Düşmeden elinizi uzatın!..

Türk ekonomisi bir beka mücadelesi verirken kuşkusuz iş dünyasıda bu mücadelenin bir parçası oluyor.Başarı öyküsü yazan Bakan Berat Albayrak ile ilgili yazımın ardından İzmir'den bir iş adamının gönderdiği maile karşı tercüman olmayı görev saydık.

Osman DİYADİN o.diyadin@hotmail.com

Türk ekonomiside hiç kuşkusuz  son derece başarılı bir beka mücadelesi veriyor...

Bu mücadelenin liderliğini üstlenen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak herkesi yanıltacak şekilde bir büyük başarı öyküsü yazıyor..

Geçtiğimiz günlerde Albayrak’ın Türk ekonomisinin ayağa kalkması için verdiği büyük mücadeleyi yazmıştım…

Demiştim ki;

*

“Ekonomik kriz patladığında ateşten gömlek giyen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın tavrının nasıl olacağı merak ediliyordu. Bazıları algı operasyonu ile yükleniyordu.

Ama o da aynı Başkan Erdoğan gibi sağlam durdu. 

Soğukkanlı ve zamanlaması iyi ayarlanmış doğru hamleleri yaptı ve mükemmel bir ekonomi liderliği portresi ortaya koydu...

Kim ne derse desin ekonominin patronu olarak Berat Albayrak 'Yapamaz, edemez, ekonomi onun işi mi?' diyenlerin yüzünü kızarttı.

Şimdi bir büyük başarı öyküsü yazıyor.

Dünyada paranın bol olduğu ve Türkiye’de bolca harcandığı dönemde ekonomiyi rahatça yönetenleri kahraman ilan edenler, ‘Türk ekonomisi çöktü’ diyenlere karşı Berat Albayrak'ın yazdığı başarı öyküsünü neden görmezler.”

*

İşte bu yazımdan sonra çok sayıda mail aldım…

Bakan Albayrak'a karşı karşı estirilen ön yargı rüzgarının artık yerle bir olduğunu, iş dünyasınında, sokaktaki insanında üzerindeki karamsarlığın ortadan kalktığını gördüm..

İnsanlar umutla artık geleceğe bakarken  açılan umut kapısından destek istiyor..

Bunlardan biri de İzmir’den geldi…

Mobilya sektöründe ihracat şampiyona olmuş bir şirketin sahibi iş adamımızın attığı mail "Yerli ve Milli Banka Genel Müdürlerim elinizi  uzatın" der gibi Bakan Albayrak'dan destek isteniyordu..

O nedenle seslerine tercüman olmak  hasıl oldu...

Bakın neler söylüyor işadamımız...


*
Osman Bey;
 
Yazılarınızı uzun zamandır takip eden bir okurunuz olarak ve Sayın Berat Albayrak ile yazdığınız son yazıya da güvenerek size yazmaya karar verdim.
 
Biz aslen Konyalı olup 1960’lı yıllardan beri İzmir’de yaşayan bir aileyiz. An itibari ile mobilya sektöründe Allah nasip ettiği için 1500 çalışanımıza istihdam sağlıyoruz.
Sektörümüzde Ege Bölgesi’nde ihracat birincisiyiz ve yurt içinde 105 mağaza ile hizmet veriyoruz.
 
Malum güçlerin ülkemizi zora sokmak için 2018 Ağustos ayında çektiği operasyonda yaşanan kur hareketleri ve yine bankaların kendilerini geri çekmelerinden kaynaklı biz sanayiciler de oldukça zor zamanlar yaşadık.
 
Şükürler olsun bu güne kadar ne çalışanlarımızın ne tedarikçilerimizin ne de banka kredileri ödemelerimizi bir gün sonraya bırakmadan ödedik. 
 
Sayın Cumhurbaşkanımız ve yine Sayın Bakanımız ekonomi ile ilgili açıklamalarında kamu bankalarının ölçek gözetmeden tüm işletmelere yardımcı olacaklarını söylemelerine rağmen, maalesef yeteri kadar destek alamıyoruz.
 
Ege Bölgesi’nde 1000 üzeri istihdam sağlayan 17 firmadan biri olarak başta çalışanlarımızın sonra da şirketlerimizin hayatlarına devam edebilmesi için bu kritik süreçte desteğe ihtiyacımız var.

