Erdoğan Gezi Parkı'na gidecek
Abone olBaşbakan Erdoğan Gezi Parkı'na gidip oradakilerle sohbet edeceğinin sinyalini verdi.
Başbakan Erdoğan AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın
iftarında konuştu. Dün akşam Üsküdar'da parka gidip vatandaşlarla
konuşan Erdoğan, Gezi Parkı'na gideceğinin sinyalini
verdi.
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
Suriye'deki olaylar sınırları da aşarak ölümlere neden olmaya
başladı. Sabırlıyız. Sabırlı olmaya devam ediyoruz. Ama nereye
kadar? Tabi bunu burada açıklayacak değilim.
Müslümanlar olarak günboyu kendimizi dünyevi ihtiyaçlardan uzak
tutarken yoksulların ihtiyaçlarını anlama fırsatımız
oldu.
Benim de teşkilatlarımızın da her zaman ifade ettiğimiz ilkemiz
var. Yunus Emre'nin dizelerinde ifade edilen "Yaradılanı severiz,
yaradandan ötürü" Bizim insana bakışımız hep budur.
Yaradılmış olanların en şereflisi olmak suretiyle insan kulluğunun
idrakiyle yükselmiştir. Derisinin rengi, dili, kültürü, etnik
kökeni, inançları önemli değil. İnsan önce insandır.
Eğer bu topraklarda farklı olana tahammülsüzlük olsaydı bu kadar
farklı köken bulunamazdı. Özellikle son asırda bazı hatalar kabul
edilmiş ancak bunların hata olduğu kabul edilmişti. Türkiye
ekonomisiyle dış politika vizyonuyla güçlü bir ülkedir, ama
Türkiye'yi asıl güçlü yapan farklı kesimleri birarada tutabilme
becerisidir. Farklılıkları bizler zaaf olarak görmedik, zenginlik
olarak gördük.
AZINLIK ELİNDEKİ SERMAYAYE GÜVENİP BASKI
UYGULAYAMAZ
Farklılıkların birarada yaşabilmesin en temel şartı birbirine saygı
ve hoşgörüdür. 76 milyonun her bir ferdi özgürlüklerini kullanma
imkanına sahiptir. Başkasının yaşamını tehdit etmediği müddetçe
herkes özgür olmak durumundadır. Çoğunluk olmak azınlığı yok saymak
anlamına gelmez. Çoğunluk çok olma avantajını kullanarak azınlığa
tahakküm edemez. Azınlık da elindekine güvenerek çoğunluğa baskı
uygulayamaz. Azınlığın çoğunluğa tahakkümüne izin verirseniz
çoğunluğa saygısızlık edersiniz. Demokrasilerde sandıktan çıkan
çoğunluğun azınlığa her istediğini yaptırma hakkı yoktur. Ancak
azınlığın da elindeki sermaye gücünü, medya gücünü kullanarak
çoğunluğa baskı yapma hakkı yoktur.
Bilesiniz ki güçlü bir Türkiye'yi dünya pek istemiyor. Türkiye'nin
güçlü olmaması için elinden geleni yapan güçler var. 10 yıl içinde
gücünü 1'e 3 katlayan Türkiye rahatsız ediyor.
Bütün bunlara karşı biz güçlü Türkiye'de daha mutlu olacağımızı
heralde bilmemiz gerekir. Bizi zayıflatma gayreti içinde olanlara
karşı biz dayanışma içinde olmazsak ülkemize yazık olmaz mı?
Bir mayıs ayı düşünün haziranı düşünün. Bu iki ay içinde Türkiye
çok ciddi bir sıçrama yaparken meydana gelen olaylar nasıl oldu.Bu
eylemler zam talebiyle, hak talebiyle yapılmadı. Dört tane ağaç
için yapıldı. Dört kesilir 40 dikilir, kaldı ki sökme olayı
vardı.
