'Erdoğan çözüm için insiyatif aldı ama...'
Abone olKürt siyasetinin önemli isimlerinden Zübeyir Aydar "İmralı süreci başta olmak üzere büyük bir inisiyatif aldı. Ancak kişisel olarak gördüğüm Erdoğan’da bir çözüm projesi yok." diyor.
Zübeyir Aydar, Erdoğan’ın geçmiş
başbakanlardan epey farklı girişimleri olduğunu belirtiyor: "İmralı
süreci başta olmak üzere büyük bir inisiyatif aldı. Ancak kişisel
olarak gördüğüm Erdoğan’da bir çözüm projesi
yok."
Uzun süredir yurt dışında yaşayan, Kürt siyasetinin önemli
isimlerinden Zübeyir Aydar’la Brüksel’de buluşup uzun uzun sohbet
eden Hüseyin Yayman, Türkiye’ye dönmesi başta olmak üzere,
seçimleri, Gülen meselesini, HDP’yi, Rojava konusunu, KDP’yle
yaşanan gerilimi, Türkiye’nin Ortadoğu politikasını ve çözüm
sürecini konuştu. İşte o röportajdan çarpıcı bölümler:
ERDOĞAN ÇÖZMAK İSTİYOR AMA PROJESİ
YOK
Erdoğan’ın geçmiş başbakanlardan farklı pratikleri, epey farklı
girişimleri var. İmralı süreci başta olmak üzere büyük bir
inisiyatif aldı. Kişisel olarak gördüğüm Erdoğan’da bir çözüm
projesi yok. Hükümetin, çalışılıp hazırlanmış, belli bir sonuca
bağlanmış, muhataplarıyla tartışılmış, ortaklaşılmış bir projesi
yok.
- Nasıl bir proje, açar mısınız?
Öcalan’ın hükümete verilmiş yol haritası var. Başa dönersek Erdoğan
çözmek, bu sorundan kurtulmak istiyor ancak halen bir projesini
görmedik. Heyetlere bu konuları müzakere yetkisi verilmedi.
- Atılan adımlar yok mu?
Hiçbirşey yapılmadı demiyoruz. Bir inisiyatif, diyalog süreci var.
Bir yılı aşan bir süredir ateşkes sürüyor ve cenazeler gelmiyor. Bu
çok değerlidir. Bu süreç şimdiye kadar kimseye kaybettirmedi. Seçim
sonuçları da bunu teyit ediyor. Savaşta biri kazanır, diğeri
kaybeder. Ancak barış, iki tarafa da kazandırır.
ÇATIŞMA YENİDEN BAŞLAR
MI?
- Çatışma yeniden başlar mı?
Keşke diyalogdan müzakereye geçebilseydik. Biz bu sürece bir süre
silahları susturalım, hazırlık yapalım, sonra yeniden başlarız diye
girmedik. Samimiyetle girdik. Siyaset yolunu açarak, bir daha
silahların konuşmayacağı bir ortam yaratmak amacıyla girdik.Ancak
hala geri dönülmez noktadayız diyemiyoruz. Keşke bunu
söyleyebilseydik.
- Siz Suriye’deki Rojava’daki durumu nasıl
görüyorsunuz?
Öyle görünüyor ki Suriye’de kaos durumu epey sürecek.
- Bölgede bir Türk-Kürt ittifakının ayak seslerinden
bahsediyorlar, böyle bir gelişme görüyor musunuz?
Türkiye yüzyıl önce o bölgelerden çıkarıldı. Bu kendi
inisiyatifiyle bir çıkış değildi. Türkiye çıkarken bölgede çok
çelişkili yapılar oluşturuldu. Lozan’da ve Ankara Anlaşması’nda
Türkiye’ye sen buralara ilişmeyeceksin denildi. Türkiye uzun süre
kendi içinde yaşadığı sorunlardan dolayı bu bölgeyle bağını
kopardı, sırtını döndü. Fakat bu Türkiye’nin ve Anadolu’nun
gerçeklerine aykırıdır. Hititler’den bu yana kim Anadolu’da hüküm
sürdüyse bir gözü o bölgeyle baktı ve bölgenin sorunlarıyla
ilgilendi. Anadolu’nun bölge üzerinde hakimiyeti Doğu Roma ile
kurumsallaştı. Osmanlı ile büyük ölçüde devam etti ve kökleşti.
Yanlış anlaşılmasın. Osmanlı’daki gibi bu bölgeler bizim
hakimiyetimizde olsun demiyorum. Bu bölgeyle ilgili ve ilişkili
olalım diyorum. Son iki yüz yılda buraya Batılı güçler gelip
yerleşti. Bölge halkı olmayan ve bölge halkları lehine bir çözümü
olmayan, ‘böl-parçala-yönet’ mantığıyla hereket eden yapılar
geldi.
‘BARIŞ TÜRKİYE'Yİ
BÜYÜTÜR’
- Türkiye bölgeyle neden ve nasıl ilgilenmeli?
Türkiye Suriye’de şimdiye kadar sürdürdüğü Kürtleri görmeme
politikasından vazgeçmeli. Geçmişte Irak Kürtleriyle kırmızı
çizgiler vardı. Şimdi onlar aşıldı. Bu Rojava için de geçerli
olmalıdır. Kürtler’le barış Türkiye’yi büyütür, ufkunu açar.
