Erdoğan laiklik cihazını sordu (video)
Abone ol'Dindar nesil yetiştirmek istiyoruz' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sözlerinin arkasında durdu.
İNTERNETHABER.COM- "Dindar nesil yetiştirmek
istiyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, geçmişin tartışılan
konularını gündeme getirdi. CHP'nin ve bazı yazarların kopardığı
fırtınanın yeni olmadığını vurgulayan Erdoğan, CHP'li Emine Ülker
Tarhan'ın "Dindarlık ölçme cihazın varsa çıkar da
görelim" sözüne "Siz bu ülkede
yıllardır laikliği nasıl ölçtünüz? Hangi cihazı
kullandınız?" diye cevap verdi.
Kendisini eleştirenlere Başbakan, "Dindar insandan, hem çağdaş hem dindar olamaz mı bir insan?" diye sordu. AK Parti'yi eleştiren bir profesörü zavallı olararak niteleyen Erdoğan, "1 milyona yakın bilgisayar gönderdik. Haberin var mı hoca?" diye seslendi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, irtica kampanyasına dikkat çekti ve bu kampanyasının tarihine değindi:
"Bu kampanya son derece bayat bir kampanya. 13 Nisan 1909'dan
beri tam 103 yıldır temcit pilavı gibi bu ülkenin önüne getirildi.
İrtica diyerek partiler kapatıldı, demokrasi askıya alındı. İrtica
diyerek milli manevi değerleri ayaklar altına alındı. Kimi dışlamak
istedilerse mürcteci dediler.
TIPKISININ AYNISI KAMPANYA
Dindar nesil kavramında kopartılan fırtına 31 Mart Vakası'nda,
Menemen olayında, AK Parti'nin kapatılma davası öncesinde yürütülen
kampanyanın aynısı. Biz bu yolda elinden irtica bahanesi alınıdığı
için kimlik bunalımı yaşayan yazarlarla değil, milletimizle
yürüyoruz.
Kusura bakmayın biz bunları yutmayız. Kimse istikamet çizemez.
Sizin veryansınınız değli halkımın versansını önemli onun da ölçüsü
sandıktır. Milletin dilini yakaladığımız için AK Parti burada.
Milletin diliyle konuşmadığınız sürece on yıllardır iktidira
olamayacaksınız.
DİNDAR İNSANLAR ÇAĞDAŞ OLAMAZ MI?
Anayasa'nın 24. maddesini açın okuyun. Dindar insandan çağdaş
olmamaz mı, hem çağdaş hem dindar olamaz mı bir insan? Dindarları
ne zannediyor acaba? Bunlar maalesef çağdaşlığı da anlamış değil.
Dün Fatih Projesi'yle bunlara yeni bir ders verdik. Dindarlığı
savunan başbakanın projesi. Niçin sizler bunları yapamadınız?
Anadolu'nun yoksul çocuklarına iPad gibi bu tabletleri vereceğiz.
Çıkmış biri utanmadan "AK Parti müteahhitler" yetiştirmiş diyor. Ne
kadar zavallısın sen ya. Bütüm müteahhitlerin hepsi ortada. Biz işi
ehline veririz.
BİZDE İKNA ODALARI YOK SAYIN KILIÇDAROĞLU
Hiçkimse mürebiye edasıyla bize yol çizemez. Biz parti
programımızla yola çıktık. Bizim rotamız bellidir. Bu hükümetin
gizli ajandası var diyerek ensemizde boza pişirmesine asla müsaade
etmeyiz. Bizde ikna odaları yok Sayın Kılıçdaroğlu. Dindarlara
onyıllar boyunca ikinci sınıf muamelesi yapıldı. Selamün aleyküm
diyenler dışlandı. Camiler kapatıldı. Bu ülkeden onyıllar boyunca
CHP tarafından zararlı alışkanlıklar özendirilirken gençler kendi
değerlerine yabancı hale geldi. 1990'larda başörtü kızlara ikna
odalarında işkence edenler vekil yapılarak ödüllendirildi.