Bakın ben 2 milyar 800 milyon ağaçtan bahsediyorum kimsenin kafası
basmıyor. Hesap yapmaya çalışıyor. Fidanla ağacı karıştırıyor.
Türkiye genelinde şu anda diktiğimiz fidanlardan ağaçlara kadar
dünyayla rekabete girdiğimizde dikme yarışında dünyada öndeyiz. Biz
sabırla mücadelemizi sürdürüyoruz.
"BEN ÜZÜLÜYORUM"
Ben üzülüyorum. Bizim yaşam tarzımıza karışılıyor deniliyor. Acaba
kimin yaşam tarzına karıştım, ne yaptım. Şurada bir topluluk var.
Bu toplulukta İstanbul'un özeti, renkleri var. Bütün vatandaşlar
kendi yaşam tarzı özgürlüğü içerisinde buraya geldi. Bizim derdimiz
insanların yaşam tarzıyla olmadı. belediye başkanı oldum, o zaman
da aynısını söyledler. Bunlar geldiler otobüsleri ikiye
ayıracaklardır, başörtülü baş aççık diye ayıracak dediler. O
günlerde Pendik'te bir kız trenden düştü öldü. Trenden attı diye
yazdılar. Hala bunlarla mı uğraşacağız? Hala birileri farklı
şeyleri kaşımanın derdi içinde. Battık bittik diyorlar.
Geçen ay itibariyle havayolunda yüzde 15,5 artış var. Turizm bitti.
Turizm deyince Gezi Parkı aklınıza geliyorsa bitmiş olabilir. Biz
vatan topraklarına bakıyoruz. Geçen ay itibariyle yüzde 18,5. Daha
iyiye gideceğiz.
Türkiye gündemi belirlenen bir ülke olmaktan çıktı, gündem
belirleyen bir ülke oldu. Suriye'de ne işin var Mısır'da ne işin
var diyorlar. O zaman binlerce km ötedeki ülkelere de sorman lazım
Irak'ta ne işin vardı diye. Ben sınır komşumla ilgili beyanatta
bulunmayacak mıyım?
"BU ÜLKENİN SAHİBİ
BİZİZ"
Biz bunun için güçlenmeliyiz, güçleniyoruz. Hiçbirimiz bu ülkenin
tek başına sahibi değiliz. 76 milyon olarak bu ülkenin
sahibiyiz.
Bu ülkenin sahibi biziz. Biz birlikte Türkiye'yiz. İnsani
değerlerle örtüşen anlayış budur. Bu ülkenin her zerresinde
ecdadımızın alın teri var.
Önyargılarımızı kenara bırakacağız. Tarihte yaşanmış acı olaylardan
ders alacağız. Farklılıklarımıza değil ortak noktalarımıza
bakacağız. Şu güzel ülkemizde çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yok.
Hiçbir sorun çözümsüz değildir. Bu ülkede çoğunluk da azınlık
ta binyıllardır biraarada yaşadığı gibi ebediyen
yaşayabilir.
Sadece geçen yıl azınlık vatandaşlarımızın bize verdiği iftar var.
Ben kendilerine gayrimenkullerinizi vereceğiz demiştim. 2,5 milyar
dolarlık gayrimenkulu verdik daha da vereceğiz. Bunu hangi iktidar
yaptı. Kimse cesaret edemedi, biz başardık.
Meselelerimizin arasına şiddetin girmemesine gayret
göstereceğiz.Şiddetin getirdiği fayda yoktur. Yumruklar sıkılıysa
tokalaşma olmaz. Şiddet her türlü uzlaşmanın önünü kapar.
Her meselede şiddeti uzakta tutacağız. Her meseleyi meşruiyet
dairesi içinde ele alacağız.
