Ekrem İmamoğlu İBB borçlarını açıkladı
Abone olİBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk'te gündemle ilgili soruları cevaplıyor. Kanalistanbul projesiyle ilgili tavrının bilindiğini söyleyen İmamoğlu, Beştepe'deki toplantıda komisyon kurulduğunu ve sorunlara çözüm bulmayı beklediklerini kaydetti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanalistanbul'u İstanbul'un doğasına
aykırı bulduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelme
talebini yineleyen İmamoğlu, süreçle ilgili Erdoğan'ın da
sorumluluğu bulunduğunu ve İstanbul konusunda adım atmasını
beklediklerini kaydetti. İmamoğlu, İstanbul'un trafiğini iki yılda
çözeceğim gibi bir sözün aldatıcı olduğunu da söyleyerek kısa
sürede önemli çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk TV'de katıldığı canlı yayında gazetecilerin sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyükşehir belediye başkanlarına yaptığı davetin çok değerli olduğunu söyleyen İmamoğlu, toplantıda CHP'li belediye başkanları adına temennilerini dile getirdiğini söyledi. İşte İmamoğlu'nun açıklamaları;
"Bir komisyon kurmak adına, 6 maddeydi. Daha sonra bütün
belediyeler kendi illeriyle hususlara değindiler. Yanlış
anlaşılmasın, hiçbir
belediye başkanımın sorunlarını küçümsemek gibi asla bir niyetim
olamaz.
Sayın Cumhurbaşkanından Türkiye'de en büyük kent olan, özel olarak
kendilerine brif etmek, hem de neler beklediğimiz ifade etmek,
elbette ki kendilerinin taleplerin de dinlemekti. Bu yönde talebim
devam ediyor.
Randevu talebinde bulundunuz mu?
Bulunmadım, çünkü biz yenden davet edeceklerin belirttiler.
Komisyonlarla bir ortak çalışma masasıyla ilgili teşekkür ettim.
Geçen hafta bir gazetede çağrının yapılacağı noktasında bir haber
çıktı. Ama henüz bir çağrı yapılmadı.
"Kanalistanbul konusunda benim fikrimi herkes biliyor"
Şantiyelerin İstanbul adına bir kısım fiziki riskler var. Yarım
kalan şantiyeler, kuyular. Duran yatırımlar, elbetteki deprem
meselesi. Mülteci
meselesi her ne kadar merkez hükümetin meselesi gibi görünse
de.
Herşeye rağmen İstanbul'da belediye başkanlığı yapmış, yönetmiş
birisiyle konuşmanın kolay olacağını düşünüyorum. Netice itibarıyla
ne
benim şahsi meselem ne de sayın Cumhurbaşkanı. İstanbul'un çıkarına
olan, geleceğe dar atılacak adımlar meselesi. İkna edilmesi gereken
hususlar var mıdır? Bir iki husus vardır. Ters düştüğümüz belki
tartışılması gereken bazı hususlar vardır. Ama güncel konularda
ters düşeceğimizi sanmıyorum.
Ben Kanalistanbul'un İstanbul'un doğasına aykırı buluyorum. Bunu bir program konuşabiliriz.
"Biz 23 Haziran'da normal bir şey yaşamadık ki"
Bir şirkete verilmiş, kanal çizilmiş, onun etrafına havalimanı yerleştirilmiş. Bir şirket plan çalışabilir. Ama planın altlığı oluşurken hem dünya literatüründe hem de planlama meselesi açısından...
Ben Kanalistanbul'un İstanbul'un doğasına aykırı buluyorum.
Bunu bir program konuşabiliriz.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın bazı konularda
kendisine
Cumhurbaşkanından çare umuyorsa, çözümü orada arıyorsa, sayın
Cumhurbaşkanının da süreçle ilgili birtakım sıkıntıları çözmesi
gerekiyor.
