ERDOĞAN AK PARTİ GRUP TOPLANTISI’NDA KONUŞTU
Abone olRecep Tayyip Erdoğan, çözüm sürecinde CHP ve MHP’nin tavrını eleştirerek, “Ey CHP, ey MHP bundan neden rahatsızsınız? Sizi rahatsız eden ne?...
Recep Tayyip Erdoğan, çözüm sürecinde CHP ve MHP’nin tavrını
eleştirerek, “Ey CHP, ey MHP bundan neden rahatsızsınız? Sizi
rahatsız eden ne? Gözünüzü neden bu kadar kan bürüdü, bu kant
tutkusu, bu kan sevdası ne? Ölmeyi, öldürmeyi, ölümleri seyretmeyi
çok seviyorsanız sokakları kalleşçe terörize etmeyi bırakın gidin
dağlara yurt dışına çıkacak teröristlerin önünü kesin” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup
toplantısında konuşarak gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde
bulundu. Konuşmasının başlarında yarın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma
Günü’nün kutlanacağını hatırlatan Başbakan Erdoğan, her yıl olduğu
gibi bu yıl da 1 Mayıs öncesinde bazı sendikaların gerilimi
tırmandırma, çatışma ortamı oluşturma gayesinde olduklarını
belirtti.
KESK, DİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve TTB genel başkanlarına dün randevu
verdiğini belirten Erdoğan, toplantıda Taksim Meydanı’ndaki
çalışmaları hatırlatarak orada meydana gelebilecek bir
hareketlenmede bir kişinin bile hayatını kaybetmesine dayanıp,
dayanamayacaklarını sendikacılara sorduğunu anlattı. Taksim’de bir
kişinin bile ölmesi durumunda hükümetin sorumlu tutulacağını,
hükümete yüklenileceğini kaydeden Erdoğan, AK Parti hükümetinin ise
30 yılı aşkın bir sürenin ardından 1 Mayıs’ın kutlanmasının önünü
açtığını kaydetti.
1 Mayıs’ın önünü açan iktidarın AK Parti iktidarı olduğunu
vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz kutlamayın demiyoruz, sizden ricada bulunuyoruz. Biz 21 buçuk
milyon oya sahip bir parti olarak, bu tür törenlerimizi
Kazlıçeşme’de yapıyoruz da siz niye yapmıyorsunuz? Geçin orada
yapın, gayet rahat, müsait bir yer. Alanı daraltmak, büyütmek
istiyorsanız buna uygun bir yer. İstanbul’a sadece bu tür mitingler
için Avrupa ve Anadolu yakasında iki yer inşa ediyoruz. Çünkü
şehrin tehdide açık bu tür yerlerinde bu tür mitingleri yapmayalım,
buralarda yapalım diye. Ama sadece belli bir tehdidi oluşturmak
için bunlar yapılırsa bu yanlış olur.
Dün akşam kendilerine de söyledim. ’30 yıl bu ülkede 1 Mayıs
törenleri yapılamazken, sizin illa da Taksim Meydanı demeniz, bana
şunu hatırlatıyor; AK Parti iktidarına karşı biz bunu yapıyoruz.
Buradan bu anlaşılır. Başka bir şey anlaşılmaz’ dedim. Gelin Taksim
Meydanı’nda anıta, Kazancı Yokuşu’nda çelenginizi koyun, basın
toplantısını yapın. Oradan da gidip Kazlıçeşme’de mitinginizi
yapın. Size miting yapmayın demiyoruz. Ama bunu, bu şekilde bir
gündemle yaparsanız bizi de mutlu edersiniz, hakikatten bu işi
bayram, şölen havasında kutlamış olursunuz. Temenni ederim ki
söylediklerimizden netice almış oluruz, aksi halde yarın, orada
İçişleri Bakanlığımız, bütün ekibiyle, vali, emniyet müdürüyle her
türlü tedbiri alacağız, kesinlikle alana böyle bir girişin
yapılmasına, alanda bu tür kutlamanın yapılmasına izin
vermeyeceğiz.
