Enver Paşa’dan Reis Erdoğan’a!

Enver Paşa’nın “Kızıl hilal damgalı” Osmanlı arşivindeki gizli belgesi Erdoğan'ın bugükü duruşu ile çok şey anlatıyor..

Osman DİYADİN o.diyadin@hotmail.com

Tarih, devletlerin geleceği için de bir derstir...

Son 50 yıldır bağımlı hale gelen, sürekli emir alan, her denileni yapmak zorunda kalan, beş cente muhtaç edildiği dönemleri yaşayan devlet yönetiminden; bugün 180 derece dönüş yapan bir Türkiye gerçeği olduğunu inkar etmek kolay mı?

Bu durum bir takım çevreler tarafından ‘Herkesi düşman ettik’ şeklinde rahatsızlık yaratsa da, bu kişilerin milli irade sancısı çektikleri aşikardır..

Bugün Türkiye dik duruyor..

Karşısında hangi devlet olursa olsun bir duruş sergiliyor...

Çevresindeki gelişmelere karşı kendi oyununu da kuruyor...

“Sen yanı başındaki Ortadoğu için kayıtsız kalırsan, Ortadoğu  ateşi seni de içine alır” bilinci ile hareket ediliyor.

Bugün Ortadoğu haritasını yeniden çizmekle meşgul olan tarihsel aktörler ABD ve İngiltere’nin en büyük hayalinin, buna Türkiye’yi de katmak olduğunu bilmemek saflık olur.

O nedenle Türkiye, çevresinde yaşanan gelişmelere kayıtsız kalamaz..

Yani Osmanlı’dan kalan  tarihsel bir sorumluluk var..

Çünkü ABD ve İngiliz’in hesabı bitmez.

                                                     ***

Bakın önemli bir belgeyi sizlerle paylaşmak istedim..
O belge “Enver Paşa’nın gizli Amerikan belgesi.”
Kimdir Enver Paşa önce o soruya cevap verelim.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında etkin olan asker ve siyaset adamı.                               
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurucu ve önderleri arasında bulunmuş, 1913’te Bâb-ı Âli Baskını adı verilen askeri darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlamış, 1914'te Almanya ile askeri ittifaka ön ayak olarak Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesine öncülük etmiş, savaş yıllarında “Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili” sıfatıyla askeri politikayı yönetmiştir.

Enver Paşa, Genelkurmay eski başkanlarından Kazım Orbay'ın da kayınbiraderiydi
Gelelim Enver Paşa’nın gizli Amerikan belgesine..

                                            ***

Enver Paşa, 3. Gazze Savaşı’nda İngiltere ile savaştıkları dönemde Amerika’nın İngiltere’ye destek verdiğini ve Filistin’de Yahudi bir devletin planlandığına dikkat çekiyor. 
Asıl savaşın Osmanlı Devleti ile ABD arasında yaşandığını söyleyen Enver Paşa’nın “Kızıl hilal damgalı” Osmanlı arşivindeki gizli belgesi çok şey anlatıyor.. 
Tarihçi Cezmi Yurtsever, Amerika’nın desteği ile İngiltere ve Osmanlı orduları arasında gerçekleşen 3. Gazze Savaşı’nın sona erdiği 8 Ekim 1917 tarihinde “Amerika ile savaşıyoruz” mesajının verildiği gizli istihbarat raporunu Dışişleri Bakanlığı’na bildirdiğini söylüyor..
Osmanlı arşivinde Başkumandanlık şube-2/47420, numara 8280’de kayıtlı olan ve üzerinde çok gizli olduğu ibaresi bulunan mektupta şu ifadeler yer alıyor:

 “Dışişleri Bakanlığı’na.

Filistin’de Yahudi Hükümeti kurulmasına dair.

Devletli Efendim Hazretleri.

Amerika Birleşik Devletleri Reisi Wilson’un 17.9.1917 tarihli İsviçre gazetelerine gönderilen telgrafların içinde yazılı olanlara bakılırsa işbaşındaki Rusya Hükümeti’ne hususi bir mektup yazıp Filistin’de bir Yahudi hükümeti tesisi kararlaştırılmış olup, amaçların gerçekleşmesi için çalışılacağı Rusya’nın dahi yardımda bulunması istendiği Bern Ateşe militerliğinden bildirilmiştir.

