Erdoğan yangınla delil yok ediyor!
Abone olMümtazer Türköne Erdoğan'a önce yangın çıkarıyor dedi sonra hızını alamadı eleştirileri saydırdı.
Zaman si yazarı Mümtazer Türköne'nin
hedefinde yine Başbakan Erdoğan vardı. Bu defa Başbakan Erdoğan'ın
yolsuzluk delillerini karartmak için orman yangını çıkarttığı
benzetmesine başvuran Türköne zehir gibi eleştirilerini
sürdürdü.
Erdoğan'ın kendi yıkılan enkazının
üzerinde olduğu ancak hala kalkmadığı için ortamı kokuttuğu
benzetmesine başvuran Türköne, Erdoğan siyasetini rezil, pespaye
olarak tanımladı.
ERDOĞAN ORTAMIN KOKMASINA NEDEN
OLUYOR
Başbakan, kendi yol ve yöntemlerini kullanarak bir düzen inşa
etmeye girişmiş. Mimarisini salt gücün ve iktidar hesabının
oluşturduğu bir düzen. Kullandığı araçlar ise gayrimeşru. Bugüne
kadar yolsuzluk, kanunsuzluk adıyla ortalığa dökülenlerin hepsi, bu
düzenin yerle yeksan olmasını sağladı. Türkiye’nin 12 yılına
hükmeden lider, kendi eseri olan bu düzenin yıkıntıları altında
kaldı. Tekrar doğrulup ayağa kalkması ve Türkiye’ye işleyen yeni
bir düzen kazandırması imkânsız. Hesapları yanlış çıktı ve
kaybetti. Şimdi bu enkazın içinden Türkiye’yi harabeye çevirerek
çıkmak istiyor. Gayrimeşru hesabının faturasını hepimize ödetmeye
kalkıyor. 17 Aralık’ta toplumu bir arada tutan en önemli
sermayemizi, birbirimize güvenimizi kaybettik.
Erdoğan’ın toparlamak için yapabileceği hiçbir şey yok, çünkü bu
güven kaybının müsebbibi kendisi. Enkazın üzerinden kalkmıyor,
ortamın daha da çürümesine, kokmasına sebep oluyor.
ERDOĞAN ORMAN YANGINI
ÇIKARIYOR
Yapabileceği başka hiçbir şey yok: Ortaya çıkan ayrık otunu
gözlerden saklamak için orman yangını çıkarmaya davranıyor. Türkiye
yangın yerine dönerse kendisinin ve şeriklerinin kurtulacağını
düşünüyor. Deliller yok olacak, dikkat dehşet veren yangına
çevrilecek. Başka çaresi yok. Erdoğan’ın kamplaştıran nefret
dilini, habire düşman üreten söylemini başka türlü
açıklayamazsınız. Ergenekoncular kimin marifetiyle ve neden çıktı?
“Millî orduya kumpas kuruldu” lafı üzerine
kapsamlı bir strateji nasıl inşa edildi? Tek bir delil, tek bir
dayanak olmadan Cemaat neden “örgüt”e dönüştü?
İnsanların inançları, ahiretleri hangi kıstaslarla bu kadar ucuz
sorgulanır oldu? Yargıyı kendine bağlamış, polisi şamar oğlanına
çevirmiş bu kadar muktedir bir iktidar hangi pişkinlikle,
“paralel devlet” hayaleti üzerine bir yığın suç
isnad edebildi? İcat ettiği günah keçilerinden şikâyet ederken,
neden hiç muktedir olduğunu hatırlamadı? Bu kadar güç, bu kadar
yolsuzluk ve bu kadar hukuksuzluktan sonra biçare mazlum rolünü
hangi yüzle üstlendi?
REZİL PESPAYE
CESARET
Bütün bu soruların tek cevabı var: Çaresizlik. Muktedirlerin
çaresizliği sadece kendilerini değil, çevrelerini de bitirir.
Hırsızın cesareti de çaresizliğinin eseridir. Rezilane,
pespaye bir cesaret; ama neticede pervasız bir cesaret.
Yolsuzluk delillerini yok etmek için devlet arşivlerini,
dolayısıyla hafızamızı küle çevirmeye azmetmiş bir iktidarla karşı
karşıyayız. Allah hepimizi, yolsuzluğu örtmek için ülkeyi yangın
yerine çevirmeye azmetmiş bu iktidardan korusun.
ÖDEYECEĞİMİZ BEDEL
AĞIRLAŞIR
Seçime giderken yolsuzluklar hakkında hüküm vermek üzere bir
seçimle karşı karşıya değiliz. Bu nefretin, bu düşmanlığın, bu
fesadın, bu kundakçılığın kaynağını kurutmak zorundayız. Kaynağını
kurutmak için tek yol var: Hükümet’in üzerine kâbus gibi çöken
yolsuzlukların hakikatini ortaya çıkarmak. Ne kadar gecikirsek,
ülke olarak ödeyeceğimiz bedel o kadar ağırlaşacak.
YANGINLA DELİL YOK EDİYOR
Hiç şüpheniz olmasın, Başbakan’ın nefret dili, katran gibi
koyulaşacak. Toplumda biriken tepkiler boşalacak yer arayacak.
Böylece yeteri kadar düşman bulunacak. Hepimize düşen: İnadına
oyuna gelmemek ve hesap sormaktan ibaret. Etrafınızdaki yangın,
delilleri yok etmek için.