Erdoğan ile Gül yer mi değiştirecek?
Abone olYeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru, siyasetin falına baktı. İşte Koru'nun muhalefeti çıldırtacak 2014 planları;
Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru Gülin Yıldırımkaya’nın
siyasetten medyaya sorularını yanıtladı. Koru'nun iddiasına göre
Erdoğan 2014'te Köşk'e çıkacak Abdullah Gül ise ikinci kez
başbakanlık koltuğuna oturacak!
Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru, Bloomberg HT'de canlı yayında siyasetin falına baktı. İşte Koru'nun sorulara verdiği ilginç cevaplar;
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresi sizce 5 yıl
mı, 7 yıl mı?
F.K: Meclis’in seçtiği Cumhurbaşkanı 7 yıllığına
ve tek dönem için seçiliyor. Eğer halk tarafından seçilmiş
Cumhurbaşkanı olsaydı 5 + 5 olacaktı. Şu anda anladığım kadarıyla
Başbakan, "5 yıl olsun" demişti. AK Parti sözcüleri de hep "5 yıl"
demekteydiler. Son zamanlar bakıyorum artık AK Parti çevrelerinde
sanki 7 yıl üzerinde bir uzlaşma olmuş gibi. Böylesi daha da iyi,
çünkü kendileri açısından baktığınızda 2014 yılında
istedikleri türden partilerine ve Cumhurbaşkanı’na bakışlarını
yenileyebilirler. Bu fırsat 2014 yılında ellerine geçerse
bu daha da uygun olur. Çünkü 2012 işlerin çatallaşabileceği bir
dönem. 2014'e kadar geçecek süre içerisinde o çatallaşacak işlerini
de yoluna koyabilirler diye düşünüyorum.
Daha önceki röportajımızda “Tayyip Erdoğan, Abdullah
Gül'ün yerine geçer” demiştiniz. Hala öyle mi
düşünüyorsunuz?
F.K: 2014 onun için de münasip olan bir tarih.
Çünkü 2012'de eğer dolarsa süre 5 yıl olarak, o noktada herhalde
ikinci bir dönem daha Cumhurbaşkanı yapmanın daha makul olacağını
düşünüp Abdullah Gül üzerinde adaylık söz konusu olacaktır. O zaman
ne olacak 2012, 5 yıl daha 2017. Halbuki Tayyip Erdoğan ne diyor?
"2011'den sonra ben yokum. En son gireceğim seçim 2011 seçimi"
diyor. Oysa 2014 yılında Tayyip Erdoğan hala Meclis’te olacaktır ve
2014 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimine pekala aday
olabilir. Aynı şey Abdullah Gül için de söz konusu o zaman seçimi
biraz erkene alırlarsa hem cumhurbaşkanlığı seçimi hem de genel
seçim birarada ya da birbiri ardına yapılır, ve dolayısıyla da
ikisi yerlerini pekala değiştirebilirler. Tabi AK Parti'nin kendi
seçimi bu, ama ben matematiksel olarak yaklaştığımda da sanki 2014
bu işe en uygun tarihmiş gibi geliyor.
Fehmi Koru Hürriyet Gazetesi’ne geçmek isteyip
istemediği ve genel yayın yönetmeni değişikliğini nasıl
değerlendirdiği şeklindeki soruya ise şu yanıtı
verdi:
BU DÜZEN YANLIŞ, DEĞİŞMELİ
20 yıl bir yayın yönetmeni için uzun süreli bir görev. Anladığım
kadarıyla Ertuğrul Özkök daha da uzun süreceği umudu
içerisindeymiş. Çok büyük bir hayal kırıklığına uğramış gibi
ayrıldı. Keşke onu teselli eden akıllı arkadaşları olsa ve
'Ya sen aslında 5 yıl ortalamasını 4 defa katlayarak
ayrılıyorsun, belki dünya tarihinde bu kadar uzun süreli böylesine
büyük bir gazetenin başında bulunmuş başka bir kişi yok'
diye teselli edebilirlerdi. Ben tasfiye sözcüğünü doğru
bulmayanlardanım. Türkiye bugün 27 Mayıs 1960 sonrasında oluşmuş
olan bir medya düzenine sahip. Bugün medyada yönetici sıfatını
taşıyanlar, köşeleri tutmuş olan insanların çoğu 27 Mayıs döneminde
belli bir gazeteden diğer gazetelere geçmiş olan insanlar. Yaşları
da ilerlemiş durumda. Genç olarak görünenler de onların el verdiği
insanlar. Yani onlar sanki bu işi kendi tekellerinde görmüşler ve
hem kendilerini bu güne kadar ayakta tutmayı bilmişler hem de
kendinin elinde tuttukları insanları da hep kollamışlar ve
bugünlere getirmişler. Bu yanlış bir düzen. Netice itibariyle
yaptığınız iş böyle grupçuluk, kadroculuk, çetecilik barındırması
gerektirmeyen bir düzen. O bakımdan artık daha bağımsız
gazetecilerin söz konusu olabileceği insanların kendi değerleriyle
ancak ayakta kalmayı becerebildikleri yeni bir medya düzenine
ihtiyaç var. Bu düzen de tabii dünyayı daha doğru algılayabilen
insanların bu mesleğe girmesiyle olur. Önlerinde hep böyle deve
dişi gibi bir takım insanları görür, onları bir türlü kaya gibi
yerinden kımıldatamaz gibi görürlerse; insanların bu mesleğe karşı
fazla bir iştahı olmaz gibi düşünüyorum. Ben bu düzenin değişmesi
gerektiğini düşünüyorum.
