Emine Erdoğan'dan dünyaya Gazze mesajı! "Vahşeti durdurmak için neyi bekliyorsunuz?"
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul'da 'Filistin İçin Tek Yürek Zirvesi'nde konuştu. Emine Erdoğan, "Buradan İsrail devletine ve BM'nin daimi 5 üyesine sesleniyorum: Bu vahşeti durdurmak için hangi ölüm eşiğini bekliyorsunuz? 40 gündür devam eden bu utanç döneminden sonra hangi hakla dünyada barışı ve adaleti savunacaksınız?" ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Filistin'deki haksız işgal sona ermeli, gasp edilen topraklar sahibi Filistinlilere geri verilmelidir" dedi.
İsrail'in Gazze'ye yönelik 7 Ekim'de başladığı ve binlerce
insanın hayatını kaybettiği saldırıları sürerken, dünyanın bir çok
noktasında İsrail'e tepkiler yükselmeye başladı. Lider eşleri de
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan öncülüğünde
İstanbul'da bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma
Ofisi'nde düzenlenen zirveye 14 ülkeden lider eşleri ve özel
temsilciler katıldı.
"Filistin İçin Tek Yürek" temalı zirvede konuşan Emine Erdoğan, "Kardeşlerini 'korkmayın birazdan öleceğiz' sözleriyle teselli eden tabuttan daha güvenli bir yer bilmeyen çocuklar için çok geç bugün. Bugün bütün öğrencileri şehit olduğu halde öğrenim yılının resmen sona erdiğini açıklayan Gazze Eğitim Bakanlığını konuşmak için de geç. 'Büyüyünce ne olacaksın' sorusuna 'biz Filistinli çocuklar büyüyemeyiz ki' diyen ve büyüyemeyen yavrular için de geç kaldık. Oyunları bombalardan kaçmak, sedyeyle yaralı taşımak, enkaz kazmak ve şehitlik olan çocukları anmak için toplanmadık bugün. Bugün buradayız, çünkü biz amasız ve niyesiz bir ateşkes talep ediyoruz. Tarihte yaşatılan korkunç mağduriyet üzerinden kendine uluslararası bir meşruiyet alanı açmış bir devlettir. Ona karşı duyulan suçluluk psikolojisi içinde on yıllardır göz göre göre şımartan uluslararası sistemin nasıl bir canavara dönüştüğüne şahit oluyoruz son 40 gündür. Her şey aklıma gelirdi de bir gün savaşlarda kimliği belirlenemeyen askerler için kullanılan 'meçhul asker' kavramını çocuklar için kullanacağımızı düşünmezdim. El-Şifa Hastanesi'nde çalışan doktorun, 'En zor şeyin, ölmüş küçük bir bebeğin vücuduna meçhul bebek yazmak' olduğunu söylemesi, Gazzeli çocukların içinde bulunduğu dehşeti özetliyor" dedi.
"İsrail devletinin işledikleri tüm savaş suçları sebebiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmalarını talep ediyorum"
Gazze'nin bugün artık, meçhul çocuklar şehri olduğunu bir anne,
bir kadın, bir insan olarak böyle kirli bir mirası hesabı
görülmeden sonraki nesillere devretmeyi reddettiğini belirten
Erdoğan, İsrail devletinin ilgili bütün mensuplarının, işledikleri
tüm savaş suçları sebebiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde
yargılanmalarını talep ettiğini söyledi.
Filistin'de bugün yaşanan post-modern holokostun, bir kendini
savunma hakkının tezahürü olduğunu iddia edenlerin de aynı şekilde
sorumlu tutulması gerektiğine inandığını söyleyen Erdoğan, "Artık
kimse bu komik retoriklerle dünyanın vicdanlı insanlarını aptal
yerine koymasın. Neredeyse bir asırdır Filistin halkına reva
görülen ırkçı uygulamaları sistematik hırsızlığı ve işgal
planlarını artık bütün dünya apaçık bir şekilde gördü. Doğu’daki ve
Batı’daki tüm devletler değilse de bütün halklar artık Filistin’in
haklı davasının müdafi. Sözde hümanist değerlerin taşıyıcısı
olduğunu iddia eden tırnak içinde 'medeni dünyanın' 40 gündür içine
düştüğü acziyetten, izlediği iki yüzlü siyasetten, kendi halkları
gibi biz de büyük bir utanç duyuyoruz. Kimse ilk taşı atamıyor,
çünkü çoğunun bu suçta tarihi bir payı var. Bugün yaşanan etnik
temizliği, yaratıcının buyruğu olarak savunanlara sesleniyorum.
