Erdoğan Dinler Bahçesi'ni açtı
Abone olBaşbakan Erdoğan, Türkiye'yi ziyaret eden hiç kimsenin ülkenin kimliğine şaşı bakamayacağını söyledi. Erdoğan, "Herkes fanatizm ile mücadele etmlidir" dedi.
Başbakan Erdoğan, cami, kilise ve sinagogun yan yana olduğu, 3
büyük dinin mensuplarının bir arada ibadet edebileceği ve Belek
Turizm Yatırımcıları Birliği (BETUYAB) tarafından yapılan 'Dinler
Bahçesi' adı verilen kompleksin açılışını yaptı. Turizm ve Kültür
Bakanı Erkan Mumcu, ruhani liderler ile çok sayıda davetlinin
katıldığı açılışta bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Avrupa
Birliği marşıyla kürsüye çıktı. Türkiye'nin medeniyet tarihinde
merkezi önemine yakışan bir projenin hayata geçirildiğini söyleyen
Erdoğan, bu projenin sembolik öneminin ötesinde dünyanın her
yerinde yankılanması gereken bir mesaj verdiğini belirterek, "Bu
mesaj barış ve kardeşliktir. Katı gerçekler medeniyet buluşması
iddiasının içini tam anlamıyla doldurmaya yetmedi. İnsanoğlu, güç
ilişkisi ve teknolojinin kulu ve kölesi oldu. Bize göre insanlar,
devletler ve toplumlar arası ilişkilerin merhamet sevgi ve şefkate
ulaşması, hayatın kutsal olandan arındırılması çabasıyla ilgilidir.
Bizler 'yaratılanı yaratandan dolayı seven bir pratiğe' sahibiz. Bu
inanç, birinin ötekine hoşgörüyle bakması değildir. Günümüzde
kullanılan hoşgörü tanımı, eksik bir anlam ifade ediyor. Hoşgörü
birinin ötekine katlanması veya lütfetmesi anlamında kullanılıyor.
Hoşgörü, bütün yaratılışa bir bakabilmektir. İnsanların su ve hava
kadar ihtiyaç duyduğu merhamet ve adalet, insanın yaratılış
gayesine uygun davranılması ile mümkün olabilir" dedi. "TÜRKİYE,
BUGÜN BÖLGESİNDE BARIŞ VE KARDEŞLİĞİN TEMİNATI" Türkiye'nin bugün
bölgesinde barış ve kardeşliğin teminatı olduğunu kaydeden Başbakan
Erdoğan, Türkiye'nin dünya devletleri içindeki yerinin tam da
burada olduğunu ve bu eserlerin yalnızca Türkiye'nin tarihine
değil, insanlığının da tarihine ışık tutacağını ifade etti. "Hiçbir
ülke Türkiye'nin kimliğine şaşı bakamayacaktır" diyen Erdoğan,
konuşmasına şöyle devam etti: "Biz bu ülkenin çocukları olarak
yüzyıllardır barış ve kardeşlik içinde yaşadık. Hala da bu çaba
içindeyiz. Türkiye'yi ziyaret eden turistler, hoşgörüye hayran
kalarak ülkelerine dönüyorlar. Eksiklerimiz var; bunun
bilincindeyiz. Zaman içerisinde süratle aşabilmenin gayreti
içindeyiz. Dünya birbirine yaklaşırken ne yazık ki huzur ve barış
aynı ölçüde sağlanamıyor. Bunu da çevremizde görüyoruz. İnsanlığın
müşterek değerleri yerine ayrılıklar üzerinde duruluyor." Dünyada
'kör fanatizm' yaşandığını söyleyen Erdoğan, "Dünyada söyleyecek
sözü olan herkes fanatizm ile mücadele etmek zorundadır. Çünkü biz
sadece kendimizden değil her canlıdan sorumlu olmalıyız" diye
konuştu. Dinler Bahçesi'nin bir örnek teşkil etmesi gerektiğini
kaydeden Erdoğan, bahçenin aynı zamanda bir insanlık bahçesi
olduğunu söyledi. Ama bunun Türkiye için bir ilk olmadığının altını
çizen Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet'in Hıristiyanlara kötü
davranılmaması konusundaki fermanı ile 2. Sultan Aldülhamid
zamanında inşa edilen Darülacezede de cami, havra ve kilisenin yan
