Dünyanın müziği İstiklal Caddesi'nde
Abone olAsya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan İstanbul, dünyanın farklı yerlerinden, farklı din, dil ve kültürdeki müzisyenleri de İstiklal Caddesi'nde bir araya getiriyor.
İSTANBUL, dünyanın farklı yerlerinden, farklı din, dil
ve kültürdeki müzisyenleri de İstiklal Caddesi'nde bir araya
getiriyor.
Başından sonuna tüm dünyayı kuşatan bir müzik köprüsünü andıran
caddede, doğudan batıya modernden geleneksele her enstrümanı
dinlemek mümkün. Caddeden geçenlerin müziğin ritmine kapılarak
eşlik ettiği "sokak müziği şöleninde", cep telefonları ve fotoğraf
makineleriyle anı kaydedenler de eksik olmuyor.
Bazen tek tük bazen kalabalık bir seyirci kitlesini çevrelerinde bulan müzisyenlerse performanslarının karşılığını yalnız gülen gözlerde aramıyor, önlerine koydukları şapka, çanta veya kutulara atılacak paraları da gözlüyor.
19. yüzyıldan bu yana dünyanın önemli merkezleri arasında yer alan, yaklaşık bir buçuk kilometre uzunluğundaki İstiklal Caddesi'nin müzisyenleri, performanslarını ve görüşlerini AA muhabiriyle paylaştı.
JAPONYA'DA BU ADET YOK
Madrid'de yaşayan ve tatil için gittikleri Japonya'dan
Türkiye'ye uğramadan evlerine dönmek istemeyen Brice Dussoulier ve
Yuka Gokita, geçimlerini müzisyenlik yaparak sağlıyor.
İspanya-Türkiye ve Japonya'da kazandıklarını karşılaştıran iki
müzisyen, Japonların müziklerini dinleyip genellikle para vermeden
ayrıldıklarını, Türkiye'de ise daha çok kazandıklarını söylüyorlar.
Kendisi de bir Japon olan klarnet sanatçısı Gokita, "Japonlar
aslında müziği çok beğeniyorlar ama orada böyle bir adet yok. Para
vermeleri gerektiğini bilmiyorlar hatta isteseler bile bunu nasıl
yapacakları konusunda tereddüt içindeler. Malesef orada müzisyenler
için böyle bir kültür henüz gelişmiş değil" yorumunda
bulunuyor.
Gezdikleri ülkeler ve şehirler arasında en çok İstanbul'da
klarnete ilgi gösterildiğini vurgulayan Gokita, bundan duyduğu
memnuniyeti ve şaşkınlığı dile getirerek, Türklerin iyi müzikten
anladığını ifade ediyor.
'İŞİM YOK, GEZGİNİM'
Sandra Kluska, bir aydır İstanbul'da. "İşim yok,
gezginim ben" diyen Kluska, caddede çalan müzisyenlere
imrenerek ilk kez bir köşeye oturup eline aldığı "guitalele" ile
biraz çekingen çalmaya başlıyor. Enstrümanın küçük bir gitara
benzemesi de ilgi çektiği için ilk notada hemen yanına iki gezgin
daha oturuyor, ardından izleyicileri artmaya başlayınca utanıp
bırakıyor. Hayatında büyük değişiklikler yapmak amacıyla ilk durağı
İstanbul için yollara düşen 21 yaşındaki Kluska, herhangi bir plan
yapmadan hayatını yaşayıp görmek istiyor.
CADDENİN EVLİ GEZGİNLERİ
Yumuşak flüt sesine eşlik eden defle ritmi yakalayan İranlı evli
gezginler Elahenaz ve Nima Faez ise caddenin hareketliliğine
kendilerini kaptırmış. Günlük harcamalarını, müzikten elde
ettikleri kazançla karşılayan Faez çifti, İstanbul'u sevdiklerini,
böyle bir caddenin varlığının da turizm için büyük bir fırsat
olduğunu dile getiriyor.
TULUM SESİ TURİST ÇEKİYOR
Uzaktan hemen dikkati çeken tulum ve gitar kombinasyonu, Karadeniz türkülerini söyleyen bir grup gencin sesiyle birleşince caddede oluşan kalabalığının sebebi belli oluyor.
Rizeli Tolga Cuvelik ve Umut Kağan Çakır'a arkadaşlarının da eşlik etmesiyle oluşan grup, yarım saat içinde 150 lira kazanıyor. Çakır, özellikle tulumun turistlerin ilgisini çektiğini belirtirken, Cuvelek de caddeden her geçişinde caddede çalan müzisyenlere özendiğini, kendisinin de burada çaldığı için mutlu olduğunu söylüyor.