Erdoğana one minute pankartı
Abone olErdoğan, Baykal'a kırmızı noktalı bir uyarı yaptı, şifreli kanal istedi. Trabzonlu bir genç ise Erdoğan için ilginç bir pankart açtı. Bakın ne yazıyordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Ordu
mitinginde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yüklendi. Erdoğan,
Baykal'ın kimyasının bozulduğunu iddia ederken, Elmalı
Hazineleriyle vurdu!
Ankara'dan ‘Ana’ uçağı ile Samsun Havaaalanı'na, buradan da
Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait helikopterle Ordu 19 Eylül Stadı'na
gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Cumhuriyet
Meydanı'nda düzenlediği mitingte konuştu. Meydanda toplanan
yaklaşık 15 bin kişiyi eşi Emine Erdoğan'la birlikte selamlayan
Başbakan Erdoğan, konuşmasının başında CHP Lideri Deniz Baykal'ı
eleştirdi. “Baykal'ın artık kimyası bozuldu herhalde. Saldırgan bir
yapıya girdi” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
Trabzon'daki mitingde ise bir genç açtığı 'One Minute" pankartı ilgi çekti... |
“Devamlı hakaretler, hakaretler. Durumu görüyorum ve açık açık
söylüyor. ‘Ergenekon'un avukatıyım.’ Sayın Baykal, sen zaten
geçmişten bu yana bu tür şeylerin avukatlığını yaptın.
Bakın Antalya milletvekili olan Sayın Baykal, Elmalı
Hazineleri Antalya'dan kaçırıldığında, o kaçıranların da
avukatlığına soyundu. Ona da soyundu ve daha sonra o
dönemde İstemihan Talay (eski Kültür Bakanı) bey bununla ilgili bir
mücadeleye girdi ve bu hazine 2 bin civarında, sikkeler vesaire.
Bunlar geri getirildi. Yasal süreç başladı. Antalya'da mahkemede
kazanan Baykal, üst mahkemede kaybetti. Siyasilerin savundukları
davalarda daha hassas hareket etmeleri gerekir, dikkatli hareket
etmeleri gerekir. Özen göstermeleri gerekir. Ama Sayın Baykal,
kimin avukatlığına soyunduğunu bugüne kadar özenle hiç seçmedi.
Burada da özensiz. İşte biz milletin avukatıyız, o Ergenekon'un
avukatı. Fark bu.”
‘KÜFÜRBAZDAN SİYASETÇİ OLUR MU?’
Deniz Baykal'ın, ülke genelinde hep olumsuzluk, karamsarlık
pompaladığını da savunan Başbakan Erdoğan, “Dün de söyledi. Ne
diyor? ‘Hükümet milleti dinliyor.’ Bak Sayın Baykal, benim o kadar
vaktim yok. Belli ki senin vaktin çok. Bu işin Türkiye'de
görevlileri yasayla belirlenmiştir ve yasayla belirlenen bu süreci
aynen ilgililer takip eder, dinler. Kim dinler, kim
dinlenir kararını veren mercidir. Neresi verir? Yargı
verir ve onun üzerine de dinleyecek olan güvenlik güçleri” dedi.
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Bunun bizimle yakından uzaktan alakası yok ama sen çamur atmaya
alışmışsın. İftira etmeye alışmışsın. Yine böyle bu mekanizmayı
çalıştırıyorsun. Bununla bir yere varman mümkün değil.
Varamayacaksın da. Ancak ben sana bir şey söyleyeyim hiç olmazsa.
Bir çok şey söylüyorsun da boş. Son zamanlarda senin kimyan
bozuldu. Diyorsun ki ‘Hükümete hakaret edilebilir, küfredilebilir’.
Doğru, 70 yaşına ulaştı. Ama 70 yaşını bulmuş olan benim
büyüklerime saygısızlık olmasın ha. Sakın. Onlara benim saygım
sonsuz. Tabii bunlar koltuğa falan yapıştılar, koltuk atıyor,
bunlar bırakmıyor. Bakın çok enterasan, ‘Yahu ağız tadıyla
birbirimize küfredemiyoruz’ diyor. Değerli kardeşlerim.
Bir siyasi partinin lideri bu ülkede başa oynayan bir insan kalkıp
da milletin huzurunda, meydanlarda, ‘Ağız tadıyla birbirimize küfür
edemiyoruz’ der mi? Küfürbazdan siyasetçi olur mu? Bir zaman bir
milletvekili arkadaşı da ne diyor biliyor musunuz? ‘Allah'tan
iktidar olmuyoruz’. İsmini vermiyorum. Çünkü iktidar olmak gibi bir
derdi yok zaten. Buradan nemalanıyor. İnanın eline teslim edin
şöyle 5-10 tane koyun, kaybeder. Öyle bir noktada.”
Baykal'a seslenen Erdoğan, “O küfür müfür olaylarını, aman
gündüz yapma. Gece 12.00'den sonra yap veya şifreli kanallarda yap.
Çocuklar izlemesin. Çocukların ahlakını bozuyor, kötü örnek
oluyorsun. Yazıktır, günahtır. Yavrularımıza yazık”
dedi.
‘‘HİÇKİMSE ZOR DURUMDA DEĞİL’
DSP- MHP- ANAP iktidarının IMF'ye 30 milyar dolar borçlandığını,
bunun bir kısmının ödendiğini belirten Erdoğan, şöyle devam
etti:
“23.5 milyar dolarla bize devrettiler. Şimdi IMF'nin aleyhinde
konuşup duruyor bu MHP'liler, DSP'liler. Peki şimdi ne kadar borç
var? 8 milyar dolar. 23.5'ten 8'e geldi. Şimdi çıkıyor bazıları,
bana soruyorlar, ‘IMF'yle anlaşmayı niye geciktiriyorsun?’ Sana mı
soracağım? Türkiye'nin menfaatine olursa imzalarız. Ülkemin,
milletin menfaatine olmayacaksa kusura bakmayın imzalamayız. Geçen
Mayıs'tan bu yana hala konuşuyoruz. Niye, ülkemin menfaatleri benim
için önemli. ‘Efendim, işte büyük işverenler, bankalar zor durumda’
Hiç kimse zor durumda değil kardeşlerim. Gerçekler başka, bakmayın.
Bunlar alışmışlar, hükümetleri köşeye sıkıştırarak oralardan
nemalanmaya. Tabii şimdi diyorlar ki IMF ile anlaşsınlar da bu para
gelsin, bankalara servis yapılsın. DSP- MHP iktidarında 16 banka
battı. 40 milyar dolar ödedik. Ah değerli kardeşlerim, böyle
sömürdüler bizi, böyle bitirdiler bizi. Şimdi sıkılmadan çıkıp
konuşuyorlar. Şimdi 1 tane batan banka var mı?”