Erdoğan Sisi ile kankaymış!
Abone olCHP'li Haluk Koç, Başbakan Erdoğan'ın bir zamanlar Sisi ile kanka olduğunu iddia etti.
CHP Sözcüsü Haluk Koç, TBMM'de düzenlediği basın
toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
CHP'li Haluk Koç, Başbakan Erdoğan'a ithafen, "Sen Sisi'yle
kankaymışsın? Bu kankalara ne oldu? Kimin elini tuttuysan iflah
olmadı" dedi. Koç Erdoğan'ın hala Gazze'ye gidemediğini
hatırlatarak "Adama söylediğini yalatırlar" dedi.
Açıklamasında Başbakan Erdoğan'ı eleştiren Koç, şunları
söyledi:
"Sayın Başbakanın fren tutmaz açıklamalarına yanıt vermek
gerekiyor. Bu bir siyasi görev haline geldi. Çünkü suçladığı kitle
önemli bir kitle. Muhalefetinde kendini ifade etme hakkı var
Başbakanın söylediklerine karşı.
Doğaldır uykularınızın kaçması Sayın Başbakan. Aynada firavun
mertebesine yükseldiğinizi görüyorsunuz ve sürekli bu tablo
içerisinde mazlumu ve mağduru oynamanın size bir yararı yok
artık.
ADAMI DELİĞE SÜPÜRÜRLER
Sözün kısası değerli arkadaşlarım, emperyalizmin bu coğrafyada
sizi işbirlikçi olarak kullanma süresinin dolduğunu anlayıp sifonun
çekileceğini, deliğe süpürüleceğinizi bir şekilde hissediyorsunuz
demektir. Size verdikleri misyon bitti.
Tarih Sayın Başbakan işte hep böyledir. Adamı önce pazarlarlar,
ondan sonra da deliğe süpürüverirler kullandıktan sonra.
Yakın dünya tarihi, çeşitli ülkelerde benzer senaryolara hep
tanıklık yapmıştır.
DİKTATÖR ÖZENTİSİ
11 yılın sonuna gelmeden önce Sayın Başbakanın dünkü
ifadelerinde bir şey var. “Tutturmuşlar bana diktatör
diyorlar. Eğer diktatörlük olsa diktatör diyemezsin,
sallandırırlar” kendi vurgusuyla söyledim. Neyi
sallandırıyorsun Sayın Başbakan? Ne sallandırıyorsun Sayın
Başbakan? Dön uygulamalarına bak. Dön eylemlerine bak. Hiç bozulma.
Kendi seyircilerinin önünde gaza gelme. Kafanın arkasındakilerle,
yaptıklarınla, söylemlerinle, eylemlerinle hiç kusura bakma dört
dörtlük bir diktatör özentisisin. Şak diye yapışıyor sana bu
tabir.
11 yılın sonunda sakin kafayla bir dönüp kendinize şu soruları bir
sormaz mısınız Allah aşkına. Biz nerelerde hata yaptık? Kimlerin
çıkarları doğrultusunda hangi taleplerin ihalelerini aldık? Bu
milleti biz niye kamplaştırdık, niye ayrıştırdık? Neden ortak
tarihimizden sürekli husumet, düşmanlık çıkararak nefreti, kini,
öfkeyi bu toplumda makbul duygular haline getirdik? Neden bu
coğrafyada 11 yıldır yönettiğimiz Türkiye bugün yapayalnız kaldı?
Bir sorgulayın, bir bakın.
Neden bir dönemler elini sıktığımız kucaklaştığımız, aramızdan su
sızmayan ülkeler ve yöneticileri nasıl bugün kanlı bıçaklı hale
geldiniz?
En ciddi sorulardan bir tanesi de şu herhalde. Neden tüm dünyada
bugün ciddiye alınmayan, bölgesindeki komşularından meşru muhatap
bulamayan bir ülke haline geldik? Sözlerim belki acı ama bir gerçek
bu
İslam coğrafyasında akan kanda bugün senin BOP eş
başkanlığı görevin ve Dışişleri Bakanın Davutoğlu
Ahmed’in sorumluluğu yok mu sanıyorsun hiç. Sadece
Mısır’da değil Hz. Yusuf’u kuyuya
atanlar arasında sende varsın gibi geliyor bana. Belki bundan
sonrasını tövbe edeceğin bir tevazua kavuşursun. İç sakinliğiyle,
dinginliğiyle bir özeleştiri yapar, bir durumu yeniden
değerlendirirsin. Ama hiç ihtimal vermiyorum böyle bir ruh halinde
olmadığın çok açık, belli.
Sayın Başbakanın özel ihtisas konularından bir tanesi de Cumhuriyet
Halk Partisiyle uğraşmak. Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel
Başkanıyla uğraşmak. Cumhuriyet Halk Partisinin daha önceki Sayın
Genel Başkanlarıyla uğraşmak özel ilgi alanı.
Sayın Genel Başkanla ilgili ipe sapa gelmez tezviratlarına Sayın
Genel Başkan cevap verebilirdi ama Sayın Başbakanın şuandaki
yapısını dikkate alarak bir hekim olarak benim cevap vermemin daha
uygun olduğunu düşündü. Yani esas mesleğimin penceresinden de
Başbakanı Cumhuriyet Halk Partisine ve yetkililerine dönük
suçlamaları boyutunda değerlendirme görevimde var.
