Erdoğan 17 Aralık'a isim koydu
Abone ol17 Aralık sürecine dair açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, yaptığı benzetmeyle cemaate göndermede bulundu.
Yaşananların darbe olduğunu nitelendiren Başbakan Erdoğan, 17
Aralık sürecini "28 Şubat Post Modern ise günümüzdeki Dost
Modern'dir" sözleriyle değerlendirdi.
Adana’da TIR'ı durduran savcı için Erdoğan, "TIR
olayından önce Reyhanlı’daki olaylarda konuya el koymaktan kaçınan
savcıydı." diye konuştu. Başbakan Erdoğan yeniden
yargılama tartışmalarına ilişkin, “İçeride günahsız yatan
cok kişi var” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uzakdoğu ziyaretinin son ayağı olan
Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da kaldığı otelde Uzakdoğu
seyahatine eşlik eden gazete yazarlarına açıklamalarda bulundu.
BANKAYA GİRDİĞİ HALDE ‘KARA PARA’ DİYORLAR
-Ekonomik göstergeler, kırılganlık endişesi gösteriyor
mu?
Endişem yok. Çok daha iyi olacak. Gösterge faizi 10.40’dan 9.79’a
indi. Bunlar iklim koşulları gibidir. Tabanınız, bünyeniz sağlam
olursa, birşey olmaz. Böyle Gezi’yle şununla bununla bizim sağlam
bünyemize birşey olmaz. Ekonomimizle oynayamazlar, oynatmayız.
Dönüşte özellikle finans sektöründeki aktörlere de mesajlarımızı
vereceğiz.
Bence en büyük sıkıntı yargı vesayeti... Türkiye’nin en saygın
firmalarının düştüğü durum ortada. Devletle ilişkilerinden ötürü
değil, yaptıkları alışveriş ve iş için insanları sıkıntıya
sokuyorlar. ‘Kara para aklama’ diyorlar. Neye göre kara para? Bence
para bankaya girip, bankadan çıkıyorsa, ona kara para diyemezsin.
Biz iki kez vergi affını niye çıkarttık? Çünkü, para ya yastık
altındaydı ya da yurtdışında. Onu sisteme çekmek için bu
düzenlemeleri yaptık. Yargı bunu niye yapıyor? Vatana ihanetten
başka dertleri yok. 3’üncü Havaalanı, 3’üncü Köprü istenmiyor,
çünkü, ulaşım sıkıntısını çözeceğiz. Çözmemizi isterler mi?
Yargının takıntılı tavrına hiçbir şekilde güvenemiyoruz.
VÜCUT TOPARLANINCA O VİRÜSÜ TEMİZLER
-Bu süreçte büyük resmin tamamının ortaya çıktığını
düşünüyor musunuz?
Hayır. Ortaya çıkacak daha çok şey var. Bir bedene giren virüs
misali... Virüs biliyorsunuz bir vücuda girer, uzun süre yerleşir
ve orada kendine yer edinir. Ama vücut sonra o virüse karşı
kendisini toparlar, ve bundan sonra da o virüsü yok eder.
-HSYK’nın 66 sayfalık son açıklamasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Tıpkı Danıştay olayı gibi. HSYK kanunun 138. Maddesini çalıştırıp,
Anayasa Mahkemesi’ne güya ön alıyor. Psikolojik baskı girişimidir
bu. Bu defa da HSKY’da yeni düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’ne
gideceğini varsayıp oraya gözdağı vermeye çalışıyorlar.
O SAVCI DÜRÜST DEĞİL YARGI TEMİZLENMELİ
-Savcı Zekeriya Öz’ün sizi hedef alan açıklamaları hakkında
ne düşünüyorsunuz?
O savcı dürüst değil. Kalkıp benim kendisine yüksek yargıdan
birilerini gönderdiğimi söylüyor. Ben böyle birşey yapmam. Buna
gerek olsa ben konuyu Adalet Bakanımla ya da müsteşarıyla
konuşurum. Yurtdışı seyahatlerine ilişkin kayıtların hepsi ortada.
