Ercüment Ovalı'dan Fahrettin Koca'ya yanıt: Muhtemelen bir iletişim kazası oldu
Abone olProf. Dr. Ercüment Ovalı, Fahrettin Koca'nın kendisine yönelik "Sosyal medya üzerinden insanların umudu ile oynanamaz" sözlerine "Ben Bakan Bey'in çok doğru ve çok iyi bir adam olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen bir iletişim kazası olmuş. Ben Bakan Bey'in gerçekten çabaladığını hissediyorum" şeklinde yanıt verdi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüse karşı aşı ve tedavi
çalışmalarıyla gündemde olan Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercüment
Ovalı, Habertürk TV Yayın Koordinatörü Kürşad Oğuz'un
sorularını yanıtladı.
Aşı çalışmaları ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Ercüment Ovalı, kendisi hakkında eleştirel açıklamalar yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yla ilgili de konuştu.
"Muhtemelen bir iletişim kazası olmuş"
17 Mart'ta raporları Sağlık Bakanlığı ile paylaştığını kaydeden
Prof. Dr. Ercüment Ovalı kendisi hakkında eleştirel açıklamalar
yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yla ilgili, "Benim asla kuşkum
yok. Ben Bakan Beyin çok doğru ve çok iyi bir adam olduğunu
düşünüyorum. Muhtemelen bir iletişim kazası olmuş. Ben Bakan Bey'in
gerçekten çabaladığını hissediyorum. Gerçekten uğraşıyor. Kim
istemez ki ülkesinde böyle bir enfeksiyonu en iyisiyle tüm gücüyle
yok etsin. Benim böyle bir kuşkum yok. Sağlık Bakanı'ndan asla
kuşkum yok ama sorun bu anlamda kimseyi suçlamak da istemiyorum ama
ben eminim herkes, birçok bilim adamı, Bakanlık'taki birçok insan
inanın çalışıyorlar. Burada hiç kimsenin sorunu olduğunu
düşünmüyorum. Bazen başarısız da olabiliriz, hatalar da yapabiliriz
ama burada önemli olan performans göstermektir" dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ercüment Ovalı'nın sosyal medyadaki ilaç açıklamaları hakkında "Sosyal medya üzerinden insanların umudu ile oynanamaz. İnsanlığa faydalı çalışma yapan herkes bizim için kıymetlidir. Araştırma ve çalışmaların nasıl yapıldığı da bellidir. 23 Mart'ta bizim çağrımıza cevap verilebilirdi. İlaç ve aşı işi hem milli hem stratejik bir iştir. Sosyal medya üzerinden yapılmaz. Uluslararası firmanın ilacı böyle umutlar tüketilerek ifade edilemez" demişti.
"Kendimi hatalı görmüyorum"
Sosyal medya paylaşımıyla ilgili gelen eleştirilere cevap veren
Prof. Dr. Ovalı, "Ben hiçbir şekilde kendimi hatalı görmüyorum. Çok
etkili olduğunu düşündüğümüz bir tedaviyle karşı karşıyayız.
Yanılabilirim o yüzden diyorum ki test edelim. Eğer doğruysa
hastaların bir kısmının hayatını kurtarabileceksem ne yapabilirim
başka" diye konuştu.
''4 haftadır hiçbir personelim güneşi
görmedi''
"Türkiye'deki en zengin laboratuvarda, en iyi şartlarda, mükemmel
bir şekilde çalışıyoruz. Bir kuş sütümüz eksik" diyen Ovalı,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Türkiye'deki birçok bilim adamının
bizden daha fazla çalıştığın, çok şey yapmak istediğini, belki de
bizden çok da iyi şey yapabilecek belki değil kesin. Yetenekli
bilim adamlarının olduğunu ben biliyorum. Ama şans bizden yana. Biz
bunu yapabilecek bir laboratuvarda ve finansın altındayız.
