Erdoğan'dan bomba açıklamalar
Abone olBaşbakan Erdoğan'dan gündeme oturacak sözler.. Lübnan dönüşü uçakta gazetecilere bomba açıklamalarda bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki dönemde
türbanlı milletvekili olabileceği işaretini verdi. 25-30 yaşlarında
birkaç genci milletvekili yapmayı planlıyor. Devamsız vekillerle
yola devam edilmeyecek. Açığa alınan üç general için gerekirse yasa
çıkartacaklarını söyleyen Erdoğan, bu konuda kararlı olduklarının
mesajını verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, devamsız vekillerin 12 Haziran seçimindeki aday listelerinde yer almayacağı yönünde bir işarette verdiği Beyrut'tan dönerken uçağına aldığı 10 gazeteci ile sohbet etti, sorularını yanıtladı.
BAŞÖRTÜLÜ VEKİL OLABİLİR
Başbakan, “Başörtülü vekil olacak mı?”
sorusuna, “Siyasette her şey olabilir” yanıtını
verdi. Açığa alınan 3 paşa için gerekirse yasa çıkartılacağını
açıkladı. Erdoğan’a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
Acı çektirenle devam etmeyiz
- Haziran’da seçim için start verdiniz. Yeni isimler olacak
mı?
VEKİL YAPMAK TAYYİP ERDOĞAN'IN TASARRUFUNDA
DEĞİL
Bizi dışarıdan bazıları eleştiriyor, onu açıklamamda fayda var,
parti içi demokrasi çalışmıyor filan diyorlar. Bizde vekil olmak
Tayyip Erdoğan’ın tasarrufunda değildir. 7-8 kişilik ekip var
sonunda ona riyaset (başkanlık) eder. Süreç, en alt kademede ilçe
teşkilatlarında başlar. Aday adayları için de birinci eleme
yapılır. Sonra oralara görevlendirdiğimiz bizim her ile yönelik
kişiler vardır. Onlar adaylar üzerinde ayrıca çalışır. Puanlama
yapar, bize bildirirler. Sonra o 8 kişilik ekip onlar üzerinde tek
tek çalışma yapar. Sonra da o ilimizde kimlerin
aday olacağına karar veririz. Tek başıma benim kararım
değil. Tabii ki genel başkan olarak bizim de ihtiyaca göre “Şu
alanda şu arkadaşı tavsiye ediyorum” demişimdir, o kadar hakkımız
da olur.
- Mevcut vekillerden gelecek listeye girecekler ve
çıkacaklar belli mi?
DEVAMSIZ VEKİLLER ELENECEK
İsimler noktasında çalışmamız yok. Mevcut kadroda elenenler
tabii ki olacaktır. Şu 4 yıllık performans bunun çok açık, net
şeyidir. Bunların içinde devamsızlık yapanlar tabii ki elenecektir.
336 kişi olacaksın, yeri gelecek toplantı yeter sayısı olmayacak,
bize bu acıyı çektirenlerle yola devam edemeyiz. Hedeflerimiz
içinde 25-30 yaş arası birkaç genci parlamentoya sokacağız.
Bayanlarda daha çok arkadaşı parlamentoya taşıyacağız.
- Peki başörtülü vekil görebilir miyiz?
(Kadın iki gazeteciye dönerek) Bu yolu siz açacaksınız.
- Yani olabilir mi?
Siyasette her şey olabilir.
- Seçime 6 ay kaldı ama!
Siyasette 24 saat bile uzun süredir.
EMEKLİ OLMALARINI BEKLİYORDUK
- 3 generalin görevden alınması Türkiye tarihinde ilk kez yaşandı, ama aslında YAŞ’ta yapılmalıydı gibi eleştiriler var. Süreci değerlendirir misiniz?
Yüksek Askeri Şûra’da biz gerekeni yaptık. Askeri Şûra’da
yaptığımız terfi istendiği halde terfi ettirmemekti. Yani
benim ve Milli Savunma Bakanı ile İçişleri bakanımın ortak kanaati,
danışmanlarımın ortak kanaati aslında 30 Ağustos’ta bu 3 arkadaşın
(generallerin) emekli olması istikametindeydi. Çünkü terfi
alamadılar ve dolayısıyla biliyorsunuz korgenerallerde bekleme
süreleri 4 yıldır. Eğer 4 yılda terfi etmezlerse 4 seneyi
doldurunca emekli olurlar. Bugüne kadar böyle uygulandı.
Bugün ilk kez böyle bir karar çıktı. Bize düşen görev de
-ki arkadaşlarımız onu uyguladılar- açığa aldılar. Eğer açığa
aldıktan sonra farklı adım atılırsa bizim atacağımız adım var.
- Nedir bu adımlar?