SENDEN DEMOKRAT OLMAZ
Senden demokrat olmayacağını daha önce söylemiştik. Her halde bu
ülkenin birlik içerisinde yaşayan, hak ve hukuk bakımından eşit
değerlendirilmek isteyen Kürt kardeşlerimizde senden demokrat
çıkmayacağını, senden demokratikleşme beklenmeyeceğini herhalde
anlayacaklardır.
Değerli arkadaşlarım, ülke çokbilmiş danışmanlarının tabiriyle
söylüyorum “Derin bir yalnızlıkta”. Varsa yoksa
Mısır olayları, varsa yoksa Gezi
Parkı eylemleri, varsa yoksa Cumhuriyet Halk
Partisi, varsa yoksa Kemal Kılıçdaroğlu,
varsa yoksa İsmet İnönü. Kapana sıkıştın sen Sayın
Başbakan. Kuyruğu kaptırdın bir kere. İstediğin kadar hakaret et,
istediğin kadar tezvirat yap, istediğin kadar tasarla, planla yalan
söyle, istediğin kadar zulüm yaparken mağdur rolünü oynamaya çalış,
istediğin kadar Cumhuriyet Halk Partisini saçma sapan uydurduğun
yalanlarla suçla.
KRAL ABDULLAH İLE NİYE BOZUŞTUN?
Şimdi Suriye’ye karşı müttefiktiniz Suudi
Arabistan’la, Birleşik Arap
Emirlikleriyle, Katar’la değil mi?
Mısır’la gelişen olaylar sonrasında şimdi o ayaklarda düştü. Şu
fotoğrafları hatırlatacağım size.
Fotoğraflar ilginç çünkü. Suudi Arabistan Kralı o kadar itibarlıydı
ki Dışişleri protokol teamüllerinin dışında kaldığı otelde Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ayağına giderek, Sayın Başbakanda bir
yanında süklüm, püklüm fotoğraf vermişlerdi bir zamanlar.
Türk milleti unutkan ya, çok çabuk unutuyoruz ya. Şimdi Suudi
Arabistan’daki haksızlıklardan, eşitsizliklerden bahsediyor.
Zenginin çok zengin olduğundan, yoksulun çok yoksul olduğundan
bahsediyor. Bir zamanlar kankalardı. El ele dolaşıyorlardı bu
yollarda. İnsan kaldıramayacağı yükün altına girmez değerli basın
mensupları. Bunlar hatırlatılır adama. Şimdi ne oldu Kral
Abdullah’a? Niye bozuştunuz? Sen Suriye’de
Esad zulüm yapıyor derken ülkesindeki
radikalcilere karşı mücadele ederlerken Suudi Arabistan’da
demokrasi mi vardı da Suudi Arabistan’la beraber Suriye’ye
demokrasi tavsiye ediyordunuz?
SİSİ İLE KANKAYMIŞ BİR
ZAMANLAR
Ya Mısır’daki darbenin lideri? Valla sen geçmişte kimin elini
tuttuysan kardeşim iflah olmadı. Kimin elini tuttuysan iflah
olmadı. Ben Ali Mübarek ortada Tunus’ta ve Mısır’da. Kaddafi Saddam
öbür dünyada. Kardeşin Esad başka bir belanın içinde. Resmi
bakanının uçağı dahi Irak’a, Bağdat’a iniş izni alamıyor. Sen
Sisi’yle de kankaymış bir zamanlar ya. Bu kankalar
ne oldu Sayın Başbakan?
Değerli arkadaşlarım, işte siyaset tutarlılık taşımaz ise, hele de
dış politika ülkelerin kendi çıkarları üzerine inşa edilmez ise,
hasbelkader o dönem o ülkeyi yöneten insanların kafasındaki
saplantılarla, hurafelerle, yetersizliklerle tayin edilir ise
yaşayacağımız sonuç budur.
Değerli arkadaşlarım, stratejik derinlik. Yere batsın sizin
stratejik derinliğiniz. Kuyunun dibine geldiniz daha. Bir titreyin
kendinize dönün ya. Ne hale getirdiniz Türkiye’yi? Yapayalnız bir
Türkiye, dört tarafı sorun ve Davutoğlu Ahmet hala görevde. Madalya
ver bari üstün hizmet madalyası.
ADAMA SÖYLEDİĞİNİ
YALATIRLAR
Başbakan geçen yıl niyetlenmişti bir Cuma namazını Şam’da Emevi camisinde kılacaktı. Bilmiyorum gitti mi benim haberim yok. Ne zaman gitmeyi planlıyor bu konuda bir açıklamada yok. Birkaç sefer Gazze’ye gitmeye niyetlendi Nisan’da, Mayıs’ta, Haziran’da. Gazze orada duruyor. Gazze’ye nereden gireceksin? İsrail’le papaz oldun, Mısır’la ilişkiler ortada. Gazze’ye paraşütle mi gönderecekler seni? Ya da yeni bir teknoloji gelişti de ışınlayacaklar mı seni Gazze’ye? İşte Sayın Başbakan söylediklerini böyle yalatırlar adama.