Recep Tayyip Erdoğan takriben 25 yıldır aktif siyasetin içinde
ve Türkiye’nin gündemindedir. İsmi duyulmuş, toplumsal hayatta payı
olan herkesle görüşebilir. Önemli olan görüşmek değil görüşme
sonrasındaki tavrı, takip ettiği yoldur.
Kişi dostundan da düşmanından da ders, marifet alabilir. Ne
demişler ahir zamanda dostlarımızı nasıl tanıyacağız? Cevaben
denilmiş ki düşmanlarınızın oklarına bakın, düşmanlarınızın okları
nereye gidiyorsa biliniz ki dostlarınız o adrestedir.
Gülen ağzıyla ifade ediyor sadece iki kere görüştüklerini, Recep
Tayyip Erdoğan onunla görüştükten sonra “Aslında
böylelerinden başlamak lazım” manasında bir ifade
kullanmış Fethullah Gülen için. Ferasetini tebrik etmek lazım, öyle
ki ikinci görüşmede teşhisini koymuştur. Zamanla ne kadar haklı
olduğu da ortaya çıktı.
Sadece Erdoğan değil, vatandaşımızın çoğu onu fark etmişti. Bir
insan düşünün Bediüzzaman için “Kürt olduğu için elini
öpmek içimden gelmedi” desin bu adamdan ne keramet
çıkar?
Ben 1985 yılından beri hareketinin eksiklerini ve yanlışlarını
fark ettim.
*Birincisi Kürt halkıyla barışık bir hareket değildi, sadece
devşirebildiği kimseleri yanına alıyordu,
*İkincisi İslami değerler olarak hizmetlerine engel olan ne
varsa olmasa da olur.
İkisi de önemli, ama takiyye olsun diye yapılan ikincisi çok çok
daha vahim tabi.
Cumhurbaşkanımız da bu iki değere sahip çıktığı için Yüce Allah
onu İslam düşmanları ve basiretsiz bazı Müslümanlar hariç Anadolu
insanına ve dünya mazlumlarına sevdirdi. Yani hayat felsefeleri
birbirine tamamen zıttır.
Üstelik dini değerleri mistik düzeyde kullanarak oluşturduğu bu
hareket İslam dinine bir leke haline getirdi.
Tarihte Mevleviler, Bektaşiler de zamanında kazan kaldırmıştı,
galiba bu da üçüncü oldu. Siyaset başka bir şey arkadaş!
müsaade et de herkes hayatın içindeki rolü gereği çalışsın, hiç
olmazsa biz de toplum olarak rahat edelim.
İlginçtir ülkemizde siyaset, “işi olmayan işsizlerin
işi” durumuna gelmiş.
Halbuki yasama erki olan meclis yargıyı da yürütmeyi de ayarlaya
biliyor. Ama yasama organı görevini yerine getirdikten sonra
yargıya müdahale etmez/etmemeli.
Dolayısıyla siyasiler iyi yetişirse, meclis iyi yasalar çıkarır,
yürütme de yargı da rahat bir nefes alır diye düşünüyorum.
Devlete, hükümete balans ayarı vermek FETÖ’nun boyunu aşar.
Sakın başka bir sorti yapma gibi hayalleri dahi olmasın!!!
Nankörler hangi tarihte ihanetlerinde başarılı olmuşlar.
Bunların yaptığı “yediği, içtiği çanağa sıçmaktır”
gibidir, ne yazık ki.
Herkes işine baksın!
Sizin bu konudaki fikriniz nedir?