Erdoğana dost nasihati
Abone ol23 Nisan törenleri sonrası ortam gerildi. Yaşanan 3 tuhaf olaya bir de şu gözle bakmak gerekiyor.
Hürriyet yazarı Ahmett Hakan 23 Nisan törenlerinde yaşanan Üç
tuhaf olaya hakim medyanın gözüyle değil farklı bir pencereden
yaklaştı.
Haber: Ahmet Hakan
Kaynak: www.hurriyet.com..tr
BİR: Fatsa’da AKP İlçe Başkanı Veysel Dalcı, Atatürk Anıtı’na
çelenk koyarken sakız çiğnemiş.
Eğer iddia doğruysa...
Söylenecek "özgün" bir şey yok.
Yapılan terbiyesizliktir, densizliktir, saygısızlıktır.
Ama...
Olaya böyle yaklaşıyoruz diye Veysel Dalcı hakkında verilen
tutuklama kararını görmezden gelip geçiştirecek değiliz.
Çünkü tutuklama kararı yanlış olmuştur.
Nereden mi biliyorum?
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın için tutuklama
kararı çıktığında anlı şanlı hukukçularımızın yaptıkları
açıklamalardan.
O anlı şanlı hukukçularımız, "Tutuklama kararları ancak sanığın
delilleri karartma ya da kaçma ihtimali söz konusu olduğunda
verilebilir" diye haykırmamışlar mıydı?
O halde soralım:
AKP Fatsa İlçe Başkanı neden tutuklandı?
Delilleri mi karartacaktı?
Sakız çiğnerken balon yapıp patlattı da bunun görüntülerini mi yok
edecekti?
Yoksa İran’a kaçıp siyasi iltica hakkı mı talep edecekti?
***
İKİ:
Çorlu’da 23 Nisan törenlerine kara çarşaf giydirilmiş kız
öğrencilerin katılmaları, töreni izleyen Korgeneral Metin Yavuz
Yalçın Paşa’yı sinirlendirmiş.
Paşa, tören alanındaki görevlilere, "Bu olmadı" filan demiş.
Doğrudur, bence de olmamıştır.
Ancak...
Meseleyi yerli yerine oturtmak gerekiyor:
Bu olay, iktidarda AKP var diye cesaretlenen mürtecilerin, minicik
kızlara çarşaf giydirerek "İşte en güzel kıyafet budur" mesajını
iletme arzularından kaynaklanan bir olay değildir.
İşin aslı şudur:
O öğrencilere, "karanlık dönemi" temsil etsinler diye o kıyafetler
giydirilmiştir.
Şekilci bir zihniyetin işidir bu.
Yani "Çarşaf eşittir karanlık dönem" ya da "Modern giyim eşittir
aydınlık dönem" diyen zihniyetinÖ
Bence asıl itiraz edilmesi gereken yaklaşım budur.
Çünkü...
23 Nisan törenlerinde bu tür mesajlara maruz kalan minikler,
büyüdüklerinde bu şabloncu yaklaşımdan bir türlü
kurtulamamaktadır.
***
ÜÇ:
Çocuk bayramında çocukları temsil etsin diye 21 yaşındaki bir
delikanlının Meclis kürsüsüne çıkarılması, her şeyden önce
komiktir.
Çünkü 21 yaşındaki bir delikanlı "çocuk" değildir.
Kürsüden imam hatip propagandası yapan "delikanlı" da çok iyi bilir
ki, İslam’a göre çocukluktan çıkma yaşı hayli erkendir.
Kaldı ki çocukluktan çıkışı biraz geciktiren modern anlayışa göre
de 21 yaşındaki bir "delikanlı" çocuk sayılmamaktadır.
Arınç’tan yana olsak da bu böyledir, karşı olsak da...
İmam hatip fetişizmi yapsak da bu böyledir, imam hatip düşmanlığı
yapsak da...
AyrıcaÖ
Unutmayalım ki:
60 yaşını aşmış koskoca adamı "Milli Gençlik Vakfı Başkanı" diye
takdim etmek, Erbakan tarzı acayipliklerdendir.
Yine unutmayalım ki:
Erbakan, biraz da bu tür acayiplikler yüzünden sahneyi
öğrencilerine terk etmek durumunda kalmıştır.