ERTUĞRUL öZKÖK’ÜN ‘KENARINDA OTURUYORUM’ DEDİĞİ NEHİR
AYAMAMA DERESİ
MAKAM ODASI DURUYOR, SÖYLEMİ SÜRÜYOR. ÖZKÖK GİTMEDİ
Geçtiğimiz günlerde Mehmet Barlas konuğumdu. Aynı
soruyu ona da yönelttim. O dedi ki "Ben Aydın Doğan'ı biraz
tanıyorsam, Ertuğrul Özkök her an geri gelebilir." Sizin böyle bir
kanaatiniz var mı?
Ben tam gittiği kanaatinde de değilim. Neticede bulunduğu yerde
hala eski söylemini devam ettiriyor. Gazetenin içerisindeki konumu
nedir bilmiyorum ama duyulduğu kadarıyla hala eski makam odasını
muhafaza ediyor. Dolayısıyla gittiği kanaatinde değilim. Bir nehrin
kenarında oturduğundan bahsediyor yazılarda o nehir herhalde
Ayamama Deresi, öyle tahmin ediyorum ben. Dolayısıyla bulunduğu
yeri pek terk etmişe benzemiyor.
HÜRRİYET’E GİDECEK OLSAM, ÖZKÖK ÇAĞIRDIĞINDA
GİDERDİM
Benimle ilgili olan senaryoların hiçbir doğru bir tarafı yok. O
büyük ihtimalle sarsıntılar yaşanan bir ortamda o sarsıntılar
dursun, dinsin diye içerden birilerinin ortaya attığı şeylerdi. Ne
benim öyle çok büyük bir arzum söz konusuydu, ne de Hürriyet'in
böyle bir isteği doğru, şu sıralarda vereceğini düşünmüyordum. Eğer
benim için Hürriyet çok çok çok önemli olsaydı, Ertuğrul Özkök onun
başındayken çok daha önceleri bana yaptığı teklifi o zaman kabul
ederdim.
ESKİDEN BAB-I ALİ’DE NELER OLDUĞUNU BEN YAZARDIM, GÖREVİ
MEDYA SİTELERİNE DEVRETTİM
Medyada olup bitenleri medya sitelerinden takip eder
misiniz? sitelerine girer misiniz? Kim nereye gitmiş, ne oluyor,
kim ne yazmış bakıyor musunuz?
Belki sizler hatırlamayabilirsiniz tabii bu medya siteleri çıkmadan
önce Bâb-ı Âli'de neler olup bittiğini öğrenmek isteyenlerin ilk
baktıkları sütunlardan birisi benim 'Kulis' sütunumdu. Çünkü çok
yakından izliyorum ne olup bittiğini. o zaman daha yakından
izliyordum, çünkü bunu görev olarak da biliyordum. Ve ilk yazmaya
çalışıyordum, başkaları da yazabilir ama ben ilk yazayım diye.
Sonra siteler çıkmaya başladı heralde on yıl oluyor. Dolayısıyla
ben o konuda gevşemeye başladım. Son zamanlarda da daha çok yazmak
yerine o sitelerden olayları gelişmeleri takip etmeye başladım.
Günde birkaç kez girdiğim siteler de var onlara bakıyorum, ne olup
bittiğini öğrenmeye çalışıyorum. Doğru haberler veren siteler benim
en sık kullandığım siteler arasında en başlarda olan siteler var.
Bir de zaman zaman girdiğim siteler 'Ya bunlar yine hangi tuhaflığı
yapmışlar' diye yaklaştığım siteler var. Ama böylesine canlı bir
medya ortamını yansıttıkları için de hepsinin doğru işler yapma
çabalarını da gördüğüm için tebriğe şayan olduklarını
düşünüyorum.