Erdoğan ve Putin arasında kritik zirve
Abone olErdoğan'ın Moskova ziyareti sırasında Türkiye ve Rusya arasındaki Mavi Akım ve Suriye konularında kritik görüşmeler yapılacak.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yarın gerçekleşecek
günübirlik Moskova ziyaretinde Suriye'de son dönemde yaşanan
gelişmeler çerçevesinde Rusya'nın Suriye'ye yönelik artan askeri ve
siyasi desteğinin yanı sıra, Türkiye ve Rusya arasında inşa
edilmesi planlanan ancak müzakereleri askıya alınan Türk Akımı
projesinin ele alınması bekleniyor.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Erdoğan'ın Moskova ziyareti sırasında
Türkiye ve Rusya'nın birlikte inşa ettiği Moskova Merkez Camii'nin
açılışını yapacağını ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile
görüşeceğini belirtti. Reuters'a değerlendirmede bulunan bir
Cumhurbaşkanlığı yetkilisi, "Putin ile yapılacak görüşmede başta
enerji olmak üzere ikili ilişkiler ele alınacak. Enerji ikili
ilişkilerdeki en önemli başlıklardan bir tanesi, mutlaka bu konu
gündeme gelecektir. Ayrıca Suriye başta olmak üzere uluslararası
konularda da görüş alış-verişi yapılması planlanıyor. İki ülke
arasında bazı uluslararası konularda farklı yaklaşımlar sözkonusu.
Ancak Türkiye samimi bir diyalogla bölgesel barış ve istikrara
katkıyı hedefliyor" dedi.
ENERJİ BAŞLIĞINDA ANA GÜNDEM TÜRK AKIMI
Erdoğan ve Putin görüşmesinin ikili ilişkilere dair bölümünde en
önemli gündem başlığını oluşturacak enerji ilişkilerinde Türk Akımı
projesinde yaşanan pürüzlerin ele alması bekleniyor. Rusya Devlet
Başkanı Vladimir Putin geçen yıl sonundaki Ankara ziyareti
sırasında AB ile sürdürülen Güney Akım projesine son verildiğini
buna alternatif olarak Rus gazını taşıyacak "Türk Akımı" projesi
konusunda mutabakat sağlandığını açıklamış ve iki ülke arasında
projeye ilişkin müzakereler başlamıştı Ancak Reuters'a
açıklamalarda bulunan üst düzey bir Türk yetkili bu müzakerelerde
ilerleme sağlanamaması üzerine görüşmelerin askıya alındığı
hatırlattı.
ENERJİ BAKANI DA GİDİYOR
Enerji Bakanı Ali Rıza Alaboyun'un da ziyarete katılacağını
belirten yetkili "Rusya halen 1 Ocak 2015'ten geçerli olacak
şekilde yüzde 10.25'lik indirime imza atmıyor. Türkiye dört hatla
yapılacak olan Türk Akımı'nın sadece ilk hattında izin verdi ama
Rusya halen diğer hatlara da izin verilmesi konusunda ısrar ediyor.
Bu projeyle doğrudan bağlantısı olmayan bazı talepleri de
bulunuyor. Bu nedenle görüşmeler fiilen donmuş durumda... Bu
ziyaretin önemli gündem maddelerinden biri bu olacak. Sonuçta 11.4
milyar euroluk bir projeden bahsediyoruz" dedi. Putin geçen yıl
sonundaki Türkiye ziyaretinde Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı
gaza 10.25'lik bir indirim yapılacağını açıklamıştı ancak bu
indirim hâlâ uygulanmadı.
GAZ İNDİRİMİ VURGUSU
Türk yetkili, "Zaten ilerleme sağlanamazsa Türkiye, şu anda
gündemde değil ama, gaz indirimiyle ilgili olarak tahkime ciddi
ciddi düşünmek zorunda kalabilir" dedi ve Türk Akımı'na ilişkin
müzakerelerin askıya alınması nedeniyle hattan ilk akışın
beklendiği gibi 2016 Aralık'ta gerçekleşmesinin "artık imkansız"
hale geldiğini ve öngörülen gecikmenin "iki yıldan az
olamayacağını" söyledi. Türkiye'nin yıllık doğalgaz tüketimi
yaklaşık 50 milyar metreküpken, Rusya 28-30 milyar metreküple
Türkiye'nin en büyük doğalgaz tedarikçisi durumunda bulunuyor.