Anıta, Kazancı Yokuşu’na çelenk koyarlarsa buyursun koysunlar,
basın açıklaması yapacaklarsa yapsınlar, Kazlıçeşme kendilerine
açıktır dedik, orada da mitinglerini yapsınlar. Sendikalardan
inatlaşma değil, samimi şekilde bir anlayış bekliyorum. Bunu
şahsım, milletim, ülkem adına bekliyorum. Türkiye’de huzurun kalıcı
bahar havasına girdiği şu günlerde sendikaların da gerilime,
çatışmaya değil, barışa, huzura, istikrara daha fazla emek
vermesini bekliyoruz. CHP Genel Başkanı da burada bir gerilim
kokusu var deyip, 1 Mayıs konusuna hiç girmesin. Bu ülkede bilip
bilmeden konuşanı da başbakan yapmazlar."
“CHP VE MHP İŞÇİ PARTİSİ’NİN KUCAĞINDA ZIRIL ZIRIL AĞLIYOR”
Çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan,
vatandaşın elini vicdanına koyarak 30 yıl içinde yaşananları
samimiyet içinde muhasebe etmesi gerektiğini belirtti. Akil
İnsanlar Heyeti’nin şehit ailelerini ziyaret ettiğini belirten ve o
ziyaretlerde yaşanan diyalogları hatırlatan Başbakan Erdoğan,
ailelerden gelen temennilerin hemen hepsinin aynı istikamette
olduğunu ve hepsinin terörün bitmesini istediğini anlattı.
Aylardır şehit gelmediğini, hiçbir anne ve babasın evlat acısı
yaşamadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Ey CHP, ey MHP bundan
neden rahatsızsınız? Sizi rahatsız eden ne? Gözünüzü neden bu kadar
kan bürüdü, bu kant tutkusu, bu kan sevdası ne? Ölmeyi, öldürmeyi,
ölümleri seyretmeyi çok seviyorsanız sokakları kalleşçe terörize
etmeyi bırakın gidin dağlara yurt dışına çıkacak teröristlerin
önünü kesin" diye konuştu. Yoksul halk çocuklarının 15, 16 yaşında
kandırılarak dağa çıkartıldığını, bir kayalıkta öldüklerini,
cesetlerine bile ulaşılamadığını, diğer yandan da davul-zurna ile,
dua ile askere uğurlanan gariban halk çocuklarının da ayyıldızlı
bayrağa sarılmış tabut içinde naaşlarının geldiğini söyleyen
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yoksul, gariban halk çocukları öldükçe, şehit oldukça maalesef
birileri burada sürekli ellerini ovuşturdu. Onlar da kına yaktılar.
Maalesef öyle bir tezgah kurmuşlar ki terörü gösteriyorlar, terörle
korkutuyorlar, istedikleri her şeyi yapıyorlar, korkutup siyaseti
dizayn ediyorlar, korkutup milleti dizayn ediyorlar, korkutup
bölgeyi dizayn ediyorlar. Kimse kusura bakmasın biz o tezgahı
bozarız ve bozuyoruz.
İşte şimdi bakın o tezgahın sahipleri telaş içinde birbirlerine
sarılmış halindeler. Millet bunları birbirinden farklı sanıyordu,
millet bunları iki ayrı uçta zannediyordu. CHP, MHP, TKP, emekli
siyasetçiler İşçi Parti’nin kucağında şuanda ne yazık ki,
söylemeyeceğim ama zırıl zırıl ağlıyorlar. Niye, çünkü terör son
söz haklarıydı. Terör tutunacakları son daldı. Onları
kaybediyorlar, dertleri bu."
“İŞÇİ PARTİSİ’NİN GENEL BAŞKANI’NI ÇOK MU ÖZLEDİN SAYIN
BAHÇELİ?”