Allah, hiçbir çocuğun öldürülmesine izin vermez. Yaratıcıya böyle
korkunç bir iftirayı, ne cüretle atarsınız? Bir Müslüman olarak
bunu şiddetle reddediyorum. Çünkü bizim inandığımız Allah,
rahmandır, rahimdir. İlahi azabı hak etmiş şehirlerde bile en
azından 10 masum bulunur diyen, o masum canlar için azabın
gelmemesini dileyen, kendisini o canlar için feda etmeye hazır, tüm
insanlığı manevi çocukları kabul eden, ortak atamız Hazreti İbrahim
Aleyhisselamın karşısına hangi yüzle çıkacaksınız? Merak ediyorum,
4 binden fazla çocuğu, kendi sapkın ideolojiniz uğruna
katlettiğinizi, Hazreti İbrahim'e nasıl açıklayacaksınız?. Bugün
buradayız çünkü biz Hazreti İbrahim ve diğer peygamberler başta
olmak üzere bütün iyilik önderlerinin, kendilerini adadıkları barış
ve selamet yolunu izliyoruz. Aliya İzzetbegoviç'in işaret ettiği
gibi şiddet sarmalını oluşturan bir intikamın değil, herkes için
adil ve sürdürülebilir bir barışın peşinden gidiyoruz" ifadelerini
kullandı.
"Hiçbir ideoloji, hiçbir siyasi menfaat, hiçbir ekonomik kazanç, masum bir insanın canından daha değerli değildir"
Hiçbir ideolojinin, hiçbir siyasi menfaatin, hiçbir ekonomik
kazancın, masum bir insanın canından daha değerli olmadığının
altını çizen Erdoğan, "Siyonist çarkın, gerçeklikten kopuk,
adaletten uzak planlarını işletmek için çocukları, adeta harcanacak
bir yakıt gibi gören bu narsisizmine, insanlığın yenik
düşürülmesini reddediyorum. Yaptıklarınızla dünyada iyiye, güzele,
doğruya dair ne varsa hepsini incitiyorsunuz. Öldürdüğünüz
kardeşlerinizin kanı, topraktan sesleniyor, duyuyor musunuz? Hiçbir
ilahi ahit, hiçbir meşru siyasi ideoloji zulmü kapsamaz. Yeryüzünde
katliam, işgal ve hırsızlık yapanları, inançların yaşanmasını
engelleyenleri nasıl bir son beklediğini tarih sayısız örnekle
gösteriyor. Tarihin vicdanı, hiçbir dönemde zalimin yanında
olmamıştır. Bugün bu zulmü gerçekleştirenler bilsinler ki onların
isimleri, kıskançlığı ve hırsı yüzünden kardeşinin canına kıyan
Kabil'in, çocukları katleden Nemrud'un, yüzlerce yeni doğanı
öldüren Firavun'un yanında anılacak. Yakın geçmişte Yahudileri yok
etmek isteyen zalimlik ile aynı yerde anılacaksınız. İkinci Dünya
Savaşı'nda, 13 yaşında Yahudi bir kız çocuğu olan Anne Frank'in
yaşadığı zulmü günlüklerine aktarırken kullandığı ifadelerin
neredeyse aynılarını bugün Gazze'de evi yıkılan ve güneye kaçmak
zorunda kalan Bisan Owda'nın videolarında izliyoruz. İsrailli bir
bakan, Gazze'ye atom bombası atmayı seçeneklerden birisi olarak
değerlendirirken sesini dahi çıkarmayanlar, Hiroşima'nın kızı
Sadako ile Filistin'in çocukları arasında ne fark görüyorlar, merak
ediyorum. Dün 'Çocukları küçük kurşunla öldürürler, değil mi anne?'
diye soran Bosnalı çocuğu kurtaramamanın ağırlığını taşıyan küresel
vicdan, bugün Gazzeli çocukların üstüne yağan füzeleri durdurmak
için daha neyi bekliyor? Yerin üstü bir cehenneme, yerin altı bir
çocuk nekropolüne çevrilmişken, orada vaat edilen herhangi bir
geleceğin neşet etmesi mümkün değildir. Böylesi bir yıkımın üstüne
bina edilmiş bir düzende kim kendini gerçekten güvende
hissedebilir?" dedi.