Özertem ise seçim öncesinde ve bir geçiş hükümeti işbaşındayken
yarınki ziyarette projeye ilişkin net bir karar çıkmasının zor
olduğunu belirtirken, Rusya'nın AB ülkeleri ile görüşmeye başladığı
Kuzey Akım 2 projesinin de Türk Akımı'nın hayata geçirilmesi
açısından bir zorluk yaratabileceğini belirtti.
1 ARALIK'TA İMZALADILAR
"Burada iki hattan birisi önümüzdeki dönemde Rusya'nın tercih
edeceği hat haline dönüşebilir. Ama bu, tamamıyla Türk Akımı'nın
rafa kaldırıldığı anlamına da gelmiyor. Dört ana hattan oluşacak
hattın 63 milyar metreküplük olarak değil de, 15.75 milyar
metreküplük kapasite ile doğrudan Türkiye'yi besleyecek bir hatta
dönüşmesi de sözkonusu olabilir" diyen Özertem, "Putin Erdoğan
görüşmesinde bu gündeme gelebilir ama burada net bir karar çıkmak
zorunda değil. Kasım ayında Antalya'daki G20 zirvesine Putin'in
gelmesi sözkonusu. Orada uluslararası topluma 'bakın Türkiye ile
Rusya belli konularda beraber çalışıyor' mesajı verebilmek için bu
konu orada daha fazla gündeme gelebilir" dedi. Karadeniz'in
altından geçecek Türk Akımı her biri 15.75 milyar metreküp
kapasiteli dört hattan oluşacak. Boru hattı 660 kilometrelik deniz
geçişinden sonra 250 kilometre boyunca Türkiye'nin Avrupa
kıtasındaki topraklarında ilerleyecek. Söz konusu hatta dair
Gazprom ile BOTAŞ arasında 1 Aralık 2014 'te mutabakat zaptı
imzalanmıştı.
Türkiye ve Rusya'nın özellikle Suriye krizi konusundaki farklı
politikaları dikkat çekiyor. Ankara Esad rejiminin meşruiyetini
yitirdiğini ve Esad'ın Suriye'nin geleceğinde bir yeri olmadığını
savunurken, Suriye'deki askeri kaynaklarsa son dönemde Esad
rejiminin Rusya'dan gelen yeni silahları kullanmaya başladığını,
hatta Rus askerlerinin Suriye'de askeri operasyonlara katılmaya
başladığını açıkladı. Geçen hafta Soçi kentinde Rusya Dışişleri
Bakanı Sergey Lavrov ile görüşen Dışişleri Bakanı Feridun
Sinirlioğlu'nun da ana gündem maddesini iki ülkenin Suriye krizine
ilişkin politikaları oluşturmuştu.
NET KARARLAR BEKLENMİYOR
Düşünce kuruluşu USAK'ın Rusya analisti Hasan Selim Özertem, bu
günübirlik ziyaret sırasında temel görüş ayrılıklarına dair net
kararlar çıkmasının beklenmediğini ifade ederken, "Taraflar Suriye
konusunda tam zıt pozisyonda. Türkiye'nin temel argümanı
Suriye'deki temel sıkıntının Esad'dan kaynaklandığı. Rusya ise
Esad'ın tekrar konsolide edilmesi ile birlikte gücünün artırılması
ve Suriye'de işleyen bir devlet sistemi ile mülteci krizinin
ortadan kaldırılabileceği argümanını işliyor... Fakat özellikle
Rusya'nın önümüzdeki dönemde Cenevre anlaşmaları çerçevesinde bazı
konularda adım atmak için Batıyla bir araya gelmesi sözkonusu
olabilir. Bu olmadan taraflar Suriye konusunda "anlaşmamak üzere
anlaşmış" gibi bir fotoğraf ortaya çıkıyor" dedi. Rusya Dışişleri
Bakanı Lavrov geçen hafta ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'e iki
ülkenin askeri yetkililerinin Suriye ve İD ile mücadele konusunda
görüşmeler yapmasını önermişti. Türkiye de geçtiğimiz aylarda ABD
öncülüğündeki İD karşıtı koalisyona aktif olarak katılma kararı
almış ve Ağustos ayı sonundan itibaren Suriye'nin kuzeyindeki İD
hedeflerini vurmaya başlamıştı.