LAİKLİK CİHAZI
Dindarlık ölçme meraklısı değiliz. Siz bu ülkede yıllardır laikliği
nasıl ölçtünüz? Hangi cihazı kullandınız? Üniversite kapılarında
laikliği nasıl kullandınız. İkna odalarında hangi aleti
kullandınız? Ey Kılıçdaroğlu, başörtüsü düzenlemesini niye Anayasa
Mahkemesine götürdünüz? Şimdi dindar bir nesil derken, neyi
kastettiğimi anlıyor musun? Ey köşelerinde yazanlar, görsel medyada
televizyonlara çıkanlar. Bunu niçin söylediğimi anlıyor musunuz?
İmam hatiplerle sorununuz ne? Meslek liselere ile meseleniz ne?
Katsayı konusuna neden bu kadar takıldınız? Önce bunu anlatın.
Sadece bize oy verenlere değil, 75 milyon Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşına sesleniyorum: Biz 9 yıldır hiçbir dayatmanın içinde
olmadık. Bugün de değiliz, yarın da olmayacağız. Biz birilerin
geçmişte yaptığı gibi, öğrenci formatlama gayretinde değiliz.
HABERİN VAR MI HOCA
Erdoğan, 9 yılda okullara 1 milyona yakın bilgisayar
gönderdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Haberin var mı hoca? 1 milyon. 29 bin 812 bilişim teknolojisi
sınıfı açtık. Haberin var mı hoca? Bilgisayarın, internetin olduğu
bir okulda dayatma olabilir mi? İşte onun için bizden önce okullara
bilgisayar göndermediler, internet bağlamadılar. Böyle okullarda ve
sınıflarda, olsa olsa olsa bilgisayarları formatlarsınız ama
zihinleri asla formatlayamazsınız. Elbette her siyasi partinin
gelecek, nesil tasavvuru vardır. Dini, milli ve manevi değerlerle
yetişen bir nesil arzulamanın neresi yanlıştır? AK Parti değil
midir modern olanla, geleneksel olanı harmanlayan; medeniyet
değerlerimizle evrensel değerleri bir arada götürmeye çalışan.
İktidara talip olan her partinin bir toplum ve birey tasavvuru
vardır. İnsanlar ona göre oy verirler. Biz meydanlarda böyle
dolaştık, bunları anlattık ama hiç bir parti kendi tasavvurunu
topluma dayatmaz, dayatamaz. İşte biz bunun idraki içindeyiz.
Toplumu zorla devlet marifetiyle dönüştürmeye çalışmaz. Ama sizler
de lütfen, köşe yazarları ve konuşmacılar, zorla işi buralara
kaydırmaya çalışmayın. Biz toplum mühendisliğine de karşıyız,
siyaset mühendisliğine de. Sorun AK Parti'nin nasıl bir toplum ve
siyaset tasavvuruna sahip olduğunda değil, sorun diğer partilerin
böyle bir tasavvuru, böyle bir vizyonu olmamasıdır. Bizler,
milletimizin rızası çerçevesinde, Anayasa ve yasalar çerçevesinde 9
yıldır ne yaptıysak onu yapmaya, millete hizmet üretmeye devam
edeceğiz. Engelleri kaldırarak; dayatmaları, yasakları tek tek
kaldırarak, yolları açarak, gençlerin ve ailelerin önüne
seçenekler, imkanlar, fırsatlar koyarak bu yolda yürüyeceğiz.
Biz devletin zihinleri tek tipleştirmesine, şekillendirmesine de
karşıyız. Çocuğunu ateist olarak yetiştirmek isteyenlerin,
çocuklarına yaptığı dayatmaya da karşıyız. Bu, AK Parti'ye ve
Hükümetine yönelik bayat bir kampanyadır. Kimlik bunalımı içindeki,
modası geçmiş, çağa ayak uyduramayan yazarların, 103 yıl önceki
modaya uyarak, irtica yaygarası çıkarması artık bu ülkede...
Milletim müsterih olsun. Bize oy verenler kadar vermeyenler de
müsterih olsun. Bu hükümet 75 milyonun hükümetidir. bu Hükümet 75
milyonun tercihlerine saygılı bir Hükümettir. Geride bıraktığımız 9
yıl, 75 milyonun tercihlerine nasıl saygı gösterdiğimizin en büyük
ispatıdır. Milletimiz bize inansın, bize güvenmeye devam etsin; biz
bu yolda milletimizle yürüyecek sadece ve sadece milletin rotasında
ilerleyeceğiz.''