Dünya medyasının foyası ortaya çıktı!
Abone olBugün yazarı Tarık Toros, Taksim Gezi Parkı olayları sırasında Batı medyasının yayınlarını mercek altına aldı...
Taksim Gezi Parkı'nda yaşananlar dünya
medyasında neden farklı bir şekilde yansıtılıyor? Neden dünya
televizyonları Türkiye'nin bir yangın yeri olduğunu
düşünüyor?
Bugün gazetesi yazarı Tarık
Toros, olayların perde arkasını çok çarpıcı bir yazıyla
gündeme getirdi.
Tarık Toros, "Sanki iç savaş
planlanıyor" başlıklı yazısında bakın planın ayrıntılarını
nasıl anlatıyor:
CNN International, Gezi Parkı olayları başladığı
günden bu yana, Taksim'e kamp kurdu. En sıra dışı yayına ise
salı akşamı imza attı. Polisin o sabah
başlattığı "Taksim'i pankartlardan ve
molotoflu gruplardan temizleme" çalışması fırsat
bilindi. (Meşru bir müdahaledir bu. Dünyanın hiçbir yerinde,
kentin ana meydanını, mesela New York'ta Times Square'i 10 gün
boyunca kamu otoritesine kapatamazsınız.)
CNN'in "Türkiye'yi yangın yeri"
gibi gösterdiği yayın, uzun yıllar dış haber editörlüğü veya
müdürlüğü yapanlar için de çok enteresandı. Bu konudaki görüşleri
şöyle toparlayabiliriz:
Ülke yangın yeri
mübarek!
1. CNN'in Türkiye'ye de verilen yayını
"International", ABD'de "CNN
Domestic" yayını izlenir. Fakat salı gecesi, ABD'nin yerel
kanalları bile İstanbul ve Ankara'ya bağlandılar. CNN, belki de
tarihi boyunca ilk kez, bu kadar yoğun Türkiye'ye odaklandı. Santa
Monica'da 7 kişiyi öldüren katili bile unuttu.
2. Uluslararası yayın biraz böyledir. Sıcak
gelişme buldu mu abanır. CNN bu defa fena halde abarttı. Canlı
yayın maratonu, Türkiye saati ile çarşamba sabahı 04.00'e kadar
yaklaşık 10 saat sürdü. Paris günlerce yandı, CNN hiç
bu kadar uzun yayın yapmadı. CNN'in "non stop"
gittiği başka yayını var mı, sorduklarım içinde hatırlayan olmadı.
11 Eylül, ABD başkanlık seçimleri müstesna...
3. Kanal, İstanbul'a kalabalık bir ekiple ofis
kurdu. İlk defa Türkiye'deki bir olayı 4 muhabirle takip ettiler.
Yayına "tarihi ve korkunç
gece" anonsuyla başladılar, mikrofon uzattıklarının
çoğu hükümeti topa tuttu. Özellikle bazı Gezi Parkı sakinleri ile
yapılan söyleşilerde, görüş bildiren eylemcilerin
mükemmel ve akıcı İngilizceler'i dikkat
çekiciydi. Ekranda uzun süre "Polis CNN
kameramanını tekmeledi" kj'si tutuldu.
4. Yayının sonlarına doğru Başbakanlık Danışmanı
İbrahim Kalın yayına bağlandı. "DHKP-C ABD elçiliğine
bomba attığında terörist, Taksim'e çıkınca demokratik protestocu mu
oluyor" diye çıkıştı. Hayli
formdaydı, "Ellerinde molotofkokteyli, sopalar olan
insanların Beyaz Saray'a yürümelerine ve kamu malına saldırmalarına
izin verildiği bir durumu hayal edebiliyor
musunuz" diye sorunca, Christiane
Amanpour "Program bitti" kapanış
anonsuyla sözlerini kesti.
5. Amanpour'a gelince... Zihninizin bir yerine not
edin: 2001 Aralık ayında İsrail tanklarının kuşattığı
karargâhındaki Yaser Arafat'a "Terörü durdurmak için
ne yapacaksınız" diye sorabilmiş bir
kadındır.
6. Nick Paton Walsh, bir savaş muhabiri. Bin
Ladin'in öldürülmesi operasyonunu takip eden isimlerden...
İstanbul'a Pakistan'dan geldi. Taksim'de, sanki keskin nişancıların
hedefiymiş gibi, "Görünmemek için ışığı
kapatıyorum" demesi garipti. Haber vermedi,
dakikalarca yorum yaptı. O arada, CNN'de "Türk medyası
olayları görmüyor" kj'si dönüyordu. Oysa haber
kanalları sabahın köründen
beri Taksim'den canlı yayındaydı, neredeyse
kesintisiz...
7. Wolf Blitzer, programına konuk olan Soner
Çağaptay'a "Bu bir Türk baharı mı" diye
sorarak başladı. Çağaptay, "Türkiye'de hiç kış
olmadı" diye cevap verdi. Blitzer, gelen tweet
mesajlarına bakıp, "Türkler'in çoğu bizi seyrediyor
çünkü kendi medyalarına güvenemiyorlar" bile
diyebildi.
8. Taksim'deki olaylarla ilgili sert bir Beyaz
Saray açıklaması okundu CNN'de. Metin, Beyaz Saray'ın
web sitesine düşmeden önce CNN'e ulaşmıştı.
Baskılara rağmen iptal
etmemişler!
Dün, ABD'den gelip TBMM'de temaslarda bulunan bir
heyete mikrofon uzattık. Yorumsuz aktarıyorum:
Georgia Meclisi Milletvekili Thomas Keith
Taylor: Bize kaygılarını bildiren, gitmekte ciddi
misiniz diye soran, caydırmaya çalışan insanlar oldu. Geldiğimiz
zaman medyada duyduklarımızla burada gördüklerimizin alakası
olmadığını fark ettik. Batı medyasının, özellikle CNN
International'ın bu konuda biraz abartılı yayınlar yaptığını
düşünüyoruz. ABD'den gelirken ülkenizin tamamen ateşler içinde
olduğunu düşünüyordum.
Atlanta Polis Şefi Thomas Edison
Brown: 24 yıllık bir kanun adamı olarak benim
gördüğüm olayların çok sınırlı alana sıkışması. Burada polis, çok
iyi iş yapmış gibi duruyor. ABD gazetelerinde ve ulusal TV'lerde
gördüğüm burada gördüğümden tamamen farklı. Çok abartılı şekliyle
vermişler.
ABD'li Lobici ve Danışman Andrew Ryan
Long: Özellikle CNN'de gördüklerimden çok etkilendim.
Neredeyse gelmeyecektim. Zaten medya her zaman çoğunluk yerine
azınlıkta olan yüzde 10'luk kesimi, kötü durumu gösterme
eğilimindedir.
Ne yandasın?
Twitter'da Prof. Dr. Erol Göka harika sormuş...
Onunla bitirelim:
"Bazılarının devrim yapmak, bazılarının
kaos yaratmak istediği apaçık ama sen ne yapmak istiyorsun kardeş,
cevabını bana değil kendine söyle!"