Ekonomist gözüyle FED kararı
Abone olKrize karşı FED'in parasal genişleme kararı alması, piyasaya uzmanları ve ekonomistler tarafından yorumladı.
Garanti Bankası Ekonomik Araştırmalar Müdürü Ali İhsan
Gelberi, ''Fed, bir daha parasal genişleme konuşulmayacak
şekilde yeni parasal genişleme programını açıkladı''
dedi.
Fed tarafından dün açıklanan parasal genişleme programına (QE3)
ilişkin değerlendirmede bulunan Gelberi, Fed'in bir daha parasal
genişleme konuşulmayacak şekilde yeni bir parasal genişleme
programı açıkladığını belirterek, ABD ekonomisinde istihdam
seviyesi arzu ettikleri seviyeye gelinceye kadar her ay 40 milyar
dolarlık tahvil alımı yapılacağını ifade etti.
Fed'in faizlerin düşük seviyede kalması için öngörülen süreyi de 1
yıl uzattığını kaydeden Gelberi, beklentilerin ''Fed ne zaman
parasal genişleme yapacak''tan, ''Fed ne zaman parasal genişlemeyi
durduracak'' sorusuna odaklanacağını belirtti.
Global kriz döneminde Fed'de dahil merkez bankalarının yeni
görevler edindikleri ve nerdeyse tüm ekonomik sorunların çözümüne
talip olduklarını veya öyle bir beklenti oluştuğu için
bağımsızlıklarını büyük ölçüde yitirdiklerine dikkati çeken
Gelberi, şunları kaydetti:
''ABD seçimlerine iki ay kala Fed'in böyle bir parasal
genişleme açıklamasının yalnız ekonomik değil siyasi nedenleri de
olabilir. Sonuç olarak bu karar yalnız ABD'de değil tüm dünyada
varlık fiyatlarının düşmesini önleyecek, Fed tarafından alınacak
tahvillerin büyük ölçüde konuta dayalı tahviller olacak olması
nedeniyle, ABD'de krizin başından beri düşük seviyelerini koruyan
konut fiyatlarının bir miktar yükselmesini
sağlayacaktır.''
BEKLENTİLERİ KARŞILADI
ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, Fed'in büyük oranda
beklentileri karşıladığını, bunun da ilk etki olarak özellikle
hisse senedi ve faiz cephesinde iyimserliği desteklemiş göründüğünü
kaydetti.
Fed tarafından dün açıklanan parasal genişleme programına (QE3)
ilişkin değerlendirmede bulunan Dağdeviren, ''Özellikle işsizlik
oranının hedeflenen düzeylere yaklaşmasına bağlı ucu açık bir
destek programının açıklanması ve düşük politika faizinin en
azından 2015 ortalarına kadar korunacağının belirtilmesi önümüzdeki
dönemde piyasaların ilgisinin daha çok politik ve makro ekonomik
verilere yönelmesine neden olacaktır'' dedi.
Fed'in aldığı kararın 2013'te ABD'de mali uçurum riskinin yarattığı
tedirginliği dengelemeyi de hedeflediğini unutmamak gerektiğine
dikkati çeken Dağdeviren, ''Ben makro verilerde iyileşme görmeden
temkinli olmak gerektiğini düşünüyorum ve ne yazık ki avro/dolarda
ve bazı emtialarda gördüğümüz hızlı yükseliş bu anlamda dünya
ekonomisinde istenilen iyileşme için destekleyici olmayabilir''
ifadelerini kullandı.
Türkiye özelinde ise döviz sepetinde devam eden artış baskısının
(avro/TL ve dolar/TL ortalaması) önümüzdeki dönemde ekonomi
politika yönetiminin biraz daha zorlaştığına işaret ettiğini
kaydeden Dağdeviren, şunları kaydetti:
''Tüm dünyada büyümeye dair verileri ve politik gelişmeleri
izlemeye devam edeceğiz. Yıl sonundan önce Avrupa Merkez
Bankası'ndan (ECB) bir faiz indirimi daha görebiliriz ama para
politikalarından yeni şeyler bekleme konusunda sona gelindi
diyebiliriz. Çünkü hem Fed hem de ECB ucu açık ve nihai hedefe
odaklı programlar açıkladılar ama makro belirsizlikler henüz
azalmadı. Örneğin Fed'in yeni tahminlerine göre işsizlik oranının
2013 ve 2014'te sırasıyla yüzde 7,6 yüzde 7,9 arasında ve yüzde 6,7
yüzde 7,3 arasında olması bekleniyor. Uzun vadeli tahmini ise yüzde
5,2, yüzde 6,0. Eğer bu uzun vadeli tahmini bir hedef olarak
alırsak Fed'in uzun süre parasal genişlemeye devam edeceğini
söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu adımların makro ekonomiye
yansımaları artık çok daha önemli hale geldi.''