Erdoğan PKK'lılara sinirlendi

Başbakan Recep Tayip Erdoğan, terör örgütü PKK'nın insanların huzur ve güvenini tehdit ettiğini ifade ederek, ''PKK terör örgütü, asla Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olamaz. PKK terör örgütü Kürtler adına konuşamaz'' dedi.

Erdoğan, Noel Enstitüsü'nde ''Küresel Barış Arayışı ve Türkiye'nin Katkısı'' konulu konuşmasının ardından dinleyicilerin sorularını yanıtladı.

Salonda bulunan ve kendilerini Kürdistan Ulusal Konseyi üyeleri olarak tanıtan bazı kişiler, ''Türkiye Cumhuriyeti anayasasının Kürt varlığını kabul etmediği'', ''Türkiye'de Kürt sorunu olduğu'' ve ''Türk güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonların savaş olduğu'' yönünde iddialarda bulundular.

Başbakan Erdoğan, bu iddialara sert tepki göstererek, şunları söyledi:

''Çirkin bulduğum, art niyetli düşünceleri paylaşmam mümkün değil. Her şeyden önce ordumuzun başlattığı bir operasyonu, bir olayı niteleyemezsiniz. Bu terör örgütlerinin başlattığı maalesef terör uygulamalarıdır. Bu terör uygulamalarına karşı güvenlik güçlerimizin duyarsız kalması mümkün değildir. Güvenlik güçlerimizin yapmış olduğu mücadele, o bölgelerde yaşayan insanımızın huzuruna ve mutluluğuna yöneliktir. Terörist grup PKK, o bölgede insanlarımızın huzurunu, güvenini tehdit etmektedir. PKK terör örgütü, asla Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olamaz, değildir. Bunun altını özellikle çiziyorum. PKK terör örgütü Kürtler adına konuşamaz.

Benim partim içerisinde de Kürt vatandaşlarım, kardeşlerim vardır ve şu anda Kürt vatandaşlarımın en yoğun olduğu bölgede birinci parti benim partimdir. Bu bölgenin belediye başkanlıklarının da ciddi bir kısmını benim partim kazanmıştır. Bu şunu göstermektedir: Benim vatandaşlarım, benim partimle bütünleşmiştir ve partimden bir şeyler beklemektedir. Biz de bu beklentilere cevap vermenin gayreti içerisindeyiz. Bu tür tahrik unsuru yaklaşımlarla olaylara çözüm olmaz.''

ETNİK AYRIM YOK

''Türkiye'de Kürt sorunu vardır'' demenin sanal sorunlar olarak ortaya çıktığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bizim için böyle bir sorun yoktur. Bizim burada temel yaklaşımımız, vatandaşlık bilinci içinde tüm vatandaşlarımıza olan yaklaşımdır. Şu anda Türkiye'de ne kadar etnik unsur varsa, aynı mesafedeyiz. Bunlar arasında en ufak bir ayrıma giremeyiz. Türk'ü ile Kürt'ü ile Laz'ı ile Gürcüsü ile Abazası ile... Türkiye'de sadece Türk vatandaşları mı yaşıyor? 30'a yakın etnik unsur var Türkiye'de... Siz bunları görmeyeceksiniz, sadece Türkiye'de bir bölgeyi Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı bölgeler olarak ilan edeceksiniz. Bunu bu şekilde değerlendireceksiniz. Bu mümkün değil. Böyle bir temsili de kimse size vermez.

Az önce bir ifade kullandınız. Bu çok çirkin bir ifade. 'Savaşı durdururuz', diyorsunuz. Siz kimsiniz de savaşı durduruyorsunuz? Türkiye'nin içerisinde bir defa böyle bir ayrı devlet mi var da siz savaşı durduruyorsunuz? Bunun anlamı terörizmi kabul ettiğinizi ifade etmektedir. Terörün bir odağı olarak sizi ben şu anda görüyorum. Asla Türkiye'de, askeri de polisi de bu tür terör gruplarıyla mücadeleden cayamayız. Bunun üzerine gitmekte kararlıyız. Bunu başarmakta kararlıyız. Bu, Türkiye'nin bütünlüğü için gereklidir. Ülkemizin huzuru, mutluluğu için gereklidir. Devlet bunun için vardır. Biz bu mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız.''

''HERKESİN HAKKINI, HUKUKUNU ANAYASAMIZ KORUR''

Başbakan Erdoğan, kimsenin ülkeyi parçalama yoluna gidemeyeceğini belirterek, ''Bizim ortak paydamız, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Bu bizim üst kimliğimiz. Bu üst kimlik içerisinde bütün etnik unsurlar yerini almıştır. Hepsine hükümet olarak eşit mesafedeyiz. Eşit mesafede olmaya da devam edeceğiz'' diye konuştu.

Dünyada küresel teröre karşı bir mücadele verildiğine dikkati çeken Erdoğan, bununla küresel barışın sağlanmasının amaçlandığını kaydetti. Erdoğan, ''Sizin savaşınız eğer bu barışı tehdit ediyorsa, karşısında tabii ki Türkiye Cumhuriyeti hükümetini bulacaktır, tabii ki Türk güvenlik güçlerini bulacaktır'' dedi.

Anayasa'da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı anlayışının bulunduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bu vatandaşlığın içerisinde Kürt'ü de vardır, Türk'ü de vardır, Laz'ı da vardır, Çerkez'i de vardır, hepsi vardır. Hepsinin de hakkını, hukukunu anayasamız korur. Burada hiçbir ayrım söz konusu değildir. Ama siz kendinizi böyle bir ayrım içerisinde telakki ediyorsanız, ben ona bir şey diyemem.

Ben, Rizeliyim, eşim Siirtli. Bu neyi gösteriyor? Türkiye'nin böyle bir sorunu yok. Sizin böyle bir sorununuz varsa, ben bilemem. Biz zaten bu sorunları çözmüşüz. Türkiye'de bakıyorsunuz, Türk Kürt'ü ile evlidir, Azeri Gürcüsü ile evlidir. İkisi birbiriyle adeta et-tırnak gibi olmuştur. Ama olamayanlar var. Olacaktır. Her toplumda bu var. Birliğimizi, beraberliğimizi tesis etmek için bırakın yanlış yaklaşım tarzlarını, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliğinde bütünleşmek suretiyle aydınlık geleceğe birlikte beraber yürüyelim.''