Doğu ve Güneydoğu’daki asıl tehlike!
Abone olAK Parti’nin Diyarbakır'da birinci sıra milletvekili adayı Tarım Bakanı Mehdi Eker İnternethaber'e konuştu.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
DİYARBAKIR- 12 Haziran’da yapılacak seçimler için geri
sayım başladı. Yeni Anayasayı yapacak Meclis’in belirlenmesi
anlamına gelen bu kritik seçimde gözler Doğu ve Güneydoğu
Anadolu’da.
Böyle kritik bir süreçte biz de internethaber
olarak seçimin nabzını tutmak için Diyarbakır’a gittik.
Sarı-kırmızı-yeşil renkli bayraklarla süslenen Diyarbakır
sokaklarında Başbakan Erdoğan’ın “Sivas’ın ötesine
geçemiyorlar” diye eleştirdikleri CHP’nin uzun
yıllardan sonra yeni bir umut ve heyecan yaşadıkları seçim
çalışmalarını izledik, 13 yıl sonra MHP lideri
Devlet Bahçeli’yi Diyarbakır’a getiren sürecin perde arkasını
aralamaya çalıştık.
Asıl duraklarımızdan biri
ise Başbakan Erdoğan’ın milliyetçi
söylemi nedeniyle oylarının bölgede düşeceği iddiasında bulunulan
AK Parti oldu. AK Parti’nin birinci sıra
milletvekili adayı Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker hem
bu iddialara yanıt verdi hem de seçim sonrası partisinin
Kürt sorununun çözümündeki yeni yol
haritasını anlattı.
Diyarbakır Silvan’da “PKK uzantılı
zihniyetin iş araçlarını yaktığı” ilçe başkanını
ziyaretten geldikten sonra görüştüğümüz Bakan Eker önce doğu ve
güneydoğudaki en büyük tehlikeyi anlattı. Eker’e göre, "BDP
zihniyeti bırakın ayrı etnik köken farklı kültür ve inançlara sahip
insanlara tahammül etmeyi; Kürtleri bile, “Sen benim istediğim
partiye oy vermiyorsun” diye ayırmaya, onlara saldırmaya, hain ilan
etmeye başladı. Asıl tehlike de budur” dedi.
KÜRT SORUNU ÇÖZÜLÜRKEN TÜRK SORUNU YARATILMAYACAK
“Kürt sorunu var, mevcut Anayasa içinde
yapılabilecekler yapıldı, atılabilecek adımlar atıldı. Şimdi sırada
sivil, kısa, yüksek standartlarda demokratik bir anayasa
var” diyen Bakan Eker bunun sınırlarını da çizdi.
Kürtlerin demokratik, standartları yüksek, sivil bir rejim altında
daha huzurlu, müreffef ve güven içinde yaşamaları için barış
yöntemi içinde bir çalışma yapılacak ama bu yapılırken bir Türk
sorunu yaratılmayacak...
İşte Eker'in İnternethaber'in sorularına
yanıtları:
2007-2011 SEÇİMLERİ ARASINDAKİ FARK
-Seçim için geri sayım başladı. Nasıl
gidiyor çalışmalar?
Bürolarımıza PKK
ve BDP uzantılı olduklarını sandığımız kesimlerce saldırılar var.
Çocukların ellerine bombaları verip attırıyorlar. Ama seçim onların
bunu yapmasıyla engellenmez. Bunu onlar da biliyor. Amaçları halkı
korkutmak ve hür iradesinin sandıklara yansımasını engellemek.
- Bunda başarılı oluyorlar mı?
Bunu sandıklarda ve seçim sonuçlarında göreceğiz. Şimdiden bir şey
söylemek mümkün değil. Ama insanlar korkuyor. Zorla, gözdağı
vererek kepenk kapattırılıyor. Bazen belediye adına, bazen belediye
kılığında gidiyorlar. Belediyenin ertesi gün gidip ağır cezalar
kestiğini söyleyenler var. Belediye kayıtlarına bakılsın. Haraç adı
altında kesilen cezalara baksınlar.
- Bu bölgede 2007-2011 seçimi arasında nasıl bir fark var.
Değişen bir şey var mı?
2007 seçiminde şiddet yoktu bu seçimde şiddet var. Amaçlanan
Türkiye’nin istikrarını bozmak. Halkın oyu serbest kalırsa onlardan
değil bizden yana kullanacak diye endişe ediyor, bunun için baskı
yapıyorlar. Yerel seçimlerde de baskı vardı. O oylar hormonlu
oylar. Seçimleri kazanabilirlerdi ama o oranlar kesinlikle
şişirilmiş oranlar.