Bu konuda bilgi sahibi olunması.

8 Kasım 1917.

Osmanlı Ordular Başkumandan Vekili Enver.” 

                                                 ***
Enver Paşa’nın kızıl hilal damgalı gizli mektubunda yazılanları doğrulayan ve Osmanlı ile ABD’nin Filistin’de İsrail Devleti ile savaş halinde olduğunu açıklayan ayrıntılı rapor ise Viyana Büyükelçisi Hüseyin Hilmi Paşa tarafından 14 Kasım 1917 tarihinde “Mahremdir (Gizlidir)” başlığı altında Osmanlı Dışişleri Bakanlığı’na bildiriliyor..

Raporda Enver Paşa’nın görüşlerini doğrulayan şu görüşlere yer veriliyor.. “Filistin’in bağımsız bir hükümet şekline dönüştürülerek idaresinin Musevilere verilmesi, Amerika Reisicumhuru tarafından Siyonistlere söz verilmiştir. İngiltere Hükümeti’nin bu sözlere katıldığı Viyana’da gizlice toplanan Siyonist komitesinin Amerika ve İngiltere Siyonistlerinden gelen raporlardan öğrenildi. 

İngiltere Dışişleri Bakanı Balfur tarafından (Siyonizm Destekçisi) Lord Rotschild’e gönderilip hemen her memleketin basınına verilen 7 Kasım 1917 tarihli mektubun içinde yazılı olanlar adı geçen topraklarda (Filistin’de) bir İsrail Hükümetinin kurulması İngiltere’nin kesin kararıdır.

 17 Kasım 1917..

Viyana Büyükelçisi Hüseyin Hilmi” 


Bu gizli belgede Enver Paşa’nın savaştıkları kişilere desteğin ABD’den geldiği anlatılıyor.
“Osmanlı’ya bağlı Filistin topraklarında Amerika’nın lojistik destekleri ile gerçekleşen 3. Gazze Savaşı sonrasında İngiliz ordusu 9 Aralık 1917 tarihinde Kudüs’e girdi. Bu savaşta Osmanlı ordusu 25 bin civarında asker kaybetti. Sayıları 50 bine ulaşan Osmanlı askerlerinin Filistin’in muhtelif yerlerindeki toplu mezarlarının fotoğraflarını çekme ve arşivleme görevini Kudüs’teki Amerikan kolonisi gerçekleştirdi. Çekilen fotoğraflar ABD’nin Kongre Kütüphanesi Filistin tarihi fotoğraflar bölümünde dosyalandı” deniliyor..

                                                  ***

İşte Enver Paşa’nın gizli Amerikan belgesi; bugün Ortadoğu’da, Filistin’de, Gazze’de ve Suriye’de yaşanan gelişmelere baktığımızda çok şey anlatmıyor mu?

Ortadoğu’daki aktörler,  tarihte olduğu gibi bugün yine ABD ve İngiliz..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere kayıtsız kalmayan duruşunun Enver Paşa’dan kalan belgeler  ışığında  çok şey anlatıyor..

İsrail, Rusya ile yeniden ve yerinde uzlaşma hamlesi, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerle Türkiye’yi devre dışı bırakmak isteyenlere karşı etkili bir hamle olsa gerek.

O nedenle Demirel’in o ünlü ‘Dün dündür bugün bugündür’ sözü hiçbir zaman uluslararası ilişkilerde rafa kalkmaz..

Değişen dünya düzeninde düne takılmadan günün şartlarına göre oyun kurmak zorunluluktur..

İşte  Türkiye  Reis-i Cumhur Erdoğan  ile  bunu yapıyor..

Yaparken de emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki  100 yıllık  hesabının nereye vardırılmak istendiğini iyi biliyor...

O nedenle ‘Güçlü Devlet.. Güçlü Millet.. Güçlü Ordu..’

Kaçınılmaz bir gerçek..