Nevşehir’in Kozaklı ilçesinde bulunan dışarıdan virane bir görünüme sahip olan köy konağı içerisine girildiği zaman adeta tarihe ışık tutuyor. Erken Cumhuriyet döneminin en nadide ahşap sanatının ortaya konulduğu köy konağı içerisinde aynı zamanda hem ahşap işlemeleri bakımından hem de oturma düzeni bakımından bir hiyerarşi toplumun yaşadığı izlerini anlatıyor.100 yılı aşkındır bulunan köy konağında yapılacak olan tadilat sonrasında tarihin yeniden canlandırılması hedefleniyor. Köy konağının sahibi olan Cumhur Ünal dışarıdan pek bir mimari yapısının olmadığını ancak içerisinde özellikle ahşap işlemelerinin dikkat çektiğini söyledi.Ünal, “Yıllar önceki bir ev ama geçmişini ben bilmiyorum. Kozaklı’nın bir mahallesinde geçmişte tarihi anlatan, tarihi yapısıyla dışında pek bir mimari yapısı yok ama içerisinde ki ağaçların işlemesi, oyulması ve yapının biraz daha düzenli kullanılmadığından şuan görünümü pek düzenli değil. Şuan nasıl bir onarım ve tadilat ile nasıl bir şey yaparız da geçmişi yaşatabiliriz onun çalışmalarını yapıyoruz. İnşallah burada yeniden tarihi canlandırırız” dedi. Tarihi konak Türk kültürünün geçmişten bize kalan bir mirası. Gerek işlemeleri, gerek motifleri gerek ahşap ve taş kullanımında bir paylaşım olduğu görülüyor. Bina harabe kalmasına rağmen halen nefes aldığını hissettiriyor. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı ise yaptığı açıklamada kendisinin sanat tarihçisi olmadığını ancak buranın bu konağın çok kıymetli bir hazine olduğunu söyleyebilirim dedi. Bağlı ayrıca özellikle ahşap işçiliği konusunda inanılmaz ince detayların ve kültürümüzü yansıtan Nevşehir’inde diğer taş mimarisinde görünen figürlerin çok incelikli bir şekilde yapılmış olması dikkatlerden kaçmıyor. Bina Anadolu’daki köy odası formunun çok tipik bir örneği dedi. Hem içerideki ahşap işlemeleri bakımından hem oturma düzeni bakımından bir hiyerarşi toplumda var. Burada da aslında oturma düzenindeki hiyerarşi burada bir nevi inşa edilmiş. Bu bakımdan da çok dikkat çekici bir yapı. Binanın kültürümüze kazandırılması bekleniyor.Olaya sadece mimari sanat tarihi olarak da bakılmaması arzu ediliyor.