Seçim döneminde Sayın Cumhurbaşkanımız bu yerel seçim öncesi
bütün İstanbul sorunlarıyla tümünü muhatap kıldı. Ben ister istemez
kendisini muhatap kıldım. Son toplantıda davet etti, 6 bakan
belirledi, bir komisyon belirlendi. Ben orada çözümü bulursam, 6
bakanımızla İstanbul'un sorunlarına yol bulursak dünyanın en mutlu
insanı ben
olurum.
"Yönettiğimiz zaman diliminde çok başarılı işler yaptık"
50 milyon liraya yakın İstanbul seçimiyle ilgili masraf yapıldı.
Başka bir
siyasi atmosfer oluştu. Biz kolay unutuyoruz. Nerede gerekçeyi
gösterip, bu
seçimin iptal edilmesini savunanlar. Yazık değil mi o insanlara?
Ben o insanlarla karşılaştım. Bir tanesi bana 'Başkanım kusura
bakmayın, benim yüzümden seçim iptal oldu' dedi. 'Kimsiniz' dedim,
'Sandık kurulu başkanıyım' dedi. Nerede bu insanlar, hani
soruşturma. Hani çalanlar,
hani hırsızlar.
Liyakata dayalı arkadaşlarımızla yönettiğimiz zaman diliminde çok başarılı işler yaptım. 10 civarında iştiraklerimizden tüm anlamıyla brifingi alamadık ama 18'inde bitirdik. Bir yandan yol yürüyoruz, birçok projenin altlığını oluşturduk.
Gerçekten 2,5 ayda çok şey istenen belediye başkanıyım, bunun farkındayım. Biz 31 Mart'la seçilenlerle aynı dönem seçilmiş gibi bir muamele görüyoruz. Daha 50. günündeyiz.
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 30 milyar borcu var"
Borçlanmayla ilgili arkadaşlarımız belli dilimde bize borçlanma
hakkını verdiler. Borçlanma şöyle bir şey değil, 'hakkımızı aldık,
yarın gidip borçlanalım'. Muazzam bir takvim yönetiyoruz. Biz
bütçeyi 3 milyar liraya
yakın aşağıya çektik. 8 milyarlara kadar yaptığımız tasarruflarla
indirdiğimizi düşünüyoruz. Kamulaştırmayla ilgili büyükşehrin
politikaların doğru yürümediğini tespit ettik. Biz şu anda mal
durumda en önemli gördüğümüz meselelerin başında yürümeyen
metro
hatları. Göztepe-Ümraniye ile ilgili protokol yaptık. Yaklaşık
iştirak şirketlerinde, ihaleye giremeyen iştirak şirketlerimiz,
vergi ve SGK
borçları var. Sadece büyükşehir belediyesiyle ilgili iştiraklerin
750 milyon
liraya ulaşan vergi ve SGK borçlarını ödemeye başladık. Son 5 yılın
bize bıraktığı vergi borçları, ihalesi yapılamayan büyük işler.
Bunların çözümünü bulmamız aslında hem sayın Cumhurbaşkanının,
sistem olarak aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı'nın mesul
olduğundan bahsediyoruz. İstanbul Büyükşehir Beledyesi'nin borcu 30
milyar üzerinde. Şu an borç 30 milyar liranın üzerinde.
Sayın Cumhurbaşkanı tam o esnada 'kırdın sandalyeyi, israf yaptın' dedi. Ben kendisinden 'geçmiş olsun' beklerdim.
Beştepe'deki toplantıda kırılan sandalye
Benim için birkaç yorum yaptılar, kırık sandalyeli diye. Ben
oturdum,
daha sonra sayın Cumhurbaşkanı konuştu. Ardından basın dışarı
çıkarıldı, ilk konuşmamı yaptım. Diğer konuşmalara geçiş esnasında
bu olay oldu. Otururken sandalye kırıldı. Arka şeyler.
Hemen ayağa kalktım, sayın Büyükerşen'i tutmak istedim, baktım
onu
da çekeceğim, vazgeçtim. Sayın Cumhurbaşkanı tam o esnada
'kırdın
sandalyeyi, israf yaptın' dedi. Ben kendisinden 'geçmiş olsun'
beklerdim.
İstanbul'a mührünüzü vuracak icraat ne olacak?