Dolayısıyla bunun karşılığını da verdik biz. 4 haftadır hiçbir
personelim güneşi görmedi. Batan güneşi 4 haftadır görmemişim.
Arkadaşlarım da görmedi. Ben ve arkadaşlarım günde 4-5-6 saat
uykuyla çalışıyoruz. Bütün çocuklarımla çalışıyoruz. Onlara
'kahramanlarım' diyorum. İnsanların tek bir virüsten kaçtığı bir
yerde iki litre virüsün olduğu yerde herkes çalışamaz. O yüzden
onları kahramanlarım diye çağırıyorum. Aşı geliştirmeyi hiç
düşünmemiştim. Bulut beni aradı ve 'Ben evde durmayacağım' dedi.
Hasta olup ölmeyi beklemek istemiyorum. Biz risk alalım ve
laboratuvara girelim' dedi. O gün aşı kararı verdiğimiz 17
Mart'tır. O gün aşı kararı verdik. O tarihten sonra ben onlara
'kahramanlarım, kahraman çocuklarım' dedim. En genci 22 en yaşlısı
38 yaşında. Hepsi Türkiye'nin çok iyi yerlerinde, yurtdışında
eğitim almış insanlar. Hepsi çok iyi. En önemlisi de biz tweetleri
atarken bir hayalimiz vardı. Bir aşı üretimini adeta ders verir
gibi yayınlayarak konuyla ilgisi olanların virologların,
kimyagerlerin ya da bu alanda çalışan veterinerlerin an an
izleyerek, nerede hata yaptık gibi bir eğitim dizisi yapmaktı.
Tweetlerin başlangıcı buydu. Bir eğitim dizisi yapmaktı. Böylece
dünyada ilk kez tweet bir eğitim fonksiyonu görecekti" dedi.
"Ölümlerin yüzde 90 nedeni akciğerdeki
tahribat"
Dornaz alfa ile ilgili konuşan Ovalı, "Başta ilaç hedefimiz
değildi. Ben ilaç buldum demedim. Sloganımız 6 proje, 4 ürün, 3
makale, 1 ay'dı. Bu ülkede bu hızla yapabilen bir başka ekip ya da
adam varsa o beni eleştirmeli. Mart ayında akciğer yatağında ölen
hücreler ikinci bir tabaka yapıyor. O zarı açarsanız insanlar nefes
alır. İmmüniteye zaman tanırsınız, o da hastalığı yok eder. Burada
ölümlerin çocuğu immüniteye yetişemeden insanlar nefessizlikten
ölüyor. Ölümlerin yüzde 90 nedeni akciğerdeki tahribat. TÜBİTAK'a
da bunu söyledik. Peki biz dornaz alfa'yı nereden bulduk konusuna
gelince; biz dornaz alfayı zaten 5 yıldır laboratuvarımızda jel
eritmek için kullanıyoruz. Bunun projesini yazalım derken pek de
inancım yoktu. Bir gün Dr. Koray Yalçın yanıma geldi, bana
gösterdiği şey çok etkileyiciydi. Bu ilacı kullanan kistik
fibrozisli hastalar Avrupa'da taranmış. Bu hastaların hiçbiri covid
enfeksiyonu nedeniyle ölmemiş. Hastaneye yatma sayısı yüzde 2 bile
değil. Makale tarihi 16 ya da 17 Nisan. O andan itibaren insanlarla
yazıştık. Amerikalı bir blog bulduk.
''Bu dua beni iyi etti''
Kistik fibrozisli bir hasta şunu anlatıyor hatta biz onu makaleye
yazıyoruz. Diyor ki; "Ben kistik fibrozistim gen tedavisi
alıyordum. Covid'e yakalanınca doktorlarım bu dönemde bu ilacın
alınmasının iyi olmadığını söylediler, eski ilacına dön dediler.
Eski ilacıma başladım ama o arada İncil'den bir ayet buldum
sabahtan akşama kadar bunu okudum. Bu dua beni iyi etti. O anda
dornaz alfa karşımızda duruyordu. Ben o ana kadar ilaç
çalışmıyordum. Bu arada Fransızlar da çalışma başlatmışlar.