YENİ ANAYASA
Niyetleri yok ipe un seriyorlar. 326 milletvekili ile bizim anayasa
komisyonunda 3 milletvekilimiz var diğerlerinin az milletvekili var
ama onların da 3. Çoğunluk mu azınlığa tahakküm ediyor, yoksa
azınlık mı çoğunluğa. Tutturmuşlar başkanlık sisteminden vazgeçin,
biz teklif götürme hakkına sahip değil miyiz? Sizin nasıl kırmızı
çizgileriniz varsa biz tekif götürüyoruz, bizim kırmızı çizgimiz
yok.
Eyalet sistemi diyen de var, bölgesel parlamento diyen de var.
Başkanlık sistemi gibi teklif edince beyler rahatsız oluyor.
Akil insanlar diye proje ortaya koyduk, rahatsız oldular. Biz 63
kişi akil insan demedik ki. Bu bir sembol. Çeşitli bu ülkede
karşılığı olan bir seçme yaptık. Tamamı bunlardır da demedik. 7
bölgeye 63 kardeşimizi gönderelim, toplumun nabzını alalım
dedik.
Bazı yerlerde olumlu karşılandılar bazı yerlerde çirkin ifadelere
maruz kaldılar. Bu da bir aşamaydı. Hazırladıkları raporların
üzerinde çalışıyoruz.
ALEVİLERİN EVİNE KONAN
İŞARET
Örnek vermek isterim. Ankara Mamak ilçemizde bazı evlere çirkin
ifadeler yazılıyor. Bir mezhebin mensubu vatandaşlarımızın
evlerinin kapılarına neler yazılıyor. Bu yazıyı yazanların kanlı
bir terör örgütü mensubu oldukları daha da çirkini o mezhebin
mensubu oldukları çıktı. Gezi Parkı'nda da bu olmadı mı. Dün
bir düğün diye adım attılar. Arkasından baktık bir grup kara
maskeliler Taksim’de cirit atıyor. Kardeşçe yaşamak varken bu niye?
Bunlar illegal örgüt ve bunun uzantıları.
Bunun zemini olmak şu güzelim İstanbul'da yanlış değil mi? Neden bu
yapılıyor. Bunun fikir özgürlüğü ile ne alakası var. Samimiysen o
paçavra yüzünde ne var? Elinde molotofun işi ne? Fikrini
söyleyeceksen söyle.
"YAKINDA İNŞALLAH GEZİ PARKI'NDA
DA..."
Ben de dün akşam Üsküdar'da parktaydım 1,5 saat sohbet ettim,
çaylarını içtim. Yakında da inşallah Gezi Parkı'nda bu sohbeti
yaparız. Gençliğimiz orada geçti. Oranın adresini bilmeyenler
bizden adres sorabilir. Belediye Başkanı olduğum günlerde orada her
ay 3-4 nikah kıydım. Orada nikah dairesi olduğunu da bilmezler. Bu
tuzaklara düşmeyelim. Bizi çatıştırıp nifak sokup çıkar elde etmek
isteyenlere bu fırsatı vermeyelim. Hatay'da hala denemeye
çalışıyorlar. Biz gereken cevabı veririz.
Haftaya Şerafettin Elçi havalimanını açıyoruz. Bir siyasi partili
bunu çıkmış eleştiriyor. Bunun cevabını ben mi vereceğim. Bu insan
Bayındırlık Bakanlığı yapmış mı yapmış. Biz de bu insanın ismini
havalimanına verdik bundan daha tabii ne olabilir.
"BİRİLERİ PALAYLA, MOLOTOFLA
DOLAŞIRKEN..."
Birileri palayla dolaşırken, birileri molotofla dolaşırken biz
gençliğimize modern yaşamı anlatma derdindeyiz. Eğitimde sağlıkta
adalette çalışmalarımızı sürdürdük. Artık doğalgaz çevrim
santralleriyle Türkiye'nin ihtiyacını karşılayan bir Türkiye yok.
Su akar Türk yapar dedik ve suyu enerjiye dönüştürmenin
mücadelesini veriyoruz.