Kurcaladıkça başka şeyler de ortaya çıkabilir. Yargı önce kendi
içinde temizlik yapmalı.
-Peki 2002-2009 arasında Ankara’da sanki hiçbir şey olmamış
gibi bir algı çıkar mı?
Çok uzağa gitmenize gerek yok. AK Parti’nin kapatılması teşebbüsünü
hatırlamak bile yeterli. Anayasa Mahkemesi yeterli sayıya
ulaşamadığı için 20 trilyon ceza aldık. İnsan çıldırır. Vatanı mı
sattık? Karar gerekçesinde öyle bir laiklik tanımı yapmışlar ki,
getirmişler başörtüsüne bağlamışlar.
YENİDEN YARGILAMA HAKSIZLIĞA UĞRAYANA
-HSYK düzenlemesini siyasetin yargıya müdahalesi olarak
yorumlayanlar var?
Referandumda iyi niyet gösterdik. HSKY’yı bağımsız yaptık. Fırsat
bildiler. Yargı kimilerine göre şimdi fiilen yürütme ve yasamanın
üstüne çıktı.
-90’lı yıllara ‘faili meçhul yıllar’ diyoruz. Ya da diğer
darbe dönemlerini ‘zor yıllar’, ‘karanlık yıllar’ gibi isimlerle
anıyoruz. Son süreci siz nasıl adlandırıyorsunuz?
Kimilerinin dediği gibi 28 Şubat post-modern darbeydi, bu da
‘dost-modern’ darbe.
-Yeniden yargılama, ‘darbeciler er geç hesap verir’ imajını
zedeler mi?
Hakkın zayi olmamasına ilişkin, haksızlığa uğramış olanlara yönelik
bir süreç bu.
REYHANLI’DA DURANLAR ADANA’YA KOŞUP GELDİ
-El Kaide’nin Suriye ve Irak’taki faaliyetleri için ne
düşünüyorsunuz?
Anamuhalefet bizi El Kaide ve El Nusra’ya iliştirmeye çalışıyor.
Halbuki El Kaide gibi örgütlere karşı en kararlı mücadeleyi veren
biziz. Adana’daki o savcı, TIR olayından önce Reyhanlı’daki
olaylarda konuya el koymaktan kaçınan savcıydı. TIR olayında ise
kalkıp Adana’dan koşarak geldi.
-Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılması konusunda bir
düşünceniz var mı?
Bir çalışma yapıyoruz. Aslında yargının önce kendi içini
temizlemesi lazım. Bu iş benim başıma geldi. Ziya Gökalp’ten bir
şiir okudum yargı beni içeri aldı. Yüksek yargıdan birisi rüşvete
karıştı ama onu bıraktılar.
Yargı referandumu fırsat bildi
-Ergenekon ve Balyoz dahil olmak üzere yeniden yargılamanın
kapsamı ne olacak?
Yeniden yargılama 17 Aralık komplosu ile ilgili değil. Kuru-yaş
meselesi. Mesela Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ. Ona ‘terör
örgütü lideri’ derseniz felakete yol açarsınız. Niye görevindeyken
yapmadınız bunu? O zaman neredeydiniz sayın savcı? Dokunulmazlığı
yoktu. Emeklilikten sonra mı önünüze geldi? Sivillerden en alt
düzeydeki askere kadar herkesi kapsaması lazım. Biz herhalde burada
katilliği tescilli olanların yeniden yargılanmasından da
bahsetmiyoruz. Olay, Ergenekon ve Balyoz da değil. Bu işin sermaye
ayağı medya ayağı da var. 28 Şubat’ta medya ve sermaye ayaklarına
dokunulmadı. Yeniden yargılamada onlar da gündeme gelecek. 28
Şubat’ta medya hükümet indiriyordu. Şimdi ‘AK Parti’yi nasıl
indiririz’ toplantıları yapıyorlar. Yargı erki son referandumla
yürütmeye müdahale gücü elde etti ve uygulamaya başladı.