ERDOĞAN VE KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK HANGİ ORANLARDA ?
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan’ın başbakanlık görevine olan desteğin, AK Parti’nin oylarının da üzerinde o...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan
Erdoğan’ın başbakanlık görevine olan desteğin, AK Parti’nin
oylarının da üzerinde olduğunu, buna karşın Kılıçdaroğlu’nun
liderliğini, partisine oy veren seçmenin ancak 10’da 3’ünün tasdik
ettiğini söyledi.
Çelik, parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında
çözüm süreci kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin
değerlendirmelerde bulundu. Bir süredir Karadeniz ve Ege
bölgelerinde çözüm sürecini halka anlatmak için yürütülen
çalışmaların bundan sonra Akdeniz, Marmara ve İç Anadolu
bölgelerinde devam edeceğini ifade eden Çelik, son olarak da Doğu
Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine ağırlık verileceğini ifade
etti. Çelik, Bakanların ve AK Parti yöneticilerinin, gittikleri
illerde vatandaşlara çözüm sürecini anlattıklarını, varsa
endişelerini giderecek açıklamalar yaptıklarını söyledi.
KILIÇDAROĞLU’NA SERT ELEŞTİRİ
Muhalefet partilerinin genel başkanlarının dün Meclis’teki grup
toplantılarında hükümete yönelttikleri eleştirileri de cevaplayan
Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ’yalancıdan
başbakan olmaz’ ifadelelerine tepki göstererek, "Sayın Kılıçdaroğlu
maalesef, sokak ağzını sürdürmeye devam ediyor. Bu tarzı, bu üslubu
anamuhalefetin liderine yakıştıramıyoruz. Bu ülkenin Başbakan’ına
’yalancı’ yaftası yapıştırmak, malesef kişinin kendisini küçültür.
Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakan’a ’yalancı’ diyor. Biz ona
doğrucu diyelim. Yarın mahşer gününde o da yalancı çıkar, biz de
yalancı çıkarız. Kimin yalan söylediğini, kimin doğru söylediğini
kamu vicdanı çok iyi biliyor ve değerlendiriyor" diye konuştu.
Çelik, son yapılan 5-6 anketin ortalamasına göre Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık görevine olan desteğin, AK Parti’nin
oylarının üzerinde olduğunu ve yüzde 56 seviyesinde çıktığını
belirtti. Bütün Türkiye seçmeni arasında Başbakan’ın Başbakanlık
performansının yüzde 56’lık bir desteğe sahip olduğunu ancak CHP’ye
oy veren seçmene ’Kemal Kılıçdaroğlu’nu başarılı, etkili buluyor
musunuz?’ diye sorulduğunda CHP’li seçmenin bile 10’undan ancak
3’ünün Kılıçdaroğlu’nun liderliğini tasdik ettiğini söyledi. Çelik,
"Kimin doğru, kimin yalan söylediği, kimin halka itimat telkin
ettiğii, kimin bizatihi o partiye oy veren seçmen tarafından tasdik
edilmediği kamuoyunun gözü önündedir. Bu hırçın tavrı, bu sokak
ağzını, bu sokak jargonunu sayın Genel Başkan’ın terk etmesini
temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.
MHP’YE YÜKLENDİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eleştirilerini de cevaplayan
Çelik, Bahçeli’nin o bozuk olan ruh haliyle konuşmaya devam
ettiğini ifade etti. "Sayın Bahçeli adeta freni patlamış bir kamyon
gibi" diyen Çelik, hangi grup toplantısında, ne kadar sesini
yükselteceği, ne kadar bağıracağı, ne kadar celalleneceği, kimi ne
kadar tehdit edeceğinin hiç belli olmadığını söyledi. Bahçeli’nin,
’Biz dik durduğumuz için Sayın Başbakan bizi tehdit ediyor’
dediğini hatırlatan Çelik, "Sayın Bahçeli, sizin duruşunuza dik
duruş değil, tip duruş denir. Bu, tipik bir ırkçı duruştur ve bizim
aşina olduğumuz bir duruştur. Dik duruş farklı birşeydir. Bu ülkede
çatışmalardan beslenen, kandan beslenen, kanın akmasından beslenen
zihniyeti gömmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
Bahçeli’nin, koalisyon hükümetinin işlemlerini incelemek üzere
TBMM’de komisyon kurulması konusunda ’hodri meydan’ dediğini
hatırlatan Çelik, ilk iktidara geldikleri dönemde 57. hükümet
dönemindeki yolsuzluklarla ilgili bir komisyon kurulduğunu
hatırlatarak, "Bu komisyonun hazırladığı rapor, TBMM’de vardır.