KÜRT MESELESİ BİTTİ Mİ?
- Hükümetin büyük bir umut, beklenti yarattığı ama bunu
karşılamadığı söyleniyor…
Doğru değil. Kürt sorununda atılan adımları önünüze koyup okudunuz
mu?
-Yapılacaklar bitti mi?
Hayır. Kürt meselesi devam ediyor. Bugüne kadarki kısmı mevcut
Anayasa çerçevesinde yapıldı. Ama Anayasa değişikliği sürecinde
partimize açılan kapatma davası nedeniyle Türkiye 2.5 sene zaman
kaybetti.
- Bazı reformların gecikmesi bu nedenle mi?
Elbette nasıl yapacaksınız. 2.5 sene Türkiye iktidar partisi
kapatılıyor, kapatılacak tartışması yaşadı. Ekonomi, siyasi düzen,
istikrar etkilendi. Bir de seçim süresi 4 yıla indirildi. Geri
kalan sürede atılan adımlara bakın bunların büyük adımlar olduğunu
görürsünüz.
- Daha fazlası yapılamaz mıydı?
Siz oturup kendi kafanızdan ideallerinize hayallerinize göre
beklentiye girebilirsiniz. Bunun ayarı ölçüsü ne? Burada hükümetin
bir hayal kırıklığı yok. Türkiye şartlarında yapılabilecek şeyler
yapıldı, atılabilecek adımlar atıldı. Atılabilecek adımlar
diyorum…
En son biz yeni bir Anayasa yapılmasına zemin teşkil edecek altlığı
hazırladık. O 26 maddelik anayasa değişikliği yapılmasaydı yeni bir
anayasaya zemin teşkil edilemezdi. O altlık hazırlanmadan yapılan
anayasa değişikliği veya taslağı iktidar partisinin kapatılmasına
zemin oldu. Önce o gerekçeyi ortadan kaldırmak gerekiyordu. Biz o
zemini düzelttik.
AK PARTİ’NİN YOL HARİTASI
- Sorunun bitmediğini siz de kabul ediyorsunuz. Peki bundan
sonra ne yapılacak?
Bundan sonraki süreçte yol haritamız şudur. 2011 seçimleri ile bize
yetki verilirse biz Anayasayı değiştireceğiz. Anayasada ne
olacağını mutabakata varacağımız zemin belirleyecek. Benim görüşüm
belirlemeyecek.
- Ama o anayasanın bir çerçevesi var sanırım?
Önceden bunu ifade ederseniz başkasının iradesine ipotek koymuş
olursunuz. Ama çerçeve şu olacak. Sivil, kısa, yüksek standartlarda
demokratik bir anayasa. Özü bu, içeriği maddeleri ise mutabakatla
oluşturulacak. Mutabakat zeminini parlamentoda sağlayamadınız o
zaman çerçeveyi STK, toplum temsilcileriyle görüşürsünüz.
KÜRT MESELESİ TÜRKLERİN DE MESELESİ
- Kürtler için Anayasa’da statü sağlanmazsa demokratik
özerkliği ilan edeceğiz deniliyor.
Herkes her şeyi tartışır. Biz Türkiye’yi idare ediyoruz. 73 milyon
insan var ortada. Kürt meselesi artık Kürtlerin meselesi değildir.
Kürt meselesi aynı zamanda Türklerin meselesidir. Türkiye’nin
bütününü dikkate alan bir siyaset izlenmesi lazım.
- Başbakan’ın milliyetçi oylara oynadığı söyleniyor. Bu
eleştiriyi nasıl karşılıyorsunuz?
Hergün bir şey için suçlama var. Ne demek milliyetçi oylara
oynuyor? Başbakan miting meydanlarında BDP’ye oy veren seçmen
kardeşlerime de sesleniyorum, MHP’ye oy veren seçmen kardeşlerime
de sesleniyorum diyor. Öyle saçma şey olur mu? O değerlendirmelerin
hepsi sübjektif değerlendirmeler.
Diyarbakır’da içtenlikle söylüyorum görüştüğüm herkes AK
Parti’nin 8.5 yılda Kürt sorununun çözülmesi noktasında attığı
adımlardan son derece memnun. Halkın başka sorunları da var.
Kalkınma, alt yapı, istihdam… İnsanlar mutlu da olmak istiyor.
Bazıları gibi daha çok gözyaşı olsun, kan aksın, barut duman olsun,
küçük çocukların ellerinde bombalar patlasın ben de daha çok
besleneyim diye oy avcılığı yapmıyor. İnsanlar bundan nefret
ediyor. Ama insanlar korkuyor. Korkutma ve var.
