Erdoğan aday olursa en büyük iki kozu
Abone olAk Parti kulislerinde Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olursa en büyük seçim kozunun ne olacağı konuşuluyor.
Herkes bu soruyu merak ediyor...
Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olduğu takdirde en büyük
seçim kozu ne olacak? Ak Parti kulislerinde iki çılgın
dillendiriliyor: Heybeliada Ruhban Okulu ve Ayasofya'nın eşzamanlı
açılışı...
Radikal si'nden Ömer Çelik, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın çılgın
projesini ve Köşk seçimlerindeki en büyük kozunu yazdı. Çelik'e
göre, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için çılgın projeleri,
'Ruhban Okulu ve Ayasofya'nın eşzamanlı açılışı'...
İşte Ömer Çelik'in yazısından dikkat çeken
başlıklar:
"17 ARALIK ETKİSİ"
Ruhban Okulu'nun açılış formülleri kolay ve hazır.
Ayasofya biraz daha çetrefilli. Yerel seçimlere gidiyoruz ama bütün
hesaplar Cumhurbaşkanlığı seçimine göre yapılıyor. Bugünün
şartlarında 'Gül-Erdoğan' ikilisine dayalı senaryolar ön planda. Ak
Parti’nin yüzde 40 üzeri oy alması durumunda Başbakan Erdoğan’ın
'köşk’e çıkacağı beklentisi yaygın. 17 Aralık etkisi, artan
kutuplaşmanın yüzde 50 oyu zorlaştırdığı, bu yüzden Erdoğan'ın
yerinde kalmayı tercih edeceği son günlerde daha çok konuşulur
oldu. 3 dönem kuralını değiştirmeye dönük baskılar arttı. Başbakan
Erdoğan da artık eskisi gibi bu taleplere tepki vermiyor. Ak Parti
için yüzde 40 bandı hayati önem taşıyor.
"İKİ ÇILGIN PROJE"
Dramatik bir oy kaybı olmadığı takdirde Başbakan Erdoğan’ın 'köşk'
şansının süreceğini düşünenlerin dilinden iki 'çılgın proje'
düşmüyor. Sadece Türkiye’de değil dünya ölçeğinde gürültü koparacak
projeler bunlar. Bir tanesi 'iç' diğeri 'dış' kamuoyunu yakından
ilgilendiriyor. Eşzamanlı yapılması gündemdeymiş. Zira, iki farklı
kamuoyuna seslenen, birine olan tepkiyi öbürüyle kapatabileceği
açılışlar bunlar. Açılışlar için düşünülen zamanlama da 'manidar.'
Mayıs ayı yani cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi. Köşk seçimi öncesi
en büyük 'proje'lerin bunlar olacağının söylenmesi boşuna değil.
Başbakan Erdoğan’a prestij ve oy getireceği düşünülüyor.
RUHBAN OKULU FORMÜLÜ
Sözünü ettiğimiz 'çılgın proje'ler Ayasofya ve Ruhban Okulu’nun
açılışları. Ayasofya’yı ibadete açmanın ve Ruhban Okulu’nda eğitime
başlamanın yankısını tahmin etmek güç değil. İçerden ve dışarıdan
tepki sesleri yükselecektir. O yüzden aynı paket içinde
görülüyor.
Aslında Ruhban Okulu’nu açmak daha kolay. ABD ve AB yıllardır bunu
istiyor. Bir iki bakan yeşil ışık yaksa da devlet hep diretti.
'Mütekabiliyet' dedi, Atina’ya cami, Batı Trakya’daki müftülerin
seçimini önşart olarak sundu. Şimdilerde eski ısrar görülmüyor.
Hükümetin hazırlıkları tamam. Ruhban Okulu’nun orta ve
yüksekokullarını açacak formüller hazır. Orta bölümün açılışı Milli
Eğitim Bakanlığı’nın kararıyla bile mümkün. Teoloji eğitimi
verilecek yüksek okul için ise Ortodoks Vakfı hazır.
AYASOFYA'DA CUMA
NAMAZI
İstanbul’un fethinin sembolü olan Ayasofya’nın ibadete açılma işi
biraz daha çetrefilli. Tam anlamıyla açılış için “Vakit tamam”
diyenlere rastlansa da tepkilerin boyutu
kestirilemiyor.Ayasofya’nın kısmen ibadete açılması denebilecek
şöyle bir ara formül de gündemde: İstanbul’un fethinin yıldönümü
olan 29 Mayıs’tan bir gün sonra yani 30 Mayıs günü Başbakan
Erdoğan’ın bazı İslam ülkesi liderleriyle Ayasofya’da cuma namazı
kılabileceği konuşuluyor. 1934 yılında müzeye çevrilen Ayasofya,
muhafazakâr hatta milliyetçi kesimlerin 70 yıllık rüyası.
Menderes’ten Özal’a, Erbakan’a kadar neredeyse bütün sağ liderlerin
bu konuya kafa yorduğu biliniyor.
Başbakan Erdoğan, bir yıl önce Ayasofya’nın ne zaman açılacağını
soran milletvekillerine, “Sultanahmet çok boş. Sultanahmet dolarsa
Ayasofya’yı da gündeme alabiliriz” demişti. Sadece
milliyetçi-muhafazakâr seçmen değil Başbakan Erdoğan ve Ak Parti
kadrolarının uzun zamandır bunu istediği ve uygun zamanı beklediği
biliniyor.
Ayasofya’nın 'şaibeli' bir şekilde müzeye dönüştürüldüğü iddiası
son dönemde sıkça dile getiriliyor. Fatih Sultan Vakfı üzerine
kayıtlı bulunan Ayasofya, bakanlar kurulu kararnamesi ile müzeye
çevrildi. Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu
ve bazı tarihçiler kararnamenin sayı numarası ve Atatürk’ün
imzasının sahte olduğunu öne sürüyor. MHP Grup Başkanvekili
Halaçoğlu, bu gerekçeleri sıraladıktan sonra Ayasofya’nın ibadete
açılması için Meclis Başkanlığı’na yasa teklifi de vermişti.
Ayasofya’yı ibadete açmak resmi prosedürler açısından kolay olsa da
Batı dünyasından gelebilecek tepkiler düşündürüyor. Türkiye’de
çoğunluğun 'fethin sembolü' gördüğü Ayasofya Batı için de farklı
anlamlar taşıyor. Ayasofya’nın içerisinde Hıristiyanlığa ait
ikonlar, mozaikler bulunuyor. Ayasofya’nın bütününün ibadete
açılması halinde Hıristiyanlığa ait suretlerin ne olacağı tartışma
konusu. Daha önce 'ışık perdeleri'yle örtme işlemi yapılarak namaz
kılınabileceği gibi teknolojik seçenekler gündeme gelmişti.
Heybeliada’da bulunan Ruhban Okulu’nun açılışı yılan hikâyesine
döndü. Son olarak 'Demokratikleşme Paketi’ne gireceği umudu
verilen Ruhban Okulu, her seferinde 'mütekabiliyet' kriterine
takılıyor. Türkiye, Batı Trakya’daki Türklerin kendi müftülerini
seçmesi ve Atina’daki iki caminin onarılıp ibadete açılması
karşılığında Ruhban Okulu’nun açılacağını söylemişti. 1844 yılında
din adamı yetiştirmek için kurulan Rum Ortodoks Ruhban Okulu, 1971
yılındaki karardan sonra kapandı. 'Özel Okullar Kanunu' gereği Türk
üniversitesi veya ilahiyat fakültesine bağlanması istenen Ruhban
Okulu, bunu kabul etmeyince kapanmıştı.