Erdoğan oyunu gördü.. 2. SYKES-PİCOT!

Türkiye zor bir dönemden geçiyor..

Osman DİYADİN o.diyadin@hotmail.com

Türkiye zor bir dönemden geçiyor..

İç ve dış tezgahların son derece aktif hale gelmesine bakıldığı zaman, bunun tarihsel bir oyun olduğunu iyi görmek gerekiyor..

Türkiye üzerindeki bütün saldırıların arka planı dış odaklar...

Bu nedenle de "Büyük Ortadoğu Projesi'nde" Türkiye üzerindeki büyük oyunu gördüğü için köprüleri atan, tamamen ‘MİLLİ’ bir politika ortaya koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürekli hedef haline getiriliyor..

İngiliz’inin, Alman’ının, Fransız’ının,  ABD’nin son dönemde artan Erdoğan karşıtlığı ve Davutoğlu’nu dışarıdan sürekli cilalatmak istemelerinin nedeni işte buydu!

Dış basına baktığımız zaman Erdoğan üzerinde yaratılmak istenen düşmanca algı operasyonlarının ana kaynağının, ‘Kullanılamaz adam’ olduğu gerçeğini  görmelerinden başka hiçbir şey değildir.

Çünkü dışa bağımlı olmayan, kendi ayakları üzerinde duran, büyüyen, gelişen, artık kendi yol haritasını  kendi çizen Türkiye’nin, Ortadoğu’da güçlü bir pozisyon almasını içlerine sindiremiyorlar..

Çünkü Erdoğan tarihi iyi okuyup, ‘Gerçek yüzünüz görüldü’ diyerek oyunu bozan adam oldu..

Nasıl mı?

Bakın geçtiğimiz günlerde Ortadoğu Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’nun gündeme getirdiği Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde İngilizler ve Fransızlar tarafından hazırlanan Sykes-Picot Anlaşması bugünlere ışık olacak şekilde çok önemli..

Bu projenin Osmanlı’yı küçültme projesi olduğunu belirtirken "Batı'nın yeni Ortadoğu haritasının önünde tek engel Türkiye" sözleri çok dikkat çekici..

İşte Türkiye’nin bugün yaşadığı sorunlara baktığımız zaman işin bam telinin burası olduğu görülüyor..

Neydi Sykes-Picot anlaşması..

16 Mayıs 1916'da İngilizler ve Fransızlar arasında Osmanlı topraklarının paylaşıldığı anlaşma. Rusya Çarlığı'nca da onaylanan anlaşma..

Son yıllarda ABD ve AB basınında çıkan  Ortadoğu'da mevcut devletleri  onlarca yeni ülkeye bölmeyi planlayan haritalara bu nedenle iyi bakmak gerekir..

O haritalar içerisinde Türkiye’nin de olduğu unutulmasın..

Bu noktada Prof. Dr. Sofuoğlu’nun şu sözlerinin de altı önemle çizilmeli..

 “O dönem İngilizlerin asıl amacı Arapları Osmanlı'dan koparmaktı. Araplar, Osmanlı içinde tek parça sorunsuz yaşarken, Sykes-Picot sonrası 15 ayrı ülkeye bölündü. Çünkü amaç, petrol kaynaklarına tek bir ülkenin sahip olup güçlü bir ulusun ortaya çıkmasını engellemekti."

İşte bunda başarılı oldular..

Devam ediyor…

Sykes-Picot Osmanlı'yı küçültme projesiydi. O projeyle ortaya çıkan devletlerin bile yeteri kadar küçük olmadığını gördükleri için şu sıralarda onları bile yeniden küçültmeye çalışıyorlar.

Artık Irak, Suudi Arabistan, Yemen gibi küçülttüklerini sandıkları devletleri ‘II. Sykes-Picot’ ile Kuveyt gibi daha küçük ülkelere bölmek istiyorlar.

İşte Türkiye buna engel olduğu için, bugün bu sorunları yaşıyor.

Batı'nın yeni Ortadoğu haritasının önünde tek engel Türkiye.

Türkiye devreye girip ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kurumları aktif hale getirerek Ortadoğu'da yeni haritaların çizilmesine engel olmaya çalışıyor..”

***

İşte bugün Türkiye üzerindeki saldırılara, içerideki tezgahlara baktığımız zaman bu gerçek görülmüyor mu?

Ergenekon, Balyoz davalarında en büyük güç TSK’nın belinin kırılmaya çalışılması..

Gezi Parkı ayaklanması..

Paralel yapının ortaya çıkması..

17-25 Aralık operasyonları ile Erdoğan’ı yalnızlaştırıp oyun dışı bırakma girişimi..

Rus uçağının düşürülmesi ve  aralarında çok iyi dostluk köprüleri kurulmuş ABD ve Batı’nın bundan rahatsız olduğu, iki devletin bir anda karşı karşıya getirilmesinin sırrı nedir?

PKK, IŞİD ve PYD’nin hain saldırıları..

Başbakan, bakan atamalarında dışarıdan söz sahibi olunma arzuları..

Nedendir..

Bütün bunlar senaryosu önceden yazılmış, diz çöktürme anlamında büyük bir oyunun önemli parçalarıydı.

İşte bütün bunların hedefindeki tek adam da Recep Tayyip Erdoğan’dı..

Onu devre dışı bırakmadan Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirme şanslarının olmadığını anladılar..

Erdoğan oyunu gördü..

Yani Recep Tayyip Erdoğan, sırayı Türkiye’ye getirecekleri Ortadoğu’daki büyük oyunun figüranı olmaya karşı direnince işleri karıştı..

Kendilerine biat edeceklerini sananlar, sert bir kayaya çarptı..

O nedenle..

Tamamen ‘Milli’ bir duruş ortaya koyarak kendini BOP’tan dışarı atıp, “Türkiye kendi rotasını kendi çizer. Ortadoğu’da kimse bizi figüran görmesin” deyince saldırı altına alındı..

Çünkü Recep Tayyip Erdoğan giderse  Sykes-Picot’un ikincisinin devreye gireceği aşikar..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rağmen Türkiye’yi kendi rotalarına sokma şansları olmadığını artık çok iyi gördüler..

Üstat Necip Fazıl derki..

“Rüyaları gerçekleştirmenin yolu uyanmaktır”

İşte Türkiye artık uyandı..

Şu an karşılarında Erdoğan direnci var.

Tarihi iyi biliyor ve dersini çok iyi çalışıyor.

Yumuşak zemin bırakmıyor...

Devlet zirvesinde sadakatle ‘tek ses’  arayışı bu nedenle..

Davutoğlu’nun gidişinin, Yıldırım’ın gelişinin nedenini burada aramak gerekmez mi?

Bu değişimin görünen değil, görünmeyen yüzüne iyi bakmak gerek..

Türkiye’ye rol biçmeye çalışan dış ve iç  aktörlere 'TEK ADRES ERDOĞAN'  mesajı veriliyor..

Açıkçası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Bağımsız Türkiye’ için savaşıyor!

Siyaset arenasında tek başına!

Onun için ‘Diktatör’ suçlaması yapılıyor!

Ama bu nasıl diktatör ise arkasına ‘MİLLİ İRADEYİ’ alarak yolunda yürüyor..