Erdoğan'dan faiz çıkışı: Gür bir seda ile dillendireceğim dedi Mehmet Şimşek dinledi
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faize dayalı ekonomik sistemi meşru göremeyeceğini belirterek, "Tayyip Erdoğan olarak faizsiz ekonomiye olan özlemimi şahsen bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceğim." dedi. Erdoğan'ın bu çıkışını dinleyenler arasında ekonomik kriz sonrasında faizleri yükselten Mehmet Şimşek de vardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi'nde
düzenlenen 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi'nde
konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslam alemi olarak aramızdaki
ticaret, yatırım, finans ve iş birliği imkanlarını en üst düzeye
çıkarmamız gerekiyor." dedi. "Küresel ekonominin kaotik
atmosferinde İslami finansın sunduğu etik, adil ve sürdürülebilir
yaklaşımlar, çok detaylı bir şekilde mercek altına alınacaktır."
diye kaydetti.
Erdoğan, "Tüm teşviklerimize rağmen, ülkemizde katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını açıkçası biz yeterli bulmuyoruz." açıklamasını yaptı.
"Faizsiz ekonomiye olan özlemim"...
Faize dayalı bir ekonomik sistemi meşru göremeyeceğini sık sık ifade ettiğini hatırlatan Erdoğan şunları söyledi:
"Rantiyenin sesi olan muhalefet bunda da hep karşımıza dikildi. Doğru olan politikalarda dahil bu ülkenin hayrına dokunacak milli bir duruş sergileyemediler. Oysa insanlığı faize mahkum bırakan küresel sisteme itiraz etmek yerilecek değil takdir edilecek vakur bir tavırdır. Tayyip Erdoğan olarak faizsiz ekonomiye olan özlemimi şahsen bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceğim."
“Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekiyorsa Türkiye batsın” anlayışı
Ekonomi programını hedeflerine ulaşıncaya kadar uygulamaya kararlı olduklarının altını çizen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
-"Türk ekonomisi 19 çeyrektir kesintisiz büyüyerek gücünü bir
kez daha ispat etti. Biz Cumhuriyet tarihinin en düşük enflasyon ve
faiz oranlarını yakalamış bir hükümetiz. Böyle bir dönemde 3-5
ağacın taşınması bahanesi ile başlayan Gezi olayları olmasaydı
ülkemiz şu anda çok farklı bir konumda olurdu. Gezi kalkışması ile
başlayan 15 Temmuz ihaneti ile iyice şiddetlenen ülkemize yönelik
saldırılar zinciri yakın zamana kadar devam etti.
-İstanbul merkezli yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını takip eden
sokak terörü ve boykot çağrıları da bu saldırıların devamı
niteliğinde. Ana muhalefet partisi genel başkanının millî markaları
hedef gösteren, bununla da yetinmeyip Türkiye’yi yurt dışına
şikâyet eden sorumsuz tavrı, aslında nasıl bir zihniyetle karşı
karşıya olduğumuzu göstermeye kafidir.
-Ülkemizde bütün umudunu Türkiye’nin ekonomik olarak tökezlemesine, Türk ekonomisinin yara almasına bağlamış köhne bir zihniyet var. Maalesef bu zihniyetin aktörleri, ellerine geçirdikleri her fırsatı Türkiye’ye taş atmak ve milletimizi sırtından hançerlemek için kullanmaktadır. Dedikodular üzerinden siyaset yaptıklarını zannederek hem kendilerini komik duruma düşürüyorlar hem de kirli hatlarını ortaya çıkarıyorlar. Kendi seçmenleri bile bunların sorunları çözebileceğine inanmıyor.
Hırsları akıllarını esir alanlara şunu hatırlatmak istiyorum: “Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekiyorsa Türkiye batsın” anlayışıyla hareket ederek hiçbir yere varamazsınız. Hele hedef saptırarak yolsuzluklarınızın üzerine bant çekemezsiniz. Kendi çıkarlarını milletin menfaatlerinin önüne koyan muhterisler bugüne kadar başarılı olamadı. İnşallah bundan sonra da muvaffak olamayacaklar.
"Toplumun kahir
ekseriyeti Terörsüz Türkiye sürecine destek
veriyor"
Terörsüz Türkiye sürecine değinen Erdoğan, "Her şeye karşı çıkan
mutlu azınlık dışında siyaset kurumu ve toplumun kahir ekseriyeti
Terörsüz Türkiye sürecine destek veriyor." diye konuştu.