Erdoğan bulvarına iptal davası
Abone olAnkara Barosu avukatı Sedat Vural, 'Erdoğan bulvarı' kararı için iptal davası açtı.
Ankara Barosu avukatlarından Sedat Vural, Ankara Büyükşehir
Belediyesi Meclisinin, Esenboğa yoluna ''Recep Tayyip Erdoğan
Bulvarı'' ismi verilmesine ilişkin kararının iptali ve yürütmesinin
durdurulması istemiyle Ankara İdare Mahkemesinde dava açtı. Avukat
Vural, dava dilekçesinde, Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın isminin daha önce de Sincan'da bir bulvara
verildiğini anımsatarak, aynı kent içindeki başka bir bulvara aynı
ismin verilmesine ilişkin kararın siyasal bir karar olduğunu
kaydetti.
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin dava konusu kararının
demokrasi kültürüne aykırı olduğu ileri sürülen dilekçede,
''Esenboğa yoluna Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı isminin verilmesi,
demokrasinin temeli yurttaşlık yönetimi yerine kişi ve siyasi
çıkarı ön planda tutan keyfi bir yönetim anlayışını çağrıştırmasına
neden olacaktır'' denildi.
Dilekçede, kentlerin cadde ve başka mekanlarına siyasi kimliğe
bağlı isim verme uygulamasının, demokratik rejimlerden uzak kişi ve
grup yönetimlerinin egemen olduğu Orta Doğu ülkelerinde görüldüğü
savunularak, Avrupa ülkelerinde, demokratik esas ve kültüre aykırı
olduğu için dava konusu uygulamanın görülmediği ifade edildi.
Yaşayan siyasi kişilerin isimlerinin sokak ve caddelere
verilmesinin daha önce de gündeme geldiği ve bunların yargı kararı
ile durdurulduğu kaydedilen dilekçede, ''İsimler bir kent
mekanlarının özgünlüklerini taşımazsa o kentteki mekanlara
verilecek isimler ancak o kentin sakinlerini kente
yabancılaştırır.
Ankaralılar, çok uzun zamandır kentteki isimlere ve Ankara'ya
yabancılaştırılmışlardır'' denildi. Dilekçede, hukuk devletinde
hiçbir makam ve mercinin kendisine verilen yetkiyi kendisinin ya da
bir başkasının çıkarı doğrultusunda veya bir siyasi amaca yönelik
olarak kullanmasının mümkün olmadığı ifade edilerek, Başbakan'ın
isminin sadece yapılan bulvara büyük katkısı olduğu gerekçesiyle
verilmesinin, Başbakan'ın görev ve yetkisini Anayasal ve yasal
sınırlar içinde kullanıp kullanmadığı tartışmasını doğuracağı da
iddia edildi.
Belediye Meclisinin dava konusu kararının Anayasa, 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Belediyeler Kanunu ve katılımcı
demokrasi anlayışına aykırı olduğu savunulan dilekçede, dava konusu
idari işlemin sebep, konu ve maksat yönünden hukuka uygun düşmediği
gerekçesiyle iptalinin, uygulanmasıyla da telafisi güç zararlar
doğuracağı nedeniyle yürütmesinin durdurulmasının zorunlu olduğu
ileri sürüldü.