GÜNEYDOĞU’DAKİ EN BÜYÜK TEHLİKE
- CHP geçen seçime göre daha umutlu? Nasıl
görüyorsunuz.
Umut dünyası umutsuz yaşanmaz tabi… Ben herkesin her yerde olmasını
arzu ediyorum. Demokrasi çoğulculuk budur. Türkiye bu bölgede
BDP’nin zihniyeti nedeniyle tehlikeli bir noktaya gidiyor. Eskiden
bu şehirde ayrı ırk, etnik yapı, farklı kültür ve inançlara sahip
insanlar bir arada barış içinde yaşardı. Şimdi adamlar bırakın
başka bir etnik yapı dinden olanlara tahammül etmeyi Kürtlere bile
“Sen benim istediğim partiye oy vermiyorsun, istediğim şekilde
bağırmıyorsun, istediğim renkleri kullanmıyorsun” diye saldırıyor,
yakıyor, hain ilan ediyor. Asıl tehlike budur.
-Yani şimdi de Kürtleri kendi içinde
bölüyorlar?
Evet. Kürtler arasındaki bölünmeyi yaratan bu tekçi zihniyettir.
İnsanlara “camiye gitmeyin, gidersen sen benim anladığım Müslüman
değilsin” diyor. Böyle saçma şey olur mu? Bu demokrasi, barış ile
nasıl bağdaşır. Eskiden yoktu bu, BDP ile ortaya çıktı. Daha
doğrusu BDP’nin arkasında durduğu, sahiplendiği zihniyet ile ortaya
çıktı.
SEÇİM BEKLENTİSİ NE?
- Seçimlerde ne görüyorsunuz?
Çok başarılı bir seçim olacak. Diyarbakır’da oylarımızı
arttırıyoruz, arttıracağız. Bu toplum üzerinde baskı vardı. Dün
devletin inkarı-reddi, asimilasyon politikası ile yaratılan baskı,
faili meçhul cinayetler, zulümler işkenceler vardı. Son 8 yılda
alınan mesafe Türkiye’yi çok daha şeffaf ve ileri bir noktaya
götürdü. Bugün de baskı var ama bu baskı BDP ve PKK uzantılarından
geliyor. Onların zorlaması ile kepenk kapatılıyor. Böyle ortamda
insanların bangır bangır fikirlerini söylemesini beklemeyin. Burada
yapılacak olan devlet hükümet olarak seçimin güvenliğine dair
almamız gereken tedbirleri almak. Bunlar da alınacak. Bizim
düşüncemiz bu seçimlerin diğer seçimlere göre daha iyi şartlarda,
daha güvenli yapılacağı yönünde.
NEDEN AK PARTİ HEDEF TAHTASINDA?
Ortamı terörize edip insanları sindirerek bundan politik çıkar
sağlamaya çalışıyorlar. Yapılan eylemlerin tercümesi bu. Burada
hedef AK Parti. Çünkü AK Parti Türkiye’yi dönüştürecek ve
demokratik kazanımları sağlayacak tek parti. Bunun için anayasaya
hazırlanıyoruz. Şu anda bütün güçler Ergenekon’u Silivri’si, PKK’sı
ittifak halinde. Bunlar statükonun güçleri. AK Parti’nin kolunu
kanadını nasıl kırar da Anayasa değişikliği yapacak güçle Meclis’e
girmesine engel oluruz diye uğraşıyorlar.
KÜRT SORUNU ÇÖZÜLÜRKEN TÜRK SORUNU
YARATILMAYACAK
Ben Kürdüm dünya alem biliyor. Kürtlerin demokratik standartları
yüksek, sivil bir rejim altında daha huzurlu, daha müreffef ve daha
güvenli yaşayacakları bir ortamı tesis etmeye çalışıyoruz. Bunu
yaparken de bir Türk sorunu da yaratmamaya çalışıyoruz. Ben tek
gündem maddesi değil çok gündem maddesi olduğunu düşünüyorum.
Yöntemde barış yöntemi. Başkasını kırarak dökerek, molotof kokteyli
atarak, mayın döşeyerek yapmıyorum. Benim için meşru değil
bunlar.
Ben bu zihniyete karşıyım. Bu zihniyetle Kürtler için bir şey elde
edilemez. Bu yol yol değil. 8.5 yılda attığımız adımları ne
bunlardan korktuğumuz için attık ne de birilerine özel olarak
yaranmak için yaptık. Türkiye’nin standartlarının yükseltilmesi,
hakkın teslim edilmesi gerektiğine inandığımız için yaptık.
Yaptıklarımız bir lütuf da değildir, haktır.