Başbakan Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde ise MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli’ye yüklendi. Daha önceki gibi Bahçeli’ye İşçi
Partisi üzerinden yüklenen Erdoğan, Bahçeli’nin dün yaptığı
açıklamasını hatırlattı. "Bakın dün MHP Genel Başkanı, ağzındaki
baklayı nihayet çıkardı" diyen Erdoğan, "Dikkat edin, MHP Genel
Başkanı ’bizim İşçi Parti ile ittifakımız yok’ demiyor, bunu
diyemiyor. Dün açıklama yapıyor, ’İşçi Parti’nin Genel Başkanı’nı
Silivri’den çıkarın’ diyor. Niye, İşçi Parti’nin Genel Başkanı’nı
çok mu özledin sayın Bahçeli? Gider bir de onu ziyaret edersin.
Yani İşçi Parti’nin Genel Başkanı çıkınca ne yapacaksın, fotoğraf
mı çektireceksin? Artık photoshop teknikleri çok ilerledi. Bunu da
yaparsın, çok arzu ediyorsun İşçi Parti’nin Bekaa Vadisi’ndeki
fotoğraflarını al, kendi fotoğrafını monte ettir. Olay bu kadar
basit Sayın Bahçeli" şeklinde konuştu.
Bahçeli’ye "İşçi Parti’nin Genel Başkanı’nı savunmak sana mı kaldı"
diye soran Başbakan Erdoğan, "Bu mu senin milliyetçilik anlayışın,
bu mu senin ülkücülük anlayışın? Değerli kardeşlerim, çok açık-net;
biz bu tezgaha gelmeyiz, biz bu tahriklere boyun eğmeyiz. Biz bu
ittifaklar karşısında asla gerim adım atmayız. Bunların maselerini
tek tek düşürecek, bu ülkede huzuru, istikrarı, kardeşliği egemen
kıldığımız kadar inşallah temiz siyaseti de egemen kılacağız" diye
konuştu.
“ ‘PAZARLIK’ İDDİAS I TAMAMEN YALANDIR”
Başbakan Erdoğan, çözüm sürecinde kimin kiminle iş yaptığını, kimin
nerede durduğunu büyük bir dikkat ve ibretle izlediklerini
söyleyerek, "Gözünü kan bürümüş bu kan sevdalılarının siyasette,
medyada hangi odaklara hizmet ettiğini çok ama çok iyi biliyoruz.
Kimlerin ’kan durmasın, terör bitmesin’ diye çırpındığını, kendi
kitlelerini yalanla, iftirayla kışkırttığını ibretle izliyoruz"
dedi. Vatandaşın, pazarlık yapıldığına dair iddialara inanmaması
gerektiğini kaydeden Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"MHP’nin bu anlayışı da 780 bin kilometrekarenin tamamına
seslenecek, 76 milyonun tamamını kucaklayacak bir siyaset
üretebilmesi mümkün değil. Esasen MHP’nin Türkiye’nin 81
vilayetinden 47’sinde milletvekili çıkartamamış olması Türkiye
partisi olamadığının da bir göstergesidir. Türkiye’nin yarısından
fazlasında milletvekili, belediye başkanı, doğru dürüst seçmeni
olmayan bir partinin ülkenin tamamını ilgilen bir konuda söyleyecek
ne sözü olabilir?
Buradan milletime sesleniyorum; bizden duymadığınız hiçbir iddiaya,
hiçbir söze inanmayın. İşte çıkmış şunu söylüyorlar; ’pazarlık
yapılıyor’ diyorlar. Tamamen yalandır, terör örgütü bu süreçte
meşruiyet kazanacakmış, bu da yalandır. Hiçbir kardeşim bu
yalanlara inanmasın, aldanmasın. Defalarca söyledim, bugün tekrar
söylüyorum; kirli bir savaşın kazananı olmaz, şerefli bir barışın
ise kaybedeni olmaz. Kan kanla yıkanmaz, bu süreç zafer
kavramlarıyla, yenilgi kavramlarıyla, galibiyet, mağlubiyet
kavramlarıyla asla tanımlanamaz. Bu sürecin kaybedeni, kan aşıkları
olacaktır. Bu sürecin kaybedeni, korku siyasetinin, çatışma
siyasetinin genel başkanları olacaktır. Bu sürecin kazananı
inşallah millletimiz olacaktır. Türkiye olacaktır, en önemlisi de
anneler, babalar olacaktır."
(İHA)