Erdoğan: 15 Temmuz gecesi millete zincir vurmayı denediler ve başaramadılar
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümünde yaptığı konuşmada, "15 Temmuz, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ülkemizi işgal girişimiydi" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz milletimizin her bir ferdinin
ezanı, bayrağı, özgürlüğü ve geleceği için yenilmez birer kahramana
dönüşebileceğini ispatlamıştır diyerek, ezanımızı susturmak,
bayrağımızı indirmek, milli iradeyi ayaklar altına almak
isteyenlerin şanlı direnişle hüsrana uğratıldığına vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz hain darbe
girişiminin 4. yıl dönümünde 'Millete Sesleniş' konuşması
yaptı.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Darbe girişimi esnasında kaybettiğimiz kardeşlerimizin hüznünü yaşıyoruz. Başarısızlığa uğrattığımız darbe girişimi sırasında şehit olan 251 insanımıza mevladan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Kahramanca verdikleri mücadelede gazilik ünvanıyla şereflenen kardeşlerime rabbimden sağlık diliyorum. O gece meydanlara, saldırganların yöneldiği her yere akın akın koşan vatandaşlarımıza şükran sunuyorum. Bu mücadeleye katılan insanlarımızın hiçbiri unutulmayacaktır.
15 Temmuz'u anlamak için bin yıllık mücadelemize bakmak
gerekir
Ülkemizin dört bir yanında 15 Temmuz'u
hatırlamak için caddelere mahallere pek çok esere konulan isimlerde
bu anlayışın yansımalarıdır. 15 Temmuz'u anlamak için bu
topraklardaki bin yıllık mücadelemize bakmak gerekir. 15 Temmuzu
anlamak için Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması vesilesiyle
birkez daha hayırla yad ettiğimiz İstanbul'un fethinin manasına
vakıf olmak gerekir.
"Türkiye'nin sahibinin bu aziz milletin olduğu bir kez
daha görülmüştür"
Milletimiz eşsiz irfanıyla darbenin
ilk saatlerinden itibaren tüm bu gerçekleri görmüş, harekete
geçmiştir. Her meşrepten insanıyla Türk milleti ülkesinin sahipsiz
olmadığını göstermiştir. Türkiye'nin sahibinin bu aziz milletin
olduğu bir kez daha görülmüştür. Artık tamamen sönüp gittiği
düşünülen istiklal ateşinin közlerinin altından yeniden
harlanabileceği anlaşılmıştır.
Ezanımızı susturmak, bayerağımızı indirmek, milli iradeyi ayaklar altına almak, geleceğimizi kararmak isteyen hainleri şanlı bir direnişle hüsrana uğrattık.
"Milletimiz kendi insiyatifiyle harekete
geçmiştir"
İşte bunun için 15 Temmuz'u Demokrasi ve
Milli Birlik günü olarak ilan ettik. 15 Temmuz hiçbir şüpheye yer
bırakmayacak şekilde ülkemizi işgal girişimiydi. Bunun için
ülkemizdeki teröristlerin kullanılmış olması alçakça bir ihaneti de
eklemiştir. Tekbirler, salalar, dualar eşliğinde kıyama kalkan
milletimizin, vatanının özgürlüğüne sahip çıkarak hainleri
tepelerken, kendisi üzerinde hesap yapanların heveslerini de
kursaklarında bırakmıştır. Milletimiz o gece hiçbir zorlamaya
maruz kalmadan hiçbir karşılık beklemeden tamamen kendi
insiyatifiyle harekete geçmiştir.
"Ezanımızı susturamayacaklar bayrağımızı indiremeyecekler"
Üzerimize çöken o kara gecede, ülkemizi yükseltmek, güçlendirmek, büyürmek için daha çok çalışmamız, daha çok mücadele etmeyi gördük. Biliyor ki Türkiye, birliğiyle beraberliğiyle güzeldir. Biliyor ki Türkiye, dostluğuyla kardeşliğiyle güzeldir. Kimsenin bunu bozmasına izin vermeyeceğiz. Kim ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ezanımızı susturamayacak bayrağımızı indiremeyeceklerdir. Birinci Dünya savaşı için Osmanlı'nın paylaşım kavgası derler. Dünya düzeninin temellernden sarsıldığı dönemde Türkiye Cumhuriyeti içinde aynı hayallere kapılanları hüsrana uğratacağız. Türkiye'nin özellikle son 7 yılda yaşadığı hadise bu hakikatin farklı reçelerdeki birer örneğidir. Ağaç bahanesinin arkasına sığınanlarda, çukurlarda bölücülük yapanlar da, sınırlarımızı kuşatmaya kalkanlar da bu akıbetten kurtulamamıştır.
"Milletin daha söyleyecek çok sözü
var"
Teslim almak için darbe girişimi dahil her yola
başvurdukları Türkiye'nin silkinip asırlık uykusundan uyanan bir
dev gibi yeniden ayağa kalkışı karşısında şaşkınlığa uğrayanlara
diyoruz ki; daha bitmedi, bu milletin daha söyleyecek çok sözü var.
Bu devletin daha harekete geçirecek çok potansiyeli var. 15
Temmuz'da da darbecilerin silahlarının üzerine "Bugün değilse ne
zaman öleceğiz" diyen nice kahramanlar vardı. Ne mutlu
peygamberin yoldaşı olanlara, ne mutlu rabbimizin müjdelediği o
kubbeli yolda yürüyenlere. Güçlü olmak tıbbı yüce kitabımızda
müjdelendiği gibi asıl hakkın yardımına mashar olmaktır. 15
Temmuz'da milletimiz bu hakikati bizzat yaşamıştır. Tanka yumruk,
savaş uçağına levye fırlatan namluya alnını dayayan bir milletin
önünde kim durabilir.