Şu anda sizinle rakamları paylaşıyorum. Ekonomiyi ve sistemi nasıl yöneteceğimizi anlatıyorum. Paşalar gibi buradayız. Mühür dediğiniz şey, yanlış anlamayın, bir magazin cevabı benden beklemeyin.
Ulaşımı çözeceğim, iki yılda çözeceğim aldatıcı olur. Biz büyükşehir belediyesinin yönetimine idari ve mali sistem getiriyoruz. Vatandaş "benim paramla ne yapıyorsun" diyor.
Erdoğan'ın devri sabık uyarısı
Devri sabık yaratma başka bir psikoloji. Bakın anlatıyorum. Milyonlarca liralık tedbirden bahsediyorum. Aldığımız tasarruf tedbirler ki üç kalemde İstanbul Büyükşehr Beledyesi'ni rahatlatmış bir belediye başkanıyım. Sadece 5 alanda İstanbul'a yaklaşık 6,5 milyon metre kare yeşil alan katacağız.
"Benim geçmişte tek utandığım bir sözüm olmadı"
Devri sabık yaratmak istesek her gün bir ismi açıklarız. Ama biz
iş
üretiyoruz.
Bir devri kapatmak bir günlük iş. O da 23 Haziran'da bir günde bitti. Bir devri başlatmak 5 yıl. Ben o beş yıla talibim.
Ekrem İmamoğlu proje iddiaları
Ne denmedi ki? Pontus dendi, Yunan dendi. Bu bir siyaset
anlayışı. 'Eh
siyaset denir böyle şeyler'. Ben tam tersini ifade ettim. Bugün
utandığım tek bir cümlem yok, tümünün arkasındayım. Ben birine o
ağır sözler söylesem bugün de yüzüne devam ederim. O gün söylendi
bitti.
Geçenlerde savunma bakanı ben ekmeği 1 kuruş yapmışım, AK
Parti'nin ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı, bunun bir
komplo olduğunu, işin sonunda Halk Ekmek' kapatmaya doğru gittiğini
bir akıl
vs. Benim soyum Rum olsa derim. Bundan sakınmam. Bunlar o gün
söylendi, o gün söylenmesinin sebebi, buradan darbeleyemeye
çalışıyorlar, her gün oyumuz arttı. İnanın neredeysem oradayım. Tek
bir gün kendime solcu da demedim, sağcı da demedim.
CHP’nin önünde gösteri yapanlar var, ‘Ey Kılıçdaroğlu ve ey İmamoğlu’ diyorlar. Böyle deyince aklınıza kim geliyor? Hangi meydanlar geliyor?
İBB'deki işten çıkarmalar
Size kanun 6 aylık deneme hakkınız var diyor. Kanuni hakkınız. Kaldı ki ahlaki bir tarafı var. Orada mağdur olan insanlar bizden değil o süreci ahlâklı olarak yönetmeyenlerden hesap sorsun. 25 Şubat – 31 Mart arası 820 kişi 31 Mart-23 Haziran arası 1558 kişi. Sayın Genel Sekreter ayrılırken ’85 bin çalışanımız var’ deyince, ‘hemen bu sayıyı chack edin’ dedim. İşe alım sürecini yönetenler sorumludur. 820’si 31 Mart öncesi 1 ay, 1558 kişi de 5 Mayıs-23 Haziran arası. İşten çıkarılanların büyük çoğunluğu böyle. Üst düzey yöneticilerin bir kısmı kendisi ayrıldı, bir kısmıyla yolunu biz ayırdık. Üçüncüsü de iş disipline, iş ahlakına uygun hareket etmediğini tespit ettiğimiz insanlarla ilgili işlem yaptık. CHP’nin önünde gösteri yapanlar var, ‘Ey Kılıçdaroğlu ve ey İmamoğlu’ diyorlar. Böyle deyince aklınıza kim geliyor? Hangi meydanlar geliyor? Bu hak aramanın ötesinde bir şey. Mağdur edenlerin onları işe alanlar olduğunun altını çiziyorum. Bu oyuna alet olmayın diyorum.”