Emine Erdoğan İsrail'e ve Birleşmiş Milletler'in daimi 5 üyesine
seslendi
İsrail'e ve Birleşmiş Milletler'in daimi 5 üyesine seslenen Emine
Erdoğan, "Buradan, İsrail devletine ve dünyada barış ve düzeni
tesis etmekle mükellef Birleşmiş Milletler'in daimi 5 üyesine
sormak istiyorum, bu vahşeti durdurmak için hangi kritik ölüm
eşiğini bekliyorsunuz? Vicdanları sağır eden sessizlikteki
uluslararası topluma sormak istiyorum. 40 gündür devam eden bu
utanç döneminden sonra hangi hakla dünyada barışı ve adaleti,
insanlığın evrensel değerlerini savunacaksınız? Charlie Hebdo'da,
ölenlerin hukukunu korumak için sıraya giren, o fotoğraf karesinde
büyük bir şevkle boy gösteren dünya liderlerinin, Gazzeli masumlar
karşısında büründüğü sessizlikten hangi anlamı çıkarmamız
gerekiyor? İnsan Hakları Beyannamesi'nde ve uluslararası birçok
sözleşmede, hakları koruma altına alınmış 'insan' tanımı, sadece
Batı'nın belirlediği sınırlar içindekileri mi kapsıyor?. Bir canı
diğerinden ayıran, kendisinden olmayan herkesi ve her şeyi
değersizleştiren bu karanlığa asla teslim olmayacağız. Dili, dini,
ırkı, rengi ne olursa olsun insanı merhametle kucaklayan, özü
itibarıyla değerli gören bir küresel anlayışı savunacağız. Masumu,
mülteciyi, kadını ve çocuğu, velhasıl insanı geldiği yere göre
değerlendiren ayrımcı zihniyetin ilelebet karşısında duracağız.
Çünkü kardeşlerim bugün tanık olduğumuz şey bir savaş değil, sadece
en güçlü ve zalim olanın hayatta kaldığı, öteki hayatların kolayca
harcanabildiği bir dünya düzenini kabul ettirme çabası. Bu ezelden
gelip ebede sürecek olan iyinin, güzelin, hakikatin batıl ile
kavgası. İşte bu sebeple bütün devlet başkanı eşlerini, Gazze'de
öldürülenlerin, kitlesel bir kıyım sürerken sesleri bastırılmak ve
susturulmak istenenlerin sesi olmaya davet ediyorum. Gazzeli ve
uluslararası basın mensupları, sağlıkçılar, insani yardım
çalışanları; onları korumakla mükellef uluslararası toplum
başarısız olurken, canları pahasına insanlık için adeta bir
nöbetteyken, biz de ateşkes ilan edilene dek onlar için
bulunduğumuz her yerde elimizdeki tüm imkan ve araçlarla nöbet
tutalım. Yeni kamusal alan haline gelen sosyal medyada hep birlikte
nöbet halinde derhal ateşkes, barış ve insani yardım çağrımızı
sürdürelim. Her birimizin ayrı ayrı güçlü, bir araya gelince ise
çok daha güçlü bir sesimiz var. Sözlerimizi, onlar için ve dünya
için hemen şimdi ateşkes için birleştirelim. Gelin bu buluşmayı,
sözden eyleme taşıyarak Filistin'de barış için bir inisiyatif
haline getirelim. Çünkü ateşkes, öncelikli hedefimiz olsa da nihai
hedef değil. Bütün dünyayı, aynı sesle Filistin'de ve İsrail'de
kalıcı barışın sağlanması için çabalarımızı birleştirmeye
çağıralım. Filistinli çocuklara ve gençlere, ölmek ya da öldürülmek
dışında insan onuruna yakışır bir gelecek borçluyuz. İşte bu yüzden
başkenti Doğu Kudüs olan, toprak bütünlüğü korunmuş, tam bağımsız
bir Filistin devletini kapsayan iki devletli çözümün vaat ettiği
gecikmiş barışı tesis etmenin artık tam vakti. Bölgenin ve hatta
dünyanın barış ve huzuru için Filistin'deki haksız işgal sona
ermeli ve İsrail gasp ettiği toprakları sahibine, Filistinlilere
geri vermelidir. Gazze, çocuklarına aydınlık bir gelecek
sunabilecek şekilde, yıkıntıları arasından yeniden inşa
edilmelidir" dedi.
"İsrail'in yıktığı okulları, parkları, hastaneleri yeniden inşa etmek üzere şimdiden bir fon kurulmalıdır"
Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlar bünyesinde, İsrail'in yıktığı okulları, parkları, hastaneleri yeniden inşa etmek üzere şimdiden bir fon kurulması gerektiğini ifade eden Emine Erdoğan, "Lütfen unutmayın, bugün Filistin'i yıkıntılar, kan, gözyaşı ve dumanlar arasında görüyor olabiliriz ama bu karanlık resmin ötesinde, bizim bir Filistin hayalimiz var." diyen Erdoğan, "Gazze'nin sahillerinde dini, etnik kökeni fark etmeksizin Filistinli çocukların el ele, kardeşçe koşturduğu bir hayal. Limon ağaçlarının çiçek açtığı, güneşin zeytin dallarındaki meyvelere vurduğu, babaların korkusuzca evlatlarıyla buluştuğu, annelerin çocuklarını öpüp mezara değil, yatağına koyduğu bir Filistin. Bu Filistin hayali bizim ellerimizde, vereceğimiz sözlerimizde, bugünkü eylemlerimizde. Etrafımızı saran karanlıkta, vicdanlarınızla insanlığa ışık olmaya niyetli sizler, iyi ki varsınız" diye konuştu.