubu olan bir siyasi partinin temsilcilerinin
böyle bir zamanda herkesi sokağa davet ettiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sonra diyor ki 'Ben onları şiddete davet etmedim,
sokağa davet ettim. Demokratik haklarınızı kullanın'
dedim. Sizin demokratik hak anlayışınız bu, şiddet. Sizin
demokratik hak anlayışınızda molotofkokteyli var. Sizin demokratik
hak anlayışınızda taş var, silah var. Demokratik özgürlük
bu değildir. Karşındaki insanın hakkını, hukukunu da korumak
suretiyle gelirsin parlamentoda bunu sözlerinle, ifadenle,
herşeyinle yaparsın. Devletin araç gereçlerine, kamu
binalarına, okullara, hastanelere saldıranlar, bunların hepsinin
bağlantısı sizinle. Bunlar bilinen gerçekler. Sivil
vatandaşlarımızın araçlarını yakıyorsunuz, kim bu vatandaşlar?
Onlar da Kürt. Onların da araçlarını yakıyorsunuz. Bölgede size
hizmet veren esnafın mağazalarını yakıyorsunuz, yakmakla
kalmıyorsunuz yağmalıyorsunuz. Bunları neyle ifade
edeceksiniz?
Gezi olaylarında adım attılar, başaramadılar. 17, 25
Aralık'ta adım attılar, başaramadılar. 'Şimdi acaba böyle bir adım
atarsak, bunu başarabilir miyiz'. Kobani'yi bahane ediyorsun da
Musul'u niye bahane etmiyorsun? 200-250 bin insanın öldüğü
Suriye'yi niye bahane etmiyorsun? Onu hiç konuşmuyorsun ama
Kobani'yi konuşuyorsun. Bu yaklaşım tarzı, doğru bir yaklaşım tarzı
değil. Barışı hedefleyen bir anlayış, bir siyaset böyle bir şeyi
konuşamaz. 'Benim terör örgütüm iyi ama onun terör örgütü kötü'.
Böyle bir kıyaslamaya gitmek, demokratik, barışçı, insani bir tavır
değildir."
"MALİKİ'Yİ SAVUNANLAR IRAK'I IŞİD'E TESLİM ETTİ"
"MALİKİ'Yİ SAVUNANLAR IRAK'I IŞİD'E TESLİM ETTİ"
Erdoğan, Maliki ile ilgili düşüncelerini yıllardan beri açık
ve net bir şekilde dile getirdiklerini belirterek, konuşmasına
şöyle devam etti:
"Onun arkasında duranlar, onu savunanlar maalesef ona
verdikleri silahlarla, Irak'ın üçte birini, malum terör örgütüne,
IŞİD terör örgütüne şu anda teslim ettiler. Musul'u terk
ederken, Maliki ordusu, terör örgütünün elindeki silahlar ki ağır
silahlar, hepsi bunların ne yazık ki Amerika'nın
silahlarıydı. Bunları da kendilerine söyledim. 'Bunlar
sizin silahlarınız' dedim.
Şimdi Batı ülkeleri, 'Biz silah göndereceğiz'. Tamam da silahı
nereye göndereceksiniz, kime göndereceksiniz? 'Yönetime
göndereceğiz'. Tamam da o yönetim bunu nerede kullanacak, bugüne
kadar kullandı mı? Bundan önce gönderilenler şimdi kimlerin elinde.
Bu terör örgütünün tedarikçisi kim? Bu tedarik nereden oluyor?
'Çok güçlü bir istihbarat örgütüne sahibiz' diyor, o büyük
ülkeler. Madem böyle büyük bir istihbarat örgütünüz var da, bu
istihbarat örgütünüz niçin bu tedarik noktasında sizden başka
kimlerin onlara tedarikçi olduğunu söylemiyor. Türkiye'ye
geliyorlar, fatura kesiyorlar. IŞİD'e biz silah yardımı
yapmışız. Hala bunu maalesef insafsızca, edepsizce
kullanıyorlar. Kimse Türkiye'nin IŞİD'e silah temin
ettiğini, bu tür bir yardımda bulunduğunu asla ispat edemez, asla
söyleyemez. Biz terörün her çeşidine bugüne kadar nasıl karşı
olduysak bundan sonra da karşı olacağız. Asla biz bunların yanında
olmadık, olmayız ve olmayacağız."
"İSLAM'IN KARA LEKESİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslamın kelime itibariyle "sin" yani
"barış" kelimesinden türediğine dikkati çekerek, "Bir barış dini
olan İslamı kimsenin terörle bir araya getirmeye hakkı yoktur, buna
da müsaade edemeyiz. Bunun da önünü asla açamayız. Bu örgütün İslam
adına konuşmaya zaten yetkisi yok, böyle bir hakkı da yok.
Bu, İslamın adeta şu anda kara lekesidir. Bunlar sebebiyle
İslam karalanıyor. Fakat Batı kısmen bunu anladı ve
bunların İslam ile asla bağdaştırılamayacağını, dünyadaki
yetkililer, gerek Obama olsun gerek İngiltere Başbakanı olsun onlar
da bunu konuşmaya başladı, demek ki anlattıklarımızın bir tesiri
oldu" değerlendirmesini yaptı.