Merkez Bankası’nın soyulduğu yargı tarafından tescil edildi. O
dönemin Merkez Bankası Başkanı’na da ceza verildi. Bir kriz
yönetimi sözkonusudur. Daha doğrusu yönetilememesi sözkonusudur.
Yönetemeyenler de DSP-MHP-ANAP koalisyonudur" diye konuştu.
Bahçeli’nin, ’Sizin döneminizi de araştıralım’ dediğine işaret eden
Çelik, "Sizin batırdığınız ekonomiyi bu Başbakan düze çıkarmıştır
ve vatandaşın dibe vuran hayat standardını bu Başbakan ve ekibi,
düze çıkarmıştır. Milli Gelir daha yüksekti de Başbakan Erdoğan
milli geliri mi azalttı? Enflasyon düşüktü de Recep Tayyip Erdoğan
mı bunu yükseltti? Bunun için mi soruşturacaksınız?"
değerlendirmesinde bulundu. Çelik, hükümetin tüm idari iş ve
işlemlerinin Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi anayasal kurumların
denetimine tabi olduğuna işaret etti.
"BU 76 MİLYONUN MESELESİDİR"
Çözüm sürecinde yürütülen çalışmalara ilişkin de bilgi veren Çelik,
sürecin öngörüldüğü şekilde devam ettiğini ifade etti. Özellikle
Akil insanların sahadaki çalışmaları sırasında zaman zaman
ayarlanmış ve tasarlanmış olarak çatlak sesler çıktığını ifade eden
Çelik, medyanın da bunları en önemli haber diye öne çıkardığını
ifade etti. Akil insanların illerde yaptıkları toplantılardaki
olumsuzlukların, hiç olumlu bir gelişme olmamış gibi yansıtıldığını
ifade eden Çelik, özellikle medya kuruluşlarının yöneticilerinin bu
konuda daha hassas olmaları gerektiğini dile getirdi. Çelik, "Bu
kanın durması, gözyaşının dinmesi, evlatlarımızın ölmemesi meselesi
sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın ve bizlerin meselesi değildir. 76
milyonun meselesidir" dedi. Batı ülkelerinin medyalarında bu tür
olumsuzların gündeme taşınmadığına vurgu yapan Çelik, Boston’da
önceki gün meydana gelen saldırıyla ilgili medyada yer alan
haberledde kol, kelle, bacak görülemeyeceğini söyledi. ABD’deki
saldırıyı kınadıklarını da belirten Çelik, masum insanların
ölmesine, yaralanmasına, zarar görmesine yönelik tüm saldırıları
lanetlediklerini ifade etti.
"TÜRK MİLLETİ" İFADESİ
Çelik, Anayasa’dan ’Türk milleti’ ifadesinin çıkartılacağına
yönelik tartışmaları da değerlendirdi. Çelik, bu yönde bir
propaganda yapıldığını ifade ederek, "Nereyi değiştirirseniz
değiştirin, nereye giderseniz gidin bu ülkenin adı Türkiye
Cumhuriyeti devletidir. Türkiye, kelimesinin başında da ’Türk’
vardır. Mesele burada isim değildir. Biz öz ve içerikle,
uygulamalarla ilgilenmeliyiz" diye konuştu. ’Türk milleti kelimesi
Anayasadan çıkıyor’ şeklindeki propagandanın yersiz olduğunu
belirten Çelik. Anayasalarda etnik vurgu olmaması gerektiğini
düşündüklerini, mevcut anayasada bu tür arızalar bulunduğunu ve
bunların düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
(İHA)