Erdoğan'dan kaolisyon için kritik açıklamalar!
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, hükümeti kurma görevi vermeden önce parti liderleriyle tek tek görüşeceğini açıkladı.
Azerbeycan 1. Avrupa Oyunları açılış törenine katılan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Rusya Devlet Başkanı
Vladimir Putin ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yaptığı
ikili görüşmenin ardından Türkiye’ye döndü.
''TUR'' uçağında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da
yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın yüzde 52 oyuyla seçilmiş
bir Cumhurbaşkanını tartışmanın halka saygısızlık olarak gördüğünü
söyledi. CHP milletvekili Deniz Baykal ile görüşmesinde Baykal’ın
‘koalisyon tecrübelerini’ konuştuğunu belirten Cumhurbaşkanı
Erdoğan, ülkenin hükümetsiz kalmaması için bu hafta liderleri
çağırarak hükümet programlarını soracağını, ardından sırayla ilk
iki partiye koalisyon kurması için görev vereceğini açıkladı.
Erdoğan, şunları söyledi:
SİYASİ ACEMİSİZLİK
7 Haziran seçimleri sonrası tüm partiler kendini seçimin
galibi görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rakamlar ortada. Bu seçimin birincisi bellidir, ikincisi, üçüncüsü
ve dördüncüsü bellidir. En küçüğü en büyük gösterme gayreti siyasi
acemisizlik. Ayrıca ülkenin geleceği açısından da müspet bir
yaklaşım değil. Öteden beri çoğunluğun azınlığa tahakkümünü doğru
bulmadım, hakeza azınlığın çoğunluğa tahakkümünü de doğru bulmadım.
Seçimden sonra, bazılarının azınlığın çoğunluğa tahakkümünü teşvik
eder bir tutum sergilemesini yanlış buluyorum. Buna ulusal ve
uluslararası düzeyde bazı medya kuruluşları da dahil. Bu milli
iradeye de ülkemize de saygısızlık olur. Bundan kaçınmak lazım.
BAYKAL'IN KOALİSYON TECRÜBESİ VAR
Baykal ile neler konuştunuz?
Görüşmenin içeriği genel hatlarıyla zaten basına da yansıdı.
Kendisini davet etmemin sebebi, en yaşlı üye sıfatıyla TBMM’nin
açılışını yönetecek olması. Ayrıca gerek parlamento gerekse
koalisyonlar konusunda kendisinin ciddi tecrübeleri... Konuştuk ve
tüm bu hususlarda kanaatlerimizi paylaştık. Herkes sandıktan çıkan
milli iradenin çizdiği istikamette adımlar atmalı. Kimse süreci
farklı istikamette zorlamamalı. Temennim odur ki aklıselim hakim
olur, egolar bir tarafa bırakılır, ülkemiz için neler
yapılabileceği en iyi şekilde karara bağlanır.
PUTİN İLE SURİYE TAKVİMİ BELİRLEDİK
Putin ile görüşmenize dair biraz daha ayrıntı alabilir
miyiz?
Ağırlıklı olarak Türkiye-Rusya ilişkilerini ele aldık. Türk
Akımı’nda Türkiye’nin ihtiyacı olan bir hat söz konusu ama dört hat
söz konusu. Diğer hatlar Avrupa ülkeleri için gerekli. Bu
hükümetler arası bir anlaşma olarak yürütüleceği için belirsizlik
dönemi hızla geride bırakılıp gerekli adımların tamamlanası
gerekiyor. Aynı şey nükleer enerji konusunda da geçerli. Rusya’nın
nükleer enerji için yapacağı yatırım 22 milyar dolar. Yaklaşık 450
megavatlık yatırım yapılması ve Türkiye’nin bu imkana kavuşması,
ilerideki sıkıntılarımızı ciddi manada rahatlatacak demek. Hele
Sinop'taki de tamamlandığında Türkiye sıkıntılarını aşmış konuma
gelecektir. Sayın Putin ile ulaşımda kotalar ve serbest ticareti de
ele aldık. Kırım Tatarları’na ilişkin heyet raporumuzu ve
sıkıntaları Rusça olarak teslim ettik. 1915 olayları ilgili
konuları görüştük. Bununla ilgili daha önce Sovyet Rusya
zamanındaki kendi bünyelerinde bu konuya yönelik oraya atıfta
bulunan bir ifade kullandığını, (bunun da ) iç medyaya yönelik
olduğunu söyledi. Duma başkanını da (Çanakkale törenleri için)
Türkiye’ye göndermesinin bu konudaki hassasiyetinin göstergesi
olduğunu söyledi. Dayanışmanın aynı kararlılıkla sürmesini istedi.