Sayın Bakanımız Albayrak'ın  bilgisi olmasını istiyoruz.Sizlerin bizlere tercüman olmanız için yazıyorum"
 
***
İşadamı duygularını böyle anlatıyor..

Derdini bizlerle paylaşıp seninin duyulması noktasında  yardımcı olunmasını istedikten sonra bu ülke ekonomisine ve istihdamına önemli katkılar sağlamaya devam eden  böyle bir şirketin sesini duyurması açısından kayıtsız kalmak mümkün değil…
 

Bu ülkede istihdama katkı sağlayan, insanların ekmek kapısı olmuş ihracat şampiyonu bir şirkete iş işten geçmeden önce yardımcı olunması için dertlerine tercüman olmak ve seslerini duyurmak görevimiz…
 
Medya  kim için var?

İnsanlarımızın  gözü, kulağı ve dili olmak için…
 
Çünkü ülkemizde devletimiz istihdam oluşturup işsiz sayısını azaltmak isterken, iş hayatını bütün zorluklara rağmen tek işçi çıkarmadan sürdüren, ülkenin her bir köşesinde 100’ün üzerinde yerde mağazası olan bölgesinde ihracat birincisi önemli bir şirkete kayıtsız kalınmamalı…
 
 
Son dönemlerde finansman karşılığı olmasına rağmen, özellikle bankaların kredi vermekte zorluk çıkarması nedeniyle bugün “ olmak ya da olmamak” mücadelesi veriyor…
 
Ve işin ucunda 1500’e yakın çalışanın işlerini kaybedip kaybetmemeleri mücadelesi var…

Bugüne kadar her türlü zorluğa rağmen tek işçi çıkarmadan, arkalarında en küçük olumsuzluk bulunmadan, başları dik alınları açık bir şekilde mücadele ederek, Türk ekonomisine katkı vermeye devam eden bir şirket bu…
 
Fakat zor bir süreçten geçiyor…
 
Sahibi bakın ne diyor;
 
“İstediğimiz kredinin çok çok üstünde mal varlığımız olmasına rağmen bugün varlıklarımız nakite dönmediği için kamu bankalarından sadece can suyu talep ediyoruz. Ama ne yazık ki bugüne kadar olumlu cevap alamadık. Sadece karşılığı olan kredi desteği istiyoruz. Başka bir şey değil. Biz şirketimizi hem istihdam hem de ekonomiye katkı sağlayan bir devlet şirketi olarak ta görüyoruz.Yan sanayi ile 10 bin kişinin evinin aşı alıyoruz"
 
Böyle bir sese ses vermek gerekmez mi?
 
Milli Bankalarımız Halk Bank, Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası Genel Müdürleri bugüne kadar 1500 işçisi ile ayakta durmayı başaran, yan sanayi ile 10 bin kişiye ekmek kapısı olan  bu gibi  risk taşımayacak olan şirketlere bu süreçleri geçmeleri için  iş işten geçmeden sahip çıkmalı, dertlerine derman olmalılar…
 
Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak’ın ekonomiyi ayağa kaldırmak için büyük bir mücadele verdiği bu süreçte böylesine konularda hassas olduğunu, özellikle yerli şirketlere sahip çıkılması gerektiğini düşündüğünü biliyoruz…
 
İşin ucunda bir de 1500 işçi var…

1500 işçi demek yan sanayi ile birlikte 10 bin kişinin ekmeği demek
 
Söz konusu ülke ekonomisi…

Söz konusu istihdam…

Damlaya damlaya göl olur misali o şirket kapandı bu şirket kapandı derken, zarar gören hem devlet hem de millet adına biz oluyoruz…
Her kapanan şirket yüreğimizi yakıyor…

Tertemiz, arkasında en küçük soru işareti olmayan böylesine şirketlere karşılıkları da varsa ki var olduğu söyleniyor sahip çıkmak, milli bir görev olsa gerek...
 
Milli bankalarımızın genel müdürleri çağrımız size…
 
Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak, araştırma yaptırarak uygunsa böylesine bir şirkete el uzatılması için gerekli talimatları verecektir diye düşünüyorum…
 
Bu şirketin ve sahibinin adı ne diye soranlar olabilir…

İsmini vermek istemiyorum. (istenirse bulunur)

Çünkü böylesine önemli bir şirketin üzerinde olumsuz algı operasyonu yapılsın istemiyorum…
 
Sadece diyeceğim şu ki;
Mobilya sektörünün yüz akı…
İhracat şampiyonu…
Ve 10 bin kişinin ekmek kapısı…

Böylesine arkasında en küçük olumsuz iz olmayan, dünü, bugünü tertemiz, mal varlıkları istediği kredileri rahatça karşılayabileceği belirtilen bu ülkeye istihdam da sağlayan böylesine şirketlere sahip çıkmak milli görevdir...