Ekonomik tetikçinin itirafları

Abone ol

Çıkar çevreleri geri kalmış ülkeleri nasıl soyuyorlar?

ABD'Lİ yazar John Perkins, `Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları' adlı kitabını yayınlatmakta güçlük çektiğini anlattı.

Yazar Perkins, 1 ve 2 bölüm olarak yayınladığı kitabını, ABD'de 24 yayınevinin yayımlamaya korktuğu, her seferinde tehditlerle vazgeçirildiğini söyledi. Ülkemizde de 2005 yılında yayınlanan kitapta çıkar çevrelerinin özellikle geri kalmış ülkeleri nasıl soyduklarına dair çarpıcı açıklamalara yer verilmişti. 1980'lere kadar üçüncü dünya ülkelerinde yaşanan kalkınma hırsının uluslararası para çeteleri tarafından nasıl kullanıldığını örneklerini anlatılmıştı. Perkins bir dönem bu uluslararası ağda üst düzey ekonomist olarak çalışmış ve vicdanına yenik düşerek istifa edip bu kitabı kaleme almıştı.

CHAVEZ'E AHLAKSIZ TEKLİF
Venezuela'nın sivri dilli ABD karşıtı Başkanı Hugo Chavez de bu kitaptan söz ederek, bu kişilerin kendisiyle de ilişkiye geçtiğini söylemişti. Chavez, ülke üzerinde gözetleme uçuşları yapılmasını ve ABD danışmanlarının varlığını kabul etmesi halinde kimi fonların kullanımına açılacağının kendisine teklif edildiğini açıklamıştı. Bu teklifleri reddetmesine rağmen ekonomik tetikçilerin vazgeçmediğini, zayıf devlet memurları, parlamento üyeleri, hatta kendi çevresindeki ordu mensuplarına baskı yapmaya çalıştığını dile getirmişti.

John Perkins, video görüntülerinde şunları söylüyor:

"Biz ekonomik tetikçiler, küresel imparatorluğun yaratılmasında gerçekten sorumlu olanlarız ve birçok farklı şekilde çalışırız. Belki de en sık kullanılanı, öncelikle şirketlerimize uygun kaynakları olan ülkeleri bulur ve gözümüzü üstlerine dikeriz, petrol gibi. Ardından Dünya Bankası veya onun kardeşi başka organizasyondan o ülkeye büyük kredi ayarlarız. Fakat para asla gerçekte o ülkeye girmez. O ülke yerine o ülkede projeler yapan kendi şirketlerimize gider. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar...

ÖZELLEŞTİRME TUZAKLARI

Bizim şirketlere ilaveten, o ülkedeki birkaç zengin insanın kar sağlayacağı şeyler. Bunlar toplumun çoğunluğuna yaramaz. Yine de o insanlar, yani bütün bu ülke borcun altına sokulur. Bu borç ödemeyecekleri kadar büyüktür ve bu da planın bir parçasıdır, geri ödeyemezler. Ardından biz ekonomik tetikçiler gidip onlara deriz: 'Dinleyin, bize bir sürü borcunuz var. Borcu ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü petrol şirketlerimiz için oldukça ucuza satın. Ülkenizde askeri üs kurmamıza izin verin veya askerlerimizi desteklemek için dünyanın bir yerine asker gönderin -Irak gibi- veya bir dahaki BM seçimlerinde bize oy verin.' Elektrik şirketlerini özelleştiririz.

ÜLKEYİ ÖDENEMEZ BORCA SOKUYORLAR

Sularını ve kanalizasyon sistemlerini özelleştiririz ve ABD şirketleri veya diğer çok uluslu şirketlere satarız. Bu mantar gibi biten bir şey ve çok tipik. IMF ve Dünya Bankası bu şekilde çalışır. Ülkeyi borca sokarlar ve bu öyle büyük bir borçtur ki ödenemez. Koşullara bağlı veya iyi yönetim talep edersiniz. Alında bu onların kaynaklarını satmalarını sağlar. Buna sosyal hizmetleri, teknik şirketleri, bazen eğitim sistemleri de dahildir. Adli sistemlerini, sigorta sistemlerini yabancı şirketlere satarız. Bu ikili-üçlü-dörtlü bir darbedir."



Günün Önemli Haberleri