- Peki bu konuda ne yapılmalı?
Kürt barışı, Türkler’le Kürtler’in yeniden demokratik ittifakı
bölgedeki sorunların çözümüne büyük katkı sağlar. Bu ittifak
diplomatik, siyasi, idari, ekonomik olarak Türkiye’nin önünü
açar.
- Peki size göre bu demokratik ittifak nasıl
gerçekleşecek?
Irak Kürdü’yle dost olup, kendi Kürdüyle kavgalı bir Türkiye bunu
yapamaz. Rojava’yı düşman görerek bunu başaramaz. Türkiye önce
Türkçe bilen Kürtler’le anlaşmak zorundadır. Şimdi Türkçe
bilmeyenlerle barışıyor ama Türkçe bilen Kürtler’le de
barışmalı.
- Yani sınırlar kalkmalı mı ?
Oratadoğu’daki sınırlar kağıt üzerinde kalabilmeli. En azından AB
sınırları gibi sembolik düzeye düşebilmeli. Bu bölge, on beş bin
yıl medeniyet anlamında dünyaya liderlik yaptı. Şimdi bu duruma
düşmesi hepimiz açısından tirajiktir.
‘BAŞMÜZAKERECİ ÖCALAN’
- Gülen Hareketinin Kandil’e mektup yazdığı iddia ediliyor
size de bir diyalog arayışı ulaştı mı?
Bize yansıyan bir mesaj yok. Diğer arkadaşlardan da bu konuda
herhangi bir mesaj gelmedi.
- Öcalan’dan, Kandil’den, Avrupa’dan farklı mesajlar
geliyor şeklinde bir algı var, ne diyorsunuz?
Bunlar örgüt içinde ikilik yaratmaya yönelik hamlelerdir. Abdullah
Öcalan’la, Kandil ve bizim aramızda ayrı bir durum yoktur. Abdullah
Öcalan bu hareketin kurucu lideri ve önderidir. Veto hakkına
sahiptir. Devletle yürütülen müzakerede başmüzakereci odur.
‘SEÇİMİN KAYBEDENİ
CHP’
- Seçim sonuçları ne mesaj verdi?
BDP başarılıydı. AKP başarılıydı. MHP birşey kaybetmedi. Bir önceki
seçime göre oyunu yükseltmiş olabilir ama bu seçimin kaybedeni CHP
oldu. Bu kadar büyük iddia ve kampanyadan sonra CHP’den başarı
bekleniyordu ancak olamadı.
- BDP Başarılı mıydı?
Eskiden bunlar silah zoruyla oy alıyorlar diyorlardı. Barış
ortamında, silahların konuşmadığı, operasyonların olmadığı bir
ortamda BDP’nin belediye sayısını ve oyunu artırması o iddiaların
anlamını yitirdiğini gösteriyor. Seçimler aynı zamanda bir yıllık
çözüm sürecinin halk tarafından onaylandığını gösterdi.
- Peki BDP’nin Diyarbakır’da oyunun düşmesini neye
bağlıyorsunuz?
Diyarbakır sonucu bir rehavetin sonucudur. Yani zaten kazanıyoruz
psikolojisinin sonucu. Diyarbakır’da çok fazla bir seçim havası da
olmadı. Rekabet yoktu.
- ‘Kimlik siyasetiyle bir yere kadar, hizmet siyaseti de
lazım’ tezleri var, bunlara ne diyorsunuz?
Bir hareket sadece politik mesajlarla, kimlik ve kültür
mesajlarıyla yürüyemez. Bu hareketin ekonomi başta olmak üzere
herkesin tüm sorunlarına cevap arayan bir yönü var ve öyle olmak
durumunda.
- HDP’nin aldığı sonucu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
HDP çok yeni bir parti. Seçime girme hakkını yeni elde etmiş bir
parti. HDP projesi doğru bir projedir. Ancak zaman lazım. Bu bir
politik mayalamadır ve tutmuştur diye düşünüyorum.
KÜRTLER CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE KİMİ
DESTEKLEYECEK?
En şanslı aday Erdoğan görünüyor
- Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kürt siyasi hareketi kimi
destekleyecek?
Öncelikle adaylar henüz netleşmemiş. Bu iki turlu bir seçimdir.
Parlamentoda dört grup var. Öyle görünüyor ki ilk tur için herkes
gücünü denemek için bir aday gösterecek. İkinci tura iki aday
kalır. Bu benim kişisel düşüncemdir. BDP-HDP cenahı da kendi
projesini anlatabilmek için birinci turda kendi adayını
çıkartabilmeli. Alternatif olduğunu topluma göstermelidir. BDP-HDP
bloğu müzakerelere, pazarlıklara, ittifaklara ve diyaloglara açık
olmalılar. Bugünden şu desteklenecek, bu desteklenecek demek için
henüz erken.
- Bu şu derken Erdoğan’ı mı kast ediyorsunuz?
Bu hareket diyalog ve müzakereye açıktır. Bu nasıl olur, şartlar
nasıl gelişir, bunu zaman gösterecek.
- Sizce Erdoğan köşke çıkacak mı?
Bütün işaretler onun Köşk’e aday olacağını gösteriyor. En şanslı
aday o görünüyor.