Doğum sonrası depresyona dikkat !
Abone olYrd. Doç. Dr. Bilge Burçak Annagür, doğum sonrası depresyonun, anneleri hem fiziksel hem de duygusal açıdan etkileyen önemli bir psikolojik ...
Yrd. Doç. Dr. Bilge Burçak Annagür, doğum sonrası depresyonun,
anneleri hem fiziksel hem de duygusal açıdan etkileyen önemli bir
psikolojik hastalık olduğunu söyledi.
Birçok kadının anne olduktan sonra hafif hüzünlü ve kaygılı
olduğunu, ruh halinde değişiklikler görüldüğünü ifade eden Selçuk
Üniversitesi (SÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Yrd. Doç. Dr. Annagür, “Bu belirtiler normalde 7-10 gün
içinde kendiliğinden düzelir. Az görülen ancak daha ağır sorunlar
doğum sonrası depresyon ya da doğum sonrası psikozdur. Doğumdan
sonraki ilk 6 hafta içinde başlar ve tedavi edilmediği durumlarda
1-2 yıla kadar sürebilir” dedi.
Anne olan kadınların yüzde 10-15’inde doğum sonrası depresyonun
gelişebileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Annagür, hastalığın
nedenleri arasında hamilelikte salınan hormonların doğumla birlikte
aniden düşmesi gibi biyolojik nedenler ve kişilerarası ilişkilerde
bozulma, stres ve sosyal destekte yetersizlik gibi psikososyal
nedenlerin sayılabileceğini vurguladı. Annagür, “Doğum öncesi
depresyon, anksiyete bozukluğu gibi bir psikiyatrik rahatsızlığın
olması, hamilelikte başlayan depresyonun bulunması, ilk gebelik
olması, annelik rolü için hazırlıksız, istenmeyen gebelikler ve
gebelikte yaşanan sağlık sorunları, doğum korkuları, sosyal
desteğin olmaması, evlilikle ilgili sorunların bulunması anneyi
ruhsal açıdan olumsuz yönde etkileyen önemli risk faktörleridir”
diye konuştu.
İŞTE BELİRTİLER
Hastalığın çeşitli belirtilerinin olduğunu kaydeden Annagür, bu
belirtileri şu şekilde sıraladı:
“Şiddetli hüzün ya da suçluluk duygusu, aşırı yorgunluk, enerji
kaybı, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, öncesinde zevk aldığı
etkinliklerden eskisi kadar zevk alamama, uzak durma, endişe,
sinirlilik, huzursuzluk, sıkıntı, bunaltı, kendiliğinden ağlamalar,
iştahsızlık, kilo kaybı, uykusuzluk veya aşırı uyuma, bebeklerini
yeterince sevmediklerine ya da yeterince besleyemediklerine yönelik
inanışlar, bebeğin uykusuyla ilgili endişeler, bebeğe zarar verme
korkusu ve bunlarla ilgili kendini suçlu görme, bebekle ilgilenmek
istememe ve bebeği öldürmek istemeyle ilgili düşünceler ortaya
çıkabilir.”
"ANTİDEPRESANDAN KORKMAMAK GEREKİR"
Ağır depresyonda mutlaka bir tıbbi değerlendirme yapılması
gerektiğine dikkat çeken Yrd.Doç. Dr. Annagür, “Öncelikle
depresyona neden olabilecek hormonal nedenler veya başka medikal
hastalıklar saptanmalıdır. Gerektiğinde antidepresan ilaç
kullanmaktan korkmamak gerekir. İlaç kullanmaktan korktuğu için
tedavi alamayan birçok kadında intihar davranışı ortaya çıktığını
veya diğer sosyal sorunların ilerlediğini biliyoruz. İlaç kullanmak
her zaman emzirmenin kesileceği anlamına gelmez. Bebeğinizin sadece
emziren anneye değil ruhsal açıdan sağlıklı bir anneye ihtiyacı
olduğunu unutmayın. İlaçsız tedavi (psikoterapi) seçeneğini de
psikiyatristiniz ile mutlaka konuşmalısınız. Ayrıca uyku ve yeme
düzeninin sağlanması ve iyi bir sosyal destekle bu süreç daha kolay
atlatılmaktadır” dedi.
(İHA)