Laboratuvara döndük ve ARDS'nin laboratuvar modelini taklit eden
bir metot yaptık. Virüslü hücreleri enfekte ettik üzerine
bağışıklık hücrelerini yerleştirdik. Başka hücrelerin jelleşmesini
bekledik. Jelleştikten sonra bunu koyduk ve hücreler birden
dağıldı. Gördüğümüz sonuçlar karşısında çok heyecanlandık. Bir
hastada izin alarak uyguladık ve gördüğümüz cevap çok etkili olunca
bundan sonra yapabileceğiniz başka bir şey yok. Siz bilim
adamısınız. 2 aylık bir öykü ve aslında dedektiflikle bulduğunuz
bir sonuç var. Bu sonuç İtalya'da yazılan kistik fibrozisli
hastaların neden hasta olmadığıyla ilgili bir soru ve ABD'de bir
kadının ilaç değiştirdiğinin farkında olmayıp dua ile iyi olduğunu
düşünen bir metin.
"Bu çalışma yarın sabah başlamalı"
İlaç önümüzde duruyordu. Bu bir heyecandır, onu bulduğunuzda
duramazsınız. Makalesi çıkacak. Bu gerçekten iyi bir çalışma acilen
test edilmeli çünkü iyi sonuçlar olabilir. Olursa da insanlara
çabucak ulaştırılmalı. Yine söylüyorum yanılabilirim. Az sayıdaki
hastanın sonuçları tesadüfi olabilir ama bu çalışma yarın sabah
başlamalı. 3 hastaya hastalığın ilk evresinde verdik. Bu çalışma
dünyada ilk, Yayınlanıyor şimdi. Covid olmuşsunuz ama solunum
sıkıntınız yeni başlıyor. Bunları bakanlığa rapor olarak da
yolluyoruz. Makale olarak da gitti ama yayınlanması aylar alacak.
Böyle bir lüksümüz yok" dedi.
"Bataklıkta çalışıyoruz"
Ovalı, "Beyaz yakalılar bize 'Yüzünüzde çamur var' diyor ama biz
bataklıkta çalışıyoruz. Biz tabii ki çamur içinde olacağız. Günde
3-4 saat uyku uyuyorum. Bir şey okumaya bir şey yazmaya
çalışıyorum. Günde iki öğün ya yiyorum ya yemiyorum arkadaşlarım da
öyle. Ama şunu fark etsinler; biz onların bulunduğu pozisyonda
değiliz. Biz laboratuvar içindeki bir bataklığın içindeyiz.
Mecburdum. Bir makale Lancet'e gitti ne zaman yayınlanır
bilmiyorum. İkinci bir makale de hazırlandı o da bugün yarın
gidecek" dedi.
"Kan grubu uyuşma şartı yok"
Laboratuvar ortamında koronavirüse karşı plazma ürettiklerini
söyleyen Prof. Dr. Ovalı, "Bu tip salgınlarda en güvenli şey
bağışık insan plazmalarının tedavi içinde kullanımı. Kızılay'da
başladı. Biz çok daha farklı bir ürün üretiyoruz. Mevcut plazma
insandan alınıyor ve diğer insana veriliyor. Bağışık bir insandan
alıyorsunuz, bunun içinde antikor ne kadar? o antikor gerçekten
virüsü öldürebilecek mi? Bu bağışçı yaklaşık 1 aydır hastanede
yatıyor. Bir sürü kan ürünü aldı. Bu kişi normalde kan bankası
donörü bile olamaz. Başka insanlara başka hastalık geçirebilir mi?