''Yukarı Karabağ konusunda elimden gelen her şeyi yapıyorum ve
yapacağım'' dedi. Ayrıca Suriye konusunu görüştük. Suriye ile
ilgili takvim belirledik ve gerekli talimatları verdik. Dışişleri
bakanlarımız sürecin takipçisi olacak.
AVRUPA'YI TÜRKİYE TEMSİL ETTİ
Rusya Devlet Başkanı Putin ile enerji, Suriye, Ukrayna ve
Kırım’ı görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları
söyledi:
''Azerbaycan’ı ziyaret nedenimiz, malum; 1. Avrupa Oyunları açılış
törenine katılmak. Güzel ve başarılı bir organizasyon yapmışlar.
Ancak Avrupa Olimpiyatları olmasına karşın, AB ülkelerinden
Bulgaristan ve Romanya dışında başbakan veya devlet başkanı
düzeyinde katılan kimseyi göremedim. Bunu Sayın Aliyev de
doğruladı. Putin, bana 'Siz varsınız?' biçiminde bir nükte yaptı.
Ben de kendisine bizim henüz AB’ye üyelik için müzakere sürecinde
olduğumuzu belirttim''
İLK İKİ PARTİYE GÖREV VERİRİM
Bundan sonraki yol haritası ne olacak? Başka görüşmeleriniz
de olacak mı?
Bu hususta görüşmem gereken, söyleyecek sözü olan, istifade
edilebilecek herkesle tabii ki görüşürüm. Yemin törenleri sanırım
ayın 24’ü 25’i gibi biter. Meclis başkanlık divanının belirlenmesi
akabinde görevlendirme yapılır. Net söyleyeyim, siyasi ahlakım
gereği, en fazla oyu olan siyasi partinin genel başkanını
görevlendiririm. Gelişmeleri hep beraber göreceğiz. O kuramaz ise,
yine siyasi ahlakım gereği, görevi bu kez de en fazla oy almış
ikinci partinin genel başkanına veririm. Malum o noktada 45 günlük
bir süreç var. İnşallah uzamaz. Sandık koalisyonu işaret etmiş,
herhangi bir partinin tek başına iktidar olabilmesine izin
vermemiştir.
ERKEN DEĞİL TEKRAR SEÇİM
Bahsettiğiniz süreç zarfında bir sürpriz olabilir
mi?
Her şey tabii mecrasında cereyan ederse, koalisyon yapılırsa,
problem olmaz. Ama diyelim ki seçimlerden birinci çıkan parti bunu
başaramadı, ikinci çıkan da hükümeti kuramadı... Böyle bir durumda,
anayasa gereği, tekrar sandığa gitmek kaçınılmaz olur. Ben buna
‘erken seçim’ değil, ‘tekrar seçim’ diyorum. Zira ülkenin
hükümetsiz kalması düşünülemez. Ülkemizin yatırımlarının,
uluslararası ilişkilerimizin kesintiye uğramaması açısından da
belirsizlik uzun sürmemeli; hükümet bir an önce kurulmalı.
LİDERLERİ DAVET EDECEĞİM
Önümüzdeki süreçte parti liderleriyle görüşmeyi de
düşünüyor musunuz?
Görevlendirmeyi yapmadan önce liderlerle görüşmek gibi bir planım
var. Her birini ayrı ayrı davet edip sürece ilişkin görüşlerini
almak istiyorum. Programıma bakacağım. Bu görüşmelere yemin
töreninden önce de başlayabilirim. Dolayısıyla kendilerini
önümüzdeki hafta davet edebilirim.
BU SEÇİM SİSTEMİ ADALETSİZ
Bu seçim sonrasında yüzde 10’luk seçim barajı yeniden
tartışma konusu olmaya başladı. Bu konuda ne
düşünüyorsunuz?
Ben Başbakanlığım dönemimde, bu konudaki düşüncelerimi çok açık
biçimde söyledim. Barajın yüzde 5’e düşürülüp daraltılmış bölge
sistemine geçilebileğini ya da barajın tamamen kaldırılıp dar bölge
sisteminin benimsenebileceğini belirttim. Mesela mevcut sistemde,
Ankara’da 116 bin oyla bir milletvekili seçilirken, Bayburt’ta ise
27 bin oyla, Tunceli’de 32 bin oyla bir milletvekili seçiliyor.
Manisa'da 112 bin oy, Kilis’te 39 bin oy yeterli olabiliyor
milletvekili seçilmek için. Dolayısıyla mevcut sistemin de tümüyle
adil olduğu söylenemez.