3 GENERAL İÇİN YASA ÇIKARTIRIZ
O da şudur: Bir kere şunu bilmek lazım; sivil irade karar
vermiştir. Sivil iradenin verdiği bu karar farklı yollarda
aşılmaya çalışılırsa sivil iradenin de bu noktada atabileceği
yasalar çerçevesinde veya yasama organı ile birçok adımlar vardır,
bu adımı atar. Şu anda tabii ben nihai şeyi bilmiyorum,
duydum. Tekrar Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne
gideceklermiş bir üst mahkeme filan diye. Gideceklerse gerekçeleri
nedir değerlendirmeleri yapacağız.
- Yasama organı ne yapacak, yasa mı
çıkartacak?
Gerekirse çıkartırız. Sivil irade olarak değerlendirmelerimizi
yaptıktan sonra bu arkadaşlardan ne denli istifade ederiz, içinde
bulundukları yargı süreci vs. bütün bunların değerlendirmesini
yaptıktan sonra zaten biz terfilerine uygun değildir diye baktık.
Terfiye uygun değildir diye bakarken zorla terfi ettirilmesine
yönelik yaklaşımı anlamakta zorlanıyoruz.
- Bu ısrarı nasıl açıkladılar?
Bir açıklaması yok zaten. Tabii ki kendilerine göre iyi
olduklarını filan söylüyorlar, biz de tabii ki geçtiğimiz süreci,
yaşadığımız süreci değerlendiriyoruz, onlara bakıyoruz.
YENİ ANAYASADA YARGIDAKİ İKİ BAŞLILIĞI DİKKATE
ALACAĞIZ
- Askeri yargı, sivil yargı tartışması var. İki başlı
yargı konusunda bir adım atmayı düşünüyor musunuz?
Yeni
anayasada değerlendireceğiz. Yeni anayasa hepsini içerecek
inşallah.
- Yani seçimden sonra?
Bazıları yeni anayasa için iktidar ipe un seriyor filan diyor.
Bizim böyle bir sözümüz oldu mu? Ben 12 Eylül’ün akşamı da
söyledim. Dedim ki, hemen buyurun çalışmaları başlatalım. Bu
çalışmalar da haziranda yapılacak seçime kadar bitsin. Uzlaşma
komisyonu kurabiliyorsak kuralım. Kuramıyorsak herkes kendi
çalışmasını yapsın. Haziran sonu Meclis’teki tabloyla birlikte yeni
anayasayı çıkaralım. Aksi sözümü bulsunlar, bulunduğum yeri
bırakırım. Bir kere halkımıza sözümüz var. Uyum yasalarını
çıkaracağız.
- Sizin bu çalışmalarınız mı Kılıçdaroğlu’nu fıtık
etti?
Kendisini arayıp geçmiş olsun dedim.
Davos bayağı etkilemiş, ilgi çok farklıydı
LÜBNAN'DAKİ İLGİ HASSASİYETİMİZİ ARTIRIYOR
- Lübnan’da halktan büyük ilgi gördünüz, Hariri de buna değindi.
Doğrusu o kendi takdiridir. Ama ondan çok beni hastane etkiledi.
Arkadaşlarımızın bu kadar kısa zamanda böyle bir projeyi
gerçekleştireceklerini beklemiyordum. 100 yataklı bir hastaneyi
burada yaklaşık 2 yıl içinde bitirmiş olması Türkiye’nin şanına
yakışır bir netice oldu. İçeriyi gezdiğimizde de başarıyı gördük,
bizleri mutlu etti. Burada ülkemize, milletimize karşı olan sıcak
ilgi gayet güzel. Türkiye’nin bölgedeki bu durumu bizim de
hassasiyetlerimizi daha çok artırıyor.
- 2006’da da gelmiştiniz. O gün ile bugün arasında fark var
mı?
Var tabii. Ahmet Davutoğlu da, ben de o günden bu yana gelip
gittik. Bu bölge epeyce toparlandı. Her yer harabeydi burada. Hatta
havalimanında çukurlar vardı. İlgi açısından da çok farklı. Davos
bayağı etkilemiş. Arkasından Gazze olaylarındaki tutumumuz...
- Davos’tan sonra ilk gelişiniz mi?
Davos’tan sonra ilk kez geliyorum. Bunlar anlıyor da bizim
ülkedekiler anlamıyor. Füze kalkanı meselesinde bizim
ortaya koyduğumuz tavrı, duruşu bölge anlıyor. İran gerek Ahmet
Bey’le yaptığı görüşmede, gerek beni aradılar. Hatta
büyükelçilerini özellikle yolladılar, geldiler, teşekkür
ettiler. Oradaki duruştan, orada hazırlanan metinlerden
filan bütün bunlar açık net ortada olmasına rağmen bakıyorsunuz
Türkiye’deki emekli büyükelçiler filan bir yerlere çekiyorlar.