Yine bir insandan bir insana antikor geçirebilmek için yüksek
volümler vermek gerekiyor. İnsanlar zaten nefes alamıyor, o kadar
yüksek volümü vücutları kabul edemiyor. Her kan grubu aynı kan
grubundan olmak zorunda. Donör bulsanız da kan grubu uymuyor. Bizim
yaptığımız ürün 8 kişinin antikorunun karıştırılmasıyla
oluşturuluyor ve içindeki özel ayıklama sistemi nedeniyle hiçbir
şekilde kan grubu uyumu şartı yok. Bizim hazırladığımız ürün her
insana verilebilir. İçindeki antikor ayarlanmış miktardadır ve
bunun ne kadar virüs öldürdüğü de yazılıdır. Daha da önemlisi bu
plazma özel bir ışınlama sisteminden geçirilerek içindeki olası tüm
mikroplardan arındırılır. Bizim bu ülkeye hediye ettiğimiz en
önemli ürünlerden bir tanesidir. Bu ürün şimdi piyasada. Eğer onay
gelseydi normal plazmayı ve bizim plazmayı karşılaştıracaktık ama
gelmedi. Bizim sonuçlarımız iyi demek doğru olmaz çünkü tek tek
analiz etmedik. Hala beklenti içindeyiz izin gelirse üç kollu bir
araştırma yapacağız. Plazma kullanmayanlar, normal plazma
kullananlar ve bizim plazmamızı kullananlar. Bu üçlü çalışma hem
plazmanın işe yarayıp yaramadığını hem de bizim plazmanın iddia
ettiğimiz gibi daha güvenli daha etkili daha sağlıklı olduğunu
göstermeye çalışacağız. İzin gelirse mukayese edeceğiz. Bildiğim
kadarıyla dünyada bu mantıkla geliştirilmiş en iyi plazma. Bütün
literatürü taradık böyle bir kombine işlemi kullanan bir çalışma,
yayın yok. İzni gerçekten istiyorum. Bizi görsünler, tanısınlar.
Dünyanın en iyi plazmasını ürettik" dedi.
''Covid-19'a karşı hayat kurtarıcı
olabilir''
Prof. Dr. Ercüment Ovalı, "Türkiye'nin virüs spesifik T lenfositi
hazır. Patenti de alındı. Bağışık bir insanın T lenfositi alınıyor.
Bu virüsle savaşmayı bilen lenfositler normal hacmin binlerce katı
çoğaltılabiliyor. Kanser gibi bağışıklığı baskılanan hastalarda bu
tedavi Covid-19'a karşı hayat kurtarıcı olabilir. Kullanıma hazır.
Bu bir ayda piyasaya sürdüğümüz üçüncü ürün" diye konuştu.
"40 yıl sonra bir ilk"
Prof. Dr. Ovalı, "40 yıl sonra ilk defa bir aşıyı ürettik ve test
aşamasına getirdik. Ürettiğimiz aşı diğer aşı gelene kadar geçişi
sağlayacak. Tüm bu anlattıklarım bir ayda oldu" açıklamasında
bulundu.
Ovalı, "25 Nisan'da hayvan çalışmalarına başlıyoruz. Sonra insan çalışmalarına başlayacağız. İki tür aşı üretildi. Her şey yolunda giderse Ağustos'ta insanlara dokunacak" diyerek, Türkiye'de bir hastadan elde edilen virüsün görüntüsünü paylaştı.
"Sıra hayvan deneylerinde"
Prof. Dr. Ovalı, Twitter'ında yaptığı açıklamada, "Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir! 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramımız Kutlu Olsun! Covid-19 a karşı 2 farklı aşı üretiminin
laboratuvar kısmını tamamladık. Sıra hayvan deneylerinde.
Son 1 aydır gece gündüz çalışarak 6 proje 4 ürün ve 3 makale çıkaran kahramanlarıma teşekkür ediyorum. Canım ülkem artık Covid-19 a karşı aşı geliştirebilen az sayıdaki ülkeler arasında" dedi.
Prof. Dr. Ovalı, "Çalışmalarımıza ait detaylı rapor Bakanlığımıza sunulmuştur" açıklamasında bulundu.