yana yapıldığını hatırlattı. Erdoğan şöyle konuştu: "Yeryüzünde
nerede bir insanlık bahçesi varsa orada Türkiye'den bir renk bir,
koku vardır. Sizim topraklarımız, ortak değerlerin mücevher gibi
korunduğu bir yerdir. Bursa, Konya, Ankara Şanlıurfa bunu
sergileyen birer müzedir. Cumhuriyet bu zengin mirası muhafaza
etti. Türkiye maddi ve manevi biriminin farkında. Bunu daha da
zenginleştireceğiz. Bütün çabamız huzur içinde kardeşçe
yaşabilmektir." "TÜRKİYE'YE TARİH VERİLMESİ KONUSUNDA İYİMSERİM"
Hollanda Avrupa İşleri Bakanı Atzo Nikolaii de yaptığı konuşmada,
17 Aralık Zirvesi'ne ilişkin hazırlıklar kapsamında Türkiye'de
bulunduğunu söyledi. AB'ye üye 25 ülkenin Türkiye ile müzakereye
başlanıp başlanmayacağına dair bir tarih vereceğini söyleyen
Nikolaii, Hollanda'nın dönem başkanı olması itibariyle özel bir
durum üstlendiğini belirtti. Türkiye'de bulunduğu son iki günde bu
sürecin olumlu geçmesi için Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile
görüştüğünü vurgulayan Nikolaii, görüşmelerin olumlu geçtiğini, ama
hala yapılacak bazı şeyler olduğunu ifade ederek, "Zirve'de olumlu
bir karar verileceği konusunda iyimserim" dedi. Dinler Bahçesi'nin
çok güzel bir teşebbüs olduğunu belirten Nikolaii, "Dinlerin hepsi
eşittir ve bir arada yaşabilmektedir. Dinler Bahçesi'nin verdiği
mesaj da budur. Bu güçlü bir mesajdır" diye konuştu. Osmanlı
İmparatorluğu'ndan örnek veren Nikolaii, imparatorluk içindeki din
özgürlüğünün ülkeyi bölmediğini, aksine birleştirdiğini vurguladı.
Din özgürlüğünün AB için çok önemli olduğunu kaydeden Nikolaii,
bunun AB'ye üye ülkeleri bir arada tutan en temel haklardan bir
tanesi olduğunu kaydetti. "AB HIRİSTİYAN KULÜBÜ DEĞİL" AB'nin bir
Hıristiyan kulübü olmadığını ifade eden Nikolaii, AB'nin de tıpkı
Osmanlı İmparatorluğu gibi gücünü temelinde bulunan çeşitlilikten
aldığını kaydetti. Nikolaii şöyle konuştu: "Hepimiz konuşma
özgürlüğü ve ayrımcılık yapmama prensibini savunmak zorundayız.
Neticede AB bir inanç topluluğu değil, değerler topluluğudur.
Üyelik için gereken kriterler açıktır. Üye ülkelerde demokrasi
hukukun üst çocukları olarak yüzyıllardır barış ve kardeşliğin,
insan hakları ve azınlığın korunmasını sağlayacak unsurlar
bulunacaktır. Pazar ekonomisine sahip olunması gerekmektedir. Aday
ülkelerin AB müktesabatını da içselleştirme zorunluluğu
bulunmaktadır. Türkiye'yi dini inanç nedeniyle dışlamak kabul
edilemez. Türkiye de diğer ülkeler gibi diğer ülkeler gibi AB
değerlerine bağlı olduğunu kanıtlayabilir. Türkiye bunu yaptı. Bir
laiklik geleneği vardır. Ama Türk devleti dini cemaatleri yakından
incelemektedir. Türkiye'de İslam'ın aşırı derecede güçlenmesi
korkusu laikliği zorlamaktadır. Din özgürlüğü dini cemaatlerin
istediği şekilde ibadet etmesi anlamına geliyor. Türkiye açısından
bu, dini cemaatlerin tüzel kişilik sahip olması ve mal edinmesi
anlamına geliyor." Nikolaii, her türlü inanç sahibinin hiçbir
engelle karşı karşıya kalmadan kamu kurumlarında belirli makamlara
gelebilmesi durumunda, Dinler Bahçesi'nin bir hoşgörü merkezi
olmaktan çıkacağını ve Türkiye'nin herkesin sadece kanun önünde
değil günlük yaşantıda da eşit olduğu bir hal alacağını
anlattı.