Türkiye bekleneni alamadı filan. Onlar Türkiye’nin beklediği ne onu
bilmezler. Füze Türkiye’ye yerleşecek filan. Nereden biliyorsunuz?
Metinlerde var mı? Yok. Olmayan şeyi göstermeye çalışıyorlar. İran
olsun, Ortadoğu ülkeleri olsun farkındalar ve takdir ediyorlar.
- Muhalefet liderleriyle de görüştünüz!
HİZBULLAH'LA GÖRÜŞMEYE ZAMAN AYIRMAMIZ GEREKİYORDU
İlk defa 8 liderle ayrı ayrı görüştük. Daha önceki gelişte
ikili, üçlü görüştük. Hizbullah’la olan görüşmemize biraz daha
zaman ayırmamız gerekiyordu. İşin önem arz eden bölümü orası. Zira
Refik Hariri’yle ilgili gelişmeler burada belirleyici olacak.
- Görüşmelerin sonucu konusunda öngörünüz?
Hizbullah diyor ki, biz Lübnan’ın direnişçi ruhuyuz. Refik
Hariri için de kullandıkları ifade ‘şehit Hariri’. Bizim böyle bir
şeyi (suikast) düşünmemiz mümkün değil, diyorlar. Gerilimi
azaltma noktasında da Suriye-Suud görüşmesini
destekliyorlar. Görüştüklerimizin de böyle bir desteği
var. Temenni ederiz ki Lübnan’da hükümet sağlıklı bir denkleme
kavuşur.
- Erdoğan olmasa Hariri olamazdı yorumları da var. Sizden
büyük güç aldığını düşünüyor Lübnan halkı. Ne
düşünüyorsunuz?
Tabii Saad bize abi şeyiyle bakıyor. Kendisi de ifade ediyor.
Fakat Saad’ın en önemli avantajı babası. Refik Hariri
önemli bir liderdi. Başarılı bir işadamıydı.
Siyasette de başarısı vardı. Döneminde de Lübnan çok ciddi
bir sıçrama yaşadı. Özellikle ekonomide ve özgürlükler açısından.
Mesela, ‘Ben babamın yakaladığı siyasi güçte
değilim’ diyor.
Sözlerine sadık kalmazlarsa bir daha neden görüşeyim
- Kürt sorunu nereye gidiyor? Önümüzdeki 4-5 yılda ne
olacak?
Şu ana kadar sorunu çözmek için attığımız
adımları görmüyor musunuz? Bugüne kadar kimse bu adımları görmüyor.
Biz dayattık onlar verdi, diyorlar.
- Bundan sonra nasıl bir yol yöntem?
DEVLET HERKES İLE GÖRÜŞÜR
Görüşme noktasında zaten bir sıkıntı yok. Zaten
arkadaşlar da görüşüyor. Görüştüğümüz kişiler sözlerine sadık
kalmayınca bir daha neden görüşeyim diyorum arkadaşlara, ‘Siz
görüşün’. Ben görüşünce mesafe almalıyım. Alamıyorsam kayıp
zamandır. Diyorlar ki niçin devlet görüşüyor? Devlet her yerle
görüşür, sadece İmralı değil normal cezaevleriyle de
görüşür. Sorunu çözeceksek bu işin tarihine baktığımızda
hep görüşmüşler.
- Çözümde ne gibi enstrümanlarınız olacak?
Tüm bu yaptıklarımız çözüm değil mi? TRT-6 çözüm değil mi,
billboardlarda Kürtçe afişler, ilanlar çözüm değil mi, kursların
açılması değil mi?
- PKK’yı dağdan indirmek için?
Bizim mesajımız çok açık, net. Silahı bırak, dağdan in. 221’inci
madde aslında bu işin önünü çok açıyor. Kalkıp da birilerinin PKK
ağzıyla ordumun silah bırakmasını istemesi haksızlık değil mi?
2B İLİ İLGİLİ ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ
Bunları tabii çok tartıştık fakat 1, 2, 3, 4 milyar değil 10 milyarın üzerinde alacak var. Siz bu parayı tahsil edemiyorsunuz. Hiç olmazsa gecikme zammı faiz değil ama ağırlıklı ana para olmak üzere tahsilatı yapalım, bütçe açığı ve büyümede yeni bir sıçramayı yapalım istiyoruz, adımı atma nedenimiz bu. Mesela 2B. O da böyle bir sorun. 2B ile ilgili de adımımızı yoğun bir şekilde atacağız, yetiştirmeye çalışıyoruz. Yıllar yılı devletin arazisini işgal etmiş. Bazıları bir kuruş ödemiyor. Para kazandıkça orayı da sahipleniyor. Biz diyoruz ki, satalım onlara, parasını alalım. Bundan da ciddi rakamlar bekliyoruz. İşi yapılandırmanın amacı o.