Emine Erdoğan olmasaydı, Recep Tayyip Erdoğan olmazdı
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Yapmamız gerekenin doğru olduğu inancına vararak 5 aydır kan akmıyor. İnşallah silahlar tamamen bırakılır...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Yapmamız gerekenin doğru
olduğu inancına vararak 5 aydır kan akmıyor. İnşallah silahlar
tamamen bırakılırsa onun yerine fikirler ve siyaset
konuşulacağından kuşkumuz yoktur. Geçmişteki tüm iktidarlar korktu.
Ama biz bu işe elimizi değil gövdemizi koyduk, yeter ki bu işte
başarılı olalım, annelerin gözyaşı dinsin” dedi.
Bir dizi açılış ve etkinliğe katılmak üzere Siirt’e gelen Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, partisinin Halk Eğitim Merkezi’nde
düzenlenen İl Danışma Kurulu Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan
Arınç, büyük insanların büyük eserler meydana getirdiğini ifade
ederek, “Siirt tarihinde büyük işler başarmış, büyük alimler
yetiştirmiştir. Elbette Sayın Başbakanımızı Türkiye’ye armağan eden
en büyük destek Siirt’ten geldi. Yüzde 85 gibi yüklü bir destek
verdiniz ve hamdolsun üç dönemdir partisinin başında ülkeyi
yönetmeye devam ediyor. Siirt’te bir seçim olacak, daha sonra iptal
edilecek ve ‘yiğit düştüğü yerden kalkar’ diyerek bir başbakanı
buradan seçecekti. Siirtlileri kutluyorum, alınlarından öpüyorum.
Biz bu güne kadar yaptığımız her işin hesabını şerefimizle
veriyoruz. Önce yüzde 35, sonra yüzde 47, bu kez de yüzde 50’yi
bulduk. Geçmişte hiçbir parti böyle bir başarı sağlayamadı”
dedi.
Bugün yüzde 50 ile kendilerine oy verildiğini söyleyen Arınç,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“7’den 70’e bu millete hizmet etmek bizim boynumuzun borcudur, biz
milletin hizmetkarıyız diyeceğiz. Çünkü biz bu yoldan geldik. İki
kişiden bir olmak kolay değil, bir karikatürist gazetede benimde
hoşuma giden bir karikatürde, Başbakan Erdoğan heybetli bir şekilde
duruyor, karşısında da iki kişi var. Erdoğan soruyor ‘Söyleyin
bakalım hanginizden biri bana oy verdi?’. Şimdi karşıda iki kişi
var ya, biri Afif bey ile Osman bey değil. Biri Kılıçdaroğlu,
diğeri de Bahçeli’dir.”
Arınç, günün birinde televizyon programında Kılıçdaroğlu’na birinin
soru sorduğunu belirterek, “Peki Cumhurbaşkanlığı seçimi
yaklaşıyor, adaylardan biri Abdullah Gül olsa oy verir misiniz
diyor, o da balıklama atlayarak ‘Veririm tabi’ diyor. Bir zamanlar
başımıza 367 diye bir bela çıkaranlar, bunlar Milli Görüşçü’dür, AK
Partili’dir, üstelikte hanımının başı örtülüdür diye seçilmemişler,
üstelik Kılıçdaroğlu gibi biri ‘Ben buna oy veririm’ diyorsa kurban
olduğum Allah verdi mi veriyor” dedi.
“BÜTÜN FAİLLERİN ELE GEÇİRİLMESİNE RAĞMEN BU BİZİ SONUCA
GÖTÜRMEDİ”
Akan kanın durması noktasında halkın kendilerine bu işin bir an
önce bitirilmesi gerektiğini söylediğini belirten Arınç, “Özellikle
son yaşanan olaylarda, bütün faillerin ele geçirilmesine rağmen bu
bizi sonuca götürmedi. Bu kadar insanın dağa çıktıktan sonra eline
silah alan bu kadar insan olduktan sonra, gideceğiniz yerde
öldüreceksiniz talimatı almasına rağmen demek ki kan akacak, demek
ki Cudi’de, Gabar’da değil, İstanbul ve Kayseri’de, belki Antep’in
en işlek caddesinde Allah’tan korkmayan birisi bir patlama yapacak.
Üç kişi, beş kişi, on kişi ölecek. Bu amaçla bizim Öcalan’la
anlayabileceğimiz dilden mesajlar verilmesiyle bir çözüm sürecinin
başlaması gerekirdi. Yapmamız gerekenin doğru olduğu inancına
vararak 5 aydır kan akmıyor. İnşallah silahlar tamamen bırakılırsa
onun yerine fikirler ve siyaset konuşulacağından kuşkumuz yoktur.
Geçmişteki tüm iktidarlar korktu. Ama biz bu işe elimizi değil
gövdemizi koyduk, yeter ki bu işte başarılı olalım, annelerin
gözyaşı dinsin. Herkes bu süreci temkinli olarak takip etmelidir,
bu süreci zora sokacak söylemlerden uzak durmalıdır” diye
konuştu.
“HERKES AYAĞINI DENK ALSIN”
Kendisini eleştiren birkaç kişinin yaptığı açıklamalarda sivri uçlu
dil kullandığını ifade eden Arınç, “Bunların yaptıkları
açıklamalara bir bakın, ne kadar sivri uçlu laf varsa söylüyorlar,
sonra da bize dönüp özür dilememiz gerektiğini söylüyorlar. Hayır,
bu sürecin başlamasına ve başarıyla sürmesine yardımcı olan
insanların başında geliyorum. ‘Cennet ucuza değil, cehennem dahi
lüzumsuz değil’. Bediüzzaman böyle diyor. Şunu söylemek istiyorum,
cennete gitmeye arzı edenler, bizi cennete gitmeye gidecek işler
yapmalıdır. Cehennemi isteyen insanlar da vardır. Zulmetmektense,
mazlum olmayı tercih ederiz. Herkes ayağını denk alsın, herkes yol
yakınken vazgeçsin. Bazıları inanmayabilir, onların cennet ile
cehennem inancı farklıdır, ama bizim inandığımız inancımızda Allah
doğru şeyler yapan, iyilik edenlere cenneti vaat ediyor” şeklinde
konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2014 Mart ayında büyük bir
seçimin olacağını da ifade ederek, “Bizim de birlik içinde olmamız
gerekir, gönül gönüle konuşmamız lazım, kendi içimizde birlik
içinde olacağız. Kimse kimsenin ayağına basıp kötü söz söylemesin,
aday konusunda sizinle istişare edeceğiz. Kim daha çok kazanabilir,
o insanın iyi inançlı ve ahlaklı olması gerekir. Benim prensip
şudur; kötü adamla kazanmaktansa iyi adamla kaybetmek daha iyidir.
Siirt’e yakışan etnik kökeni ne olursa olsun kim kazanabilir, kim
daha iyi oy alabilir, onlar arasında kim daha iyi bir hayat
yaşıyor, kimin daha iyi ahlakı var, kimin aile hayatı düzgün ona
bakacaksınız. Bunlar çok önemlidir. Ailesini güzel idare eden
Siirt’i de güzel idare eder, Türkiye’yi de güzel idare eder. Bakın
Başbakan’ın arkasında en büyük güç kim, Emine Erdoğan değil mi?
Siirt’in gelini. Emine Erdoğan da olmasaydı Başbakan da Tayyip
Erdoğan olamazdı” dedi.
Salondaki bir partilinin ‘Herkes Tayyip Erdoğan olamaz’ sözleri
üzerine Arınç, “Ee ne yapalım bizde ona benzemeye çalışırız. Bu
kadar da milleti yok sayma, bunlar da en az Tayyip Erdoğan gibi
gayret sarf edecekler” diye konuştu.
Siirt milletvekilleri Afif Demirkıran, Osman Ören, AK Parti İl
Başkanı Ali İlbaş ve çok sayıda partilinin katıldığı toplantının
ardından Arınç, temaslarını tamamlayarak